Goethe’nin doğu-batı divanı isimli eseri aklıma düştükçe düşünürüm; zira doğu ve batı tam olarak neresidir, diye. Yüzyıllar öncesinde dünyanın “sıfır noktası” İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda bulunan dikili bir taş olarak kabul ediliyordu, daha sonra batılıların yoğun baskıları sonucu Ayasofya’nın altı “sıfır noktası” olarak kabul edildi yani sıfır meridyeninin başlangıç noktası burasıydı. Taaki Osmanlı yıkılış sürecine geçti ve İngilizler dünyayı yönetmeye başladı 13.10.1884 tarihi itibariyle Greenwich “sıfır noktası” olarak oy çokluğu ile kabul edildi. Yani Goethe doğu-batı divanını yazdığı zaman başlangıç noktası İstanbul’da idi. Avrupa, İstanbul’un batısında olduğundan batı olarak kabul ediliyordu. Ne gariptir ki şuanda Kıta Avrupa’sının hemen hemen tamamı merkezi İngiltere’de bulunan Greenwich’ten doğuda kalmaktadır.
Son yıllarda Japonlar batı medeniyeti algısına itiraz ediyor ve en batıda biz varız diyor, haksız da sayılmazlar. Neye göre ve kime göre batı! Örneğin Ardahan Türkiye’nin en doğusunda ve Edirne en batıdadır; neye göre Ankara’ya göre, Misak-i milliye göre. Bizler batı medeniyeti diye yazılar yazdıkça batılı olmak görece medeniyeti temsil eder duruma gelmektedir. Ben Japonlar gibi düşünenlerdenim; en batıda Türkiye var bence. Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika ve İspanya gibi Kıta Avrupa’sının önemli ülkeleri yeni “sıfır noktası”na göre doğuda kalmaktadır. Bir öneri; gelin sıfır noktasını yeniden İstanbul merkezli olarak kabul edelim, ziyanı yok Avrupalılar için önemli bir mabut merkezi olan Ayasofya olsun merkez. Yoksa batı medeniyeti diye yıllardır nutuk atılan Avrupa kıtası doğuda kalmış olduğu gerçeği gün yüzüne çıkacak, batı olarak ise sadece sonradan keşfedilmiş olan Amerika kıtası kalacaktır.
Dünyanın para birimi Amerikan doları olduğuna göre, Batı Medeniyeti de sadece Amerika Birleşik Devletleri’dir günümüzde. Kıta Avrupası’nda yaşayan dostlara küçük bir hatırlatma 1884 yılından bugüne artık siz de Doğulu’sunuz!