Efendim, Ramazan ayı müddetince Ramazan’ın ruhuna uygun aşk, güzellik, muhabbet, dostluk gibi kavramlar üzerinde yazacağım demiştim ama öyle olmadı ve özelliğine binaen konuyu değiştirme mecburiyetinde kaldım.
Zira insanların hayatında bazı özel günler vardır ki (doğum günü, evlilik yıldönümü, ilk çocuk, ev alma ve ilk torun sahibi olma gibi) bunları unutmak ya da hatırlamamak mümkün değildir.
Benim için de öyle bir gün oldu ve o yüzden konuyu değiştirdim. .
Başlıkta da görüldüğü gibi doktor bir kızımız ve ona ait bir özel yazı kaleme almam gerektiğine inandım ve bu yazımı ona, onun nezdinde NEÜ 2015 senesi mezunlarına ve tüm genç doktorlara atfediyorum.
Dr. Sena hakkında yazmak çok kolay değil. Sevgili kızımız, yeğenimiz, komşumuz, çok sevdiğim tabip Prof. Dr. Mahmut ve Leyla BAYKAN ın kızları, hele de hele Meram Tıp Fakültesinin sevgilisi Rıdvan BAYKAN ile Tuba YÜKSEK (NEÜ Rektör Yardımcısı Tahir Yüksek hocamızın gelini) kardeşi;
Daha dün doğmuş gibi idi ama bugün de tıp fakültesini bitirerek hem de dönem birinciliği ile eğitimini tamamlayarak genç doktorlar kervanına katıldı.
Bu tür konuları yazıya dökmek kolay olmuyor. İnsanı farklı duygular; sevgi, muhabbet, sevinç basıyor. Hele de bir dost, bir kardeş, bir beyefendi, bir adam ile bir hanımefendinin yavruları olursa bu çocuk; sizin için de daha anlamlı oluyor.
Baba Mahmut BAYKAN’ı tanıyan çoktur ama her halde benim kadar tanıyan az bulunur. 25 seneye varan dostluk, kardeşlik, komşuluk ve hemşerilik hukukunun verdiği yoğunluk beni buna zorluyor.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi 2015 döneminin mezuniyet törenine davet edildiğimizde çok sevinmiştim ama bu sevinç tören anında dönem birincisi olarak içimizden biri anons edilince defalara katlandı.
Sena kızımızın doktorluk mesleğinin kutsiyeti yanında sorunlarını da dile getirirken anlam yüklü konuşmasını yaparken ailecek duyduğumuz sevinç ve neşeyi tarif edemem.
Bu arada sevgili Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker ile yardımcıları Prof. Dr. Tahir YÜKSEK, Prof. Dr. Mehmet Emin AYDIN, taze yardımcı Prof. Dr. Önder KUTLU ve genç dekan Prof. Dr. Celalettin VATANSEV eşliğinde; hocalar, aileler ve çocukların da katılımlarıyla çok güzel ve düzenli bir tören oldu.
Mezun 187 genç doktor arasında yabancıların da bulunması ülkemiz eğitiminin geldiği seviyeyi gösterme açısından oldukça sevindirici. Bunlar, bir ülkenin huzuru ve kalkınma eğilimine eşdeğer sonuçlardır.
Sevgili genç doktorların işi kolay değil ama insanı sevdiniz mi her şey kolay gelir insana. Şeyh Edebali’nin Osman Gaziye tembihinde olduğu gibi “insanı yücelt ki, devlet yücelsin” de anlattığı gibi. Sağlık, sağlam nesiller ve devlet eşliğinde güzel gelecekler içindir.
Bu arada Kültür Merkezinin ses, görüntü ve müziklerini ben de dâhil törene katılan çoğu anlamsız buldu. Fazla gürültülü ve kaynağının ne olduğu anlaşılmayan müzik ve görüntü yansımasındaki bozukluk, böyle uluslararası bir salona yakışmadı.
Sevgili Dr. Sena, Senalar, Ahmetler, Muhammedler; yolunuz açık olsun, işiniz rast gelsin.