Kimse kusura bakmasın Konya olarak yine 15 Temmuz FETÖ kanlı darbe girişiminin büyük tehlikesini unutmaya başladık gibi.
Niye böyle bir kanaate sahip oluyoruz?
“Nereden çıktı bu iş?” derseniz kısaca açıklamaya çalışalım.
Mesleğimiz gereği şehrin her noktasına gidip gelmek zorundayız. Gidip geldiğimiz yerlerde de şehrin en üst makamdaki insanlarından işsiz garip kimselerle, cezaevinden yeni çıkmış kader mahkumları ile, emeklisi, çiftçisi ile her kesimle “samimi” bir şekilde sohbet ederiz.
Bilenler bilir, bu görüşmelerde kimseyi kırmadan, rencide etmeden yaşlılığın verdiği bir huy ile doğru bildiğimizi kıvırmadan evirmeden çevirmeden olduğu gibi söyleriz.
Bu yüzden de zaman zaman zor durumlarda kalırız.
Mesela bu hafta içerisinde yine bir iş yerinde 5 kişi sohbet ederken laf döndü dolaştı FETÖ’ye geldi.
Biz tam dün FETÖ'cü, bugün Erdoğan'cı gibi görünmeye çalışanlara ince ince giydirmeye başlamıştık ki gruptan biri oturduğu yerden fırladı;
“Uğur abi öyle deme. Biz de 10 yıl hizmet ettik.
Dünyanın her yerinde Türk bayrağımız var, İstiklal marşı okunuyor diye sevdik. Sevmedik mi? Ama hainliklerini görünce şimdi de iğreniyoruz” diyordu...
.................
Haaaa hiç kimse kusura bakmayacak.
Önce herkes şapkasını önüne koyacak 5 yılda, 10 yılda bilemediniz 20 yılda sıfırdan nasıl trilyoner oldum diye bir düşünecek.
Aynen bize bu savunmayı yapan abimiz gibi.
10 yılda böyle para kazanmanın bilmediğimiz bir formülü varsa onu şimdi yüksek sesle söyleyeceksin. Söyleyeceksin ki herkes öğrenecek.
Hâlâ gazeteleri okumuyor musunuz, hâlâ televizyonlardaki programları izlemiyor musunuz?
Yazılanların konuşulanların yarısının doğru olduğunu kabul etseniz bu iş çoktan bitmiş değil midir?
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali, para kazanırken “iyi” idi, darbe oldu “bilmiyordum”, sınavı kazanırken “iyi” şimdi “bilmiyordum”, en son adam olup ihaleyi kazanırken “yaşasın” şimdi “bilmiyordum”, gökten paraşütle insen o makama oturamazken “iyi” idi ama şimdi “bilmiyordum”, bu serveti elde edebilmek için parmağımı oynatmadan nasıl kazandın? Şimdi “bilmiyordum”...
Ohhh ne ala memleket ha.
Uçarken, kaçarken, kazanırken “iyi” şimdi “kötü”...
Yoooook öyle üç kuruşa beş köfte.
Daha sopanın ucunu görünce “bilmiyordum” ayağı ile hiç bir yere varamayız.
Allah rızası için şu topraklardaki oyunu görmemiz için sopanın illa ki bize girmesi mi lazım?
15 Temmuz'dan 15 Ağustos’a FETÖ, şimdi yine o alçak bombalarıyla kahpe PKK...
Sizlere yalvarıyorum şöyle bir adım geriye çekilin de bir bakın.
Türkiye'nin üzerinde bir düğme var da bilgisayar oyunu gibi bizimle mi oynuyor?
40 yıldır her siyasi yolu denedik PKK denilen çapsız, yüreksiz kaç bin kişilik olursa olsun devşirme çapulcuların hakkından gelemedik.
Gelemiyoruz...
Hâlâ analar babalar evlat acısı ile yanıyor.
Hâlâ geride gözü yaşlı dul eşler.
Hâlâ babasının kokusuna doyamayan ağlayamayan öksüzler.
10 gün bunu konuşuruz, 11. gün FETÖ’nün başka bir dosyasını tartışırız sonra lafın en sonunda da “Vay şerefsiz hainler bilememişiz” diyoruz...
..................
30 yıl önce PKK'yı bölgesinde gördük söyledik, görüntüledik, yazdık, 10 yıl öncesi devletin güvenlik güçlerine altına imza atarak FETÖ dedik ...
Dedik en sonunda “Devletin ajanı” damgasını yedik.
Devlet adına ne damgası vuracaksanız vurun biz gurur duyarız.
Ama asla birileri gibi rüzgara göre arkamızı dönüp önümüzü kurutmayız.
Cenab-ı Allah'ım şaşırtamasın, 40 yıldır siyasetten spora genelden yerele yüzde 99 haklı çıktık. Haaa çoğu zaman “haklısın”ı biraz geç dediler, amenna.
Millet gibi beş artı bir güvenlikli sitelerde dairelerimiz, jeeplerimiz olmadı amenna ve saddakna.
Çocuklarımızın elinden hiç ağabeyler, ablalar tutmadı.
15 yıl önce kapımıza kadar gelenlere “hayır” demeyi bildik.
O günden bugüne geldik çocuklarımıza babalarının dikliğinden fayda değil zarar verir hale geldik.
Bugün hâlâ dün PKK ile mücadelede, bugün FETÖ ile mücadelede Cumhurbaşkanı gibi net ve dik durmayan kim varsa benim için onlar sadece arkasını kurtarmaya çalışanlardır. Onlar “bilmiyordum”larla yine köşe dönenlerdir.
40 yıl önce resmi kayıtlara girdiği halde görmezden geldik.
30 yıl önce söylendi kulaklar tıkandı.
20 yıl önce ikaz edildi “yok canım” denildi.
10 yıl önce haykırıldı “kumpas” denildi...
Bugün...
Ya bugün...
Beyler Allah aşkına bırakın da devlet işini rahat yapsın.
Eşinizi, dostunuzu, damadınızı, gelininizi, kayınbiraderinizi ya da eski ahbabınızı kurtarmak için gelecek 10 yıl için yeni FETÖ’lere yol açmayın.
Tekrar tekrar bir şeyleri kanatmaya çalışıyoruz.
Haaa açık net ve adam gibi yazamıyoruz.
Neden?
Dört duvarımızda yıkılmış da haberimiz yokmuş.
Sadece büyüklerimize, yetkililere, etkililere ve de etiketlilere diyoruz ki “Dünya malı dünyada kalır. Siz hiç kefende cep gördünüz mü? Ya da helal yolla olmayanın oğluna, kızına yaranmışı var mı?”
Rahat bırakın polis çalışsın.
MİT'te tanıdık aramayın, burası görevini yapsın.
Savcıya hakime yakın aramayın, “şeriatın kestiği parmak acımaz” dediğimiz adalet olsun.
Birilerinin savsaklamasından, birilerinin ötelemesinden ve birilerine kol kanat kalkan olunmasından korkuyorum.
Geleceğimiz için, şehrimiz için, ülkemiz için korkuyorum.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Okşayan elin kıymetini bilmeyenler, tekmeleyen ayağı öperler.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Cami çıkışlarında aceleci ve panikçi olmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.