Farkında mıyız, “başımızın gözümüzün sadakası olsun” diye düşünerek kırmızı ışıklarda ya da cami önlerinde verdiğimiz madeni liralar dilenciliğin meslek haline gelmesine katkı sağlıyor.
Kabul ediyorum. Dinimiz hep paylaşmayı infakı teşvik ediyor. Zekât şartıyla verebilmenin önemine azami derecede hissettiriyor. Lakin bu durumu istismar eden aileler insanların duygularını sömürerek meseleyi çeteleşmeye kadar götüren akılamaz durumlar ortaya çıkarıyor. Aileler diyorum zira özellikle trafikte bu işi yapanların resmi verileri göre %70’ini çocuklar oluşturuyor.
Her ışıkta bir dilenci. Parselleme yapılmış. Ve gece gündüz fark etmeden hep aynı tipler. Çoğu Suriyeli. Bir örnekle anlatalım. Geçen hafta içiydi 01.00 civarında bir dost meclisinden dönüyoruz. Ahmet Özcan Caddesi’ndeki ışıklardan birinde gecenin o saatinde 2-3 yaşlarında bir çocuğun elinden tutan adam, yine o saatlerdeki yoğun trafikten yararlanmak için araçların camına yapışıyor. Hadi kendini anladım. Gecenin o saatinde küçücük çocuğa neden zulm ediyorsun? Aracın önünde oturan abimiz çocuğa çok acıdığını söyleyerek camdan uzatıyor parayı. Aldıkları gibi diğer araca…
Yanlış yapıyoruz. İlmimiz belki yetmez ama bunun adı ne sadaka ne fitre ne de zekât olabilir. Küçücük bedenleri mesleksiz yapmanın yolu bu. Kaldı ki araçların arasında canlarını hiçe sayarak koşturduklarını kiminin bu yüzden öldüğünü de biliyoruz.
Şehirde bu işle mücadele polise ve zabıtaya düşüyor. Ramazan ayında ise en fazla gayret gösterenler özellikle bu tipleri toplama vazifesini yürüten Zabıta ekipleri.
Konya’da Zabıta deyince son yıllarda yaptığı başarılı çalışmalarla ve projelerle akla gelen ilk isim Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Haluk Yılmaz… Onu ilk eli bıçaklı seyyarlar ile mücadele ederken gördük, sonrasında zabıta teşkilatını ıslahı, şehri tabela kirliliğinden temizlemesi, esnaf ile iç içe yaptığı eğitim projeleri…
Çok yakından tanımıyoruz ama yaptığı çalışmaları dikkatle izliyoruz. Nadir de olsa bu şehirde liyakat sahibi yöneticiler bir yerlerin başına gelebiliyor, dedirten cinsten.
Dilenci meselesi onların da ilk gündemlerinden biri. Günde ortalama 100 kişiyi bir bir toplayıp halkın huzurunu temin için gayret gösteriyorlar. Haluk Başkan bilimsel çalışmayı seven biri. Çıkardıkları istatistiklere göre bir dilenci ayda 3,500 TL para kazanıyor.
İnsanımızın acıyarak verdiği küçük meblağlar ay sonrası büyüyor büyüyor büyüyor…
Zabıta ekipleri ancak yasaların elverdiği kadar kısmi görev yapabiliyorlar. Polisle istişareli olarak GBT bilgilerini sorgulatmaları dâhil en fazla akşam vaktine kadar toplanan kişilere engel olunabiliyor.
Sonra aynen devam…
Belirli bir ceza müeyyidesi olsa toplum da rahat edecek. O çocuklar da!
Yalnız bazen çocukların dilencilikten alıkonulması noktasında müdahaleye, bizim yufka yürekli vatandaşın tepkisi oluyormuş. Aklımızı başımıza almamız gerekiyor. O çocuklar alındıktan sonra ailelerine teslim ediliyor. Hem onun hem de trafiğin güvenliği için yapılanlar. Bu duruma tepki vermemiz bir yana polisimizin zabıtamızın yanında olmamız gerekiyor. Aksi tavrımız o küçücük çocukların geleceklerinin kararmasına neden olabilir.