Millet olarak özellikle de genç neslin biraz daha kıbleye yönelmesi ile birlikte vatandaşın; imamlarımızdan, müezzinlerimizden, kısaca din adamlarımızdan dolayısı ile de Diyanet’ten beklentileri artıyor.
Ne demek istediğimizi şöyle açalım.
Mesela dün dile getirdik. Artık vatandaş Cuma hutbesinde şu camide bu ayeti kerime okunuyor, bunda niye okunmuyor diye sorguluyor.
İşte bir başka duyarlı vatandaşımız Ahmet Başünal Bey, “Abi müftülüğe bir de sen duyursan” diyerek vatandaşın müftülükten beklentilerini yazıyor.
Bakın Ahmet Bey mesela ne istiyor;
1-Şu gürültülü müzikli düğünler. Hutbelerde dile getirilse; biz bu insanlara hakkımızı helal etmiyoruz. Polisi arayınca saat 24’e kadar yayın serbest deniyor. Resmen kul hakkıdır. Bu konu ısrarla dile getirilse.
2-İnsanın vermek istese de veresi gelmiyor. Müftülük camilerde her hafta yardım istiyor. İnanın cemaat “yardım duyuru dualarına” artık “AMİN” bile demiyor. Ayda bir kere toplanıp, taksimat yapılsa bundan daha iyi olur.
3-Trafikteki vurdumduymaz davranışlar dile getirilse. Saygı sevgi ve kul hakkı vurgusu yapılarak nasihatler içine dahil edilsin. Olur ya bir kişi faydalansa kârdır...
……………...
Ahmet Bey’in bu yerli ve yerinde isteklerine harfiyen katılıyoruz. Ve buradan yetkililere iletiyoruz.
BAŞKENT’İN VATANDAŞI
BUNA MI LAYIK?
Önce şu iki fotoğraf karesine dikkatlice bakar mısınız?
Bu ve bunun gibi elimizde yüzlerce kare var.
Burası Konya’nın göbeği, valiliğin bulunduğu yer. Ray döşeme çalışması yüzünden erkeklerin kadınların sırtına, gençlerin yaşlıların omuzuna basa basa iteleyerek kakalayarak karşıdan karşıya geçiş işkenceleri.
Hani bir Başkent her zaman Başkent idi?
Bu mu başkentlik?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Verdiği sözü yutanla değil, verdiği sözü tutanla yaşa…
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Dostluğun sadece bir kelimeden ibaret olmadığını anladığımız zaman ADAM oluruz.