Bugünün güzel bir hafta sonu olmasından pastırma yazının rehavetinden yararlanarak iki sıkıntısız rahat konusu ile sizlerle birlikteyiz.
………………………
Dün sabah bu şehrin önemli bir STK’larının başında sık sık da protokolde görmeye alıştığımız bir abimiz trafikten sıkılmış ki şöyle bir bilgi paylaşımı yapıyordu;
“Abi hayırlı sabahlar. Cuman ve mevlit kandilin mübarek olsun.
Bir kaç gündür Büyükşehir Belediyesi ekipleri yeni İstanbul Caddesi ve Beyşehir Çevre Yolunda çevre düzenleme ve sanırım kışa hazırlık çalışması yapıyor.
Sağ olsunlar ellerine sağlık ama;
1-Bu işi trafiğin bu kadar yoğun olduğu caddelerde yine trafiğin en yoğun olduğu sabah saatlerinde yapmak yerine 10-16 saatlerinde yapmak ya da bunu düşünmek ne kadar zor olabilir acaba?
2-İnanılmaz bir kuyruk var. Bir tarafta eski sanayi alt geçidinde başlayıp Dedeman kavşağında bitiyor. Diğer tarafta Otogar kavşağında başlayıp Kavaklı Petrol’de bitiyor.
3. Bir tane kamyon ve başında 4 adam var ama kilometreler boyunca 1 şeridi kapatıyorlar. Sadece çalıştıkları alan ve yakın çevresini kapatıp bu kadar eziyet çektirmeseler keşke vatandaşa.
İlgin için şimdiden teşekkür ederim.”
…………
Sayın STK Başkanının, bu dostumuzun içinde bulunduğu ortamdan samimiyetle iyi niyetle paylaştığı konuyu gözümüzün önünde canlandırarak hak vermemek mümkün değil.
Şimdi ben buradan zaman zaman Uğur İbrahim Altay’ın elinde sihirli değnek yok ki dokunsun çözsün dediğimiz konuda bu.
Haaaa Tahir Başkan gitti kötü idi. Uğur Başkan geldi her şeyi ile iyi… asla demedim, dememde.
Tek dediğim şehircilik belediyecilik konusunda Uğur Başkan Selçuklu’da kalfalık dönemini Türkiye çapında ispatladı ve şimdi Büyükşehir’de ustalık dönemini yaşıyor.
Uğur Başkan’ın iyi ve güzel şeyler yapacağına inanıyor muyum?
Evet, dibine kadar hem inanıyorum, hem de güveniyorum.
Tahir Başkan’ın üç dönem yönettiği şehir ve belediye ile ilgili yazdıklarımın aha orada. Girin arşivimize bakın. Tahir Başkan’ın gönülden maddi değil manevi 1 numaralı gazeteci dostu olarak benim kadar Tahir Başkan’ı eleştiren bir tek insan varsa çıksın ortaya. Hodri Meydan.
Gelelim bugüne, Uğur Başkan’ın kucağında trafik gibi, hava kirliliği ile direkt bizimle sizinle ilgili hayati sorunlar var ki bunlar öyle bir iki yılda çözülemeyecek kadar katmerleşmiş durumda.
Daha durun bu trafik ne ki?
Önümüzdeki günlerde açarız inşallah.
Hani Konya olarak hop oturup hop kalkıyorduk ya METRO diye. Hatta belli bir kesim “metro olmadı” diye Tahir Başkan’la makara yapıyordu ya.
Şimdi Reis talimat verdi Uğur Başkan düğmeye bastı.
Metro için kazmaya vurulsun bir hele. Siz daha bugünleri mumla arayacaksınız.
Bizler Konyalı olarak hep işin börek yeme faslında olduk.
Ama bu işin hem böreği vardı hem de sizin o çok iyi bildiğiniz böreği vardı değil mi?
Yarın bir gün belki dört yıl belki beş yıl kimse trafik diye ağlamayacak. Sıpanın büyüğü ahırda.
Gelin kendimizi yavaş yavaş o günlere hazırlayalım.
Ankara Metrosu yapılırken Ankara basınını Melih Gökçek’i eleştirenleri bir hatırlayın. Ankaralının burnundan geldi burnundan. Bırakın trafikte ilerleyememeyi yazın tozlar arabaların içine girerken yağmurda karda jeepler çukurlara gömülüyordu.
Ama daha sonra metro işi bitip Ankaralı bir uçtan bir uca beyefendiler gibi gidip hanımefendiler gibi gelirken hepimiz “Şu Melih Gökçek Konya’ya gelse de bir dönem Konya’da görev yapsın” diyorduk. YALAN MI?
Melih Gökçek’e hiç gerek yok beyler. Belki de Melih Bey’den, ben diyeyim 10 gömlek, siz deyin 30 gömlek üstün kendi çocuğumu, bir Uğur Başkan var.
Baylar bayanlar lütfen sabır.
Daha yolun başında bile değiliz.
Lütfen uzun süreli yeni zevkler almak için biraz konsantre olun.
BİR BAŞKA DÜNYADIR
BİZİM DOĞANLAR MAHALLESİ
60’lı yılların sonunda Karma Orta Okulunda okudum. Hani hepimiz için özellikle benim yaşlardaki insanlar için ilkokul, ortaokul, hele hele en deli yıllarımız lise ve üniversite yılları unutulmaz hatıralarla doludur.
Buraya neden gelmek istediğimi önce belirteyim de sonra yine Karma Ortaokulunun arka sokaklarında dolaşalım.
Türbe önünden bir dostumuz dün gece öylesine bunalmış daralmış ki bize şöyle yazıyordu;
“Hayırlı heceler Uğur abi… Konya Doğanlar Mahallesinde düğünlerde karakol olmasına rağmen Cuma günü başlayıp pazar akşamına kadar ateşli silahlarla yoğun bir şekilde gelişi güzel kullanılıyor. Bu mahallenin özelliği nedir ki de hiçbir şekilde müdahale edilmiyor. Bu konuyu yetkililere iletirseniz sevinirim abi hayırlı geceler saygılar sunarım…”
………….
Abimizin yazdıklarından anlıyorum ki eğer türbe önünde dükkanın var ise Doğanlar Mahallesi bölgesinde de oturuyorsan Konya’yı en iyi kendisi biliyordur.
Haa zaten abimizde polisin bu silah atma işine karakol olduğun halde müdahale etmemesinden yakınıyor. Ben biraz kaşarlanmış biri olarak Devlet kesinlikle “müdahale edilmiyor” dedirtmeme adına ama tutanak ile ama oralarda devriye görüntüleri ile görevini yapmıştır. Yaptığını da ispatlar. Ama hepimiz çok iyi biliyoruz ki o bölge insanını kontrol altına almamız mümkün değil.
Hele hele 40 yıl öncesini birebir yaşamış bir insan olarak bugün Türkiye’ye monte edilmeye çalışılan demokrasi, insan hakları … gibi AB standartlarında inanın polisin de işi çok zor.
…………………..
O ortaokul yılları ne güzel yıllardı. Müdürümüz rahmetli Ömer Ali Öncan Bey karizmatik yapısı ile tüm öğrencilerin karşısına geçip ellerini arkadan bağladığı zaman yüzlerce öğrenci korkusundan nefes alamazdı. Takım elbisesi pırıl pırıl toz konmamış ayakkabısı ile tek tek cümleler ile söyleyeceğini söyler, arkasını döndüğü zaman derin bir oh çekerdik.
Mesela hâla yine bildiğim kadarı ile rahmetli oldu; dev cüsseli krem renkli önlüğü ile Matematik öğretmenim Ahmet Ün Hoca’nın yeşil tahtanın önünde koca pergeli ile elime vurduğunu, elimin anında kıpkırmızı kabarıp saatlerce yandığını nasıl unuturum.
İşte o okulun bir yanı Doğanlar Mahallesi bir yanı da Konya Kapalı Cezaevinin duvarları idi.
Bizim tam üç yılımız geçti o duvarların arasında. Yani o yıllardan bu günlere geçtik. O yıllar bizimle oynayan çocuklar bugün benim gibi öbür tarafa geçmenin hazırlığını içerisindeler. Bizim o günkü oyun arkadaşlarımız yaşları 60’da olsa doluya da sıkarlar boşa da.
O orijinal mahallenin özelliğini bilen bilir. Gerisi lafı güzaf.
………..
Sizlere iyi tatiller bizleri iyi çalışmalar.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak sanattır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Selam verip selam almanın bir insani davranış olduğunu idrak edebildiğimiz an daha iyi ADAM olabiliriz.