Dün Soma yandı, bugün Amasra yanıyor!

Erol Sunat

Bartın-Amasralı madenciler, kendi anlatımlarıyla, “güneşi görmek için, karanlığı kazıyorlardı!” Genceciktiler. Bazıları bekardı. Bazıları nişanlıydı. Bazıları yeni evliydi. Bazılarının çocuğu daha on günlüktü. Hepsinin yarına dair umutları ve hayalleri vardı.

Dün Soma yandı, bugün Amasra yanıyor!

Amasra, Bartın ilimizin güzel mi güzel bir İlçesi.

Yaslara büründü Amasra!

Anlatanlar; öyle yoğun bir toz duman vardı ki, ömrümde görmedim diyorlardı. Dünyaları kararmıştı o maden ocağında.

Her gün kelle koltukta, ya Allah, Bismillah deyip giriyorlardı kömür ocağına…

Yirmili yaşlardaydı her biri…

Amasra’da tarifsiz acı vardı, keder vardı!

Yerin üç yüz metre altında yüz on kişi, dünyaları karardı.

Kırk bir madenci, grizu patlaması sonunda bu hayattan koptu.

Soma acılarını dindirememişken, bu acıya Amasra da eklendi!

Dün Soma yandı, bugün Amasra yanıyor!

Bunlar her zaman olur deniyor ya…Kadere bağlanıyor ya cümle anlatımlar!

Soma’yı da Amasra’yı yaralayan her zaman olur denilen grizu patlaması değil, kader değil, ihmaller ve zamanında alınmayan tedbirler!

Amasra üzerindeki toz bulutları ve sisler dağıldığında, her şey çok daha net görünecek.

Evlatlarını toprağa verenlerin feryatlarında, çığlıklarında, ölüme giden sevdiklerinin onlara söylediği “patlatacaklar bizi burada” cümlesinin yer alması, bunun bir işareti!

Bu kaza, bu patlama göz göre göre mi geldi, yapılan araştırmalar ve soruşturmalar sonucunda ortaya çıkacak!

*****

Kara elmas demişlerdi o madene. Kapkaraydı. Dokunan, çıkaran, taşıyan o kara renkten nasibini alıyordu. Çıkarması kolay değildi. Yüzlerce metre yerin altına inmek gerekiyordu. Ekmek kapısıydı o kömür ocakları!

Baba madenci, oğul madenci, torun madenci diye kuşaktan kuşağa anılıp gidiyordu madencilik!

Ah! ucunda ölümler olmasaydı! Ah! insanların canından can gitmeseydi! Babalar, oğullar, kocalar, ağabeyler, amcalar, dayılar, kardeşler sağ salim evine dönebilseydi!

Madencilik, özellikle kömür madenleri, günümüzün en riskli işlerinden…

Ölümle burun buruna bir hayat! Ömür ve kömür dip dibe…Yan yana, bir kazma ucu kadar yakın! Ve bir kazma ucu kadar uzak!

Her patlama, her göçük, her ihmal, her tedbirsizlik ölüme davetiye çıkarıyor madenlerimizde!

Ekmeğini kömür denen bu siyah ışıltılı madenden çıkaran insanlar madenciler!

İsi bol, karası bol, ezası bol, cefası bol, sefası ise bir lokma ekmek nihayetinde…

Dün Soma yandı, bugün Amasra yanıyor! Keşke, grizu denen gaz sıkışmaları, patlamalar yaşanmasaydı!

Kömür madenlerinin zenginliği ile bilinen ve tanınan ülkemiz, maden kazalarıyla baş etme konusunda Batı ülkelerinin bir hayli gerisinde…Her patlama bir can pazarı oluşturuyor!

Evlatlarımızı, o babayiğit madencilerimizi neden sağ çıkaramıyoruz ocaklardan?

1992 yılında Zonguldak Kozlu’da 263 madencimiz hayatını kaybetmişti. Aynı acıları yaşayan Soma 13 Mayıs 2014 de Kozlu’dan 22 yıl sonra 301 madenci evladını kurban verdi! Soma’dan sekiz yıl sonra Amasra’da 41 madenci evladımızı kurban verdik maden ocaklarına…

Kara kömür, gündüzleri kararttı. Amasra’da hıçkırıklar dinecek gibi değil!

*****

Gerekenler yapılmazsa, yarın bir başka kömür madeni olan şehrimiz ya da bölgemiz aynı şeylere maruz kalacak!

Açıklanan raporlar, yerine getirilmeyen tedbirler, iyileştirilemeyen madenler gibi haberler bir hayli fazla! Neden olmadı, niçin yapılmadı, yetişmedi, ulaşılmadı gibi gerekçeler ve mazeretler dün nasılsa bugün aynı şekilde sayılıp dökülüyor!

Ateş düştüğü yeri yakıyor!

Amasra’da gözyaşları sel oldu.

Ciğerler yandı!

Nice babayiğit, nice evinin ve ailesinin umudu, her şeyi olan insan, kömür madeninde hayattan koptu.

Soma ders olmalı dendi!

Ders alınmalı dendi!

Ders çıkarılmalı dendi!

Madenler sil baştan gözden geçirilmeli dendi!

Ne oldu?

Karşımıza bu sefer de Amasra faciası çıktı.

Ne oldu, grizu patladı!

Amasra Karadeniz kıyısında bir turizm cenneti olmasının yanı sıra bir kömür madenleriyle tanınan ve bilinen bir ilçemiz!

Bugüne kadar yaşadığı en ağır patlamayı ve can kaybını yaşıyor!

Dün Soma yandı, bugün Amasra yanıyor!

*****

Soma bir maden şehri, Bartın-Amasra’da öyle…Kömürün ışıltısı, kömürün karası, kömürün isi, sisi madencilerin yüzünde.

Her iki ilçe keşke olmasaydı, yaşanmasaydı denen ve asla kader denmeyecek, takdiri ilahi denmeyecek bir faciayı paylaşıyor!

Soma Linyit Lisesinde birlikte idarecilik yaptığımız rahmetli Hasan Gezer kardeşimi, Soma maden faciasını duyar duymaz aradığımda, ilk kelimeleri “Soma yanıyor!” olmuştu.

Dün yanan Soma idi, bugün Amasra!

Madenlerimizi ölüm riski taşımayan bir hale getirme noktasında geç kalışlarımız, ihmallerimiz, tedbirleri ötelemelerimiz, tutulan raporlara ehemmiyet vermememiz grizu patlamalarına neden oluyor!

Ocaklar sönüyor! Hanelere ateşler düşüyor!

Madenler iş kapısı, ekmek kapısı!

Dünya yüksek maden teknolojileri ile ölüm riskini sıfıra yakın yüzdelere indirirken, biz oldukça yüksek insan kayıpları vermeye devam ediyoruz!

Kömürü çıkartmaktan çok daha önemli olması gereken insanları yaşatmak değilse nedir?

Kömürün hayat verdiği ilçelerimizden biri olan Amasra bugün kaybettiklerine ağlıyor!

Ekmeğinin peşinde koşarken, hayatı sönen evlatlarına ağlıyor!

Amasra bu elim olay sonrasında tüm Türkiye’yi ağlattı! Türkiye’de Amasra’ya yanmayan kalmadı!

En çok yananların başında aynı olayı iliklerine kadar tekrar hisseden Soma ve Somalılar oldu. Çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor!

*****

Dün Soma yandı, bugün Amasra yanıyor!

Başın sağ olsun Amasra! Madencilerimizin mekanları cennet olsun! Rabbim acılı yakınlarına sabırlar versin inşallah. Bir daha da böyle bir acıyı Türkiye’me yaşatmasın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.