Dünya Hayvan Haklarını Koruma Federasyonu tarafından dünya üzerinde yok olma tehdidi altında bulunan hayvan türlerine dikkat çekmek amacıyla 4 Ekim “Dünya Hayvanları Koruma Günü' olarak ilan edilmiştir 1931 yılından bu yana diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de Dünya Hayvanları Koruma Günü her yıl 4 Ekimde değişik etkinliklerle kutlanmaktadır.
Hayvanlar insanların en büyük yardımcılarıdır. Hayvan sevgisi, insanlardaki yardımlaşma, iyilikseverlik ve merhamet gibi duyguları geliştirir, insanları birbirine yaklaştırır. Bizlere düşen ise hayvanları korumak ve hayvan haklarına saygı duymaktır.
Bugün, yeryüzünde 7 milyar insan yaşıyor. 2050 yılında ise bu rakamın 10 milyara yaklaşacağı öngörülüyor. İnsanlar çoğalıyor ama bizim dışımızdaki canlı türleri için durum, bunun tam tersi, biz çoğalırken dünyamızı paylaştığımız diğer canlıların sayısı hızla azalıyor.
Huzur, güven, istikrar ve hoş görünün hakim olduğu gelişmiş çağdaş ve ileri demokrasi ile idare edilen modern ülkelerde Hayvan Hakları konusu daima gündemdedir.
Nitekim 15 Ekim 1978 de Birleşmiş Miller tarafından Paris’te Unesco evinde ilan edilen “Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi” ile yeryüzündeki bütün hayvanların yaşama hakkı güvence altına alınması istendi.
Türkiye’de 1/7/2004 tarihli 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve bu kanuna istinaden 2006 da çıkarılan Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği ile ülkemizdeki bütün hayvanların korunmasına ve yaşatılmasına dair yasal düzenlemeler yapılmış oldu.
Hatta bu yönetmelik gereği Valilikler başkanlığında İl Hayvan Koruma Kurulları (Sekreterliğini Orman ve Su İşleri Bölge Müdürlüğü yürütüyor) ile Belediye Başkanlıklarının kontrolünde Yerel Hayvan Koruma Görevlileri oluşturuldu. Hayvan barınakları inşa edildi. Yani konuyla ilgili epey mesafe alındı. Ama bu demek değildir ki sorun çözüldü? Hayır. Yine hayvanlara eziyet sürüyor, yine hayvanlar öldürülüyor. Kaçak avcılık devam ediyor.
Şimdi diyeceksiniz ki bana: Arkadaş! memleketimizin başına musallat olan üç farklı terör hadiseleri (Hain örgüt terörü,,trafik terörü,maganda terörü) yüzünden sadece son üç ayda beş yüze yakın vatandaşımızı kurban vermişiz. Sen kalkmışsın hayvan haklarından söz ediyorsun. Peki nerede insan hakkı?
Doğrudur, ancak Allah Teâlâ Kainatta her şeyi insan için yarattığını ve insana emanet olarak verdiğini Yüce kitabımız Kur-an’ı Kerim’de pek çok ayette buyurmuşlardır:
"O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı; sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi. O herşeyi bilir." (2/Bakara, 29). Allah, yalnız yerde bulunanları insan için yaratmakla kalmamış, gökleri ve gök cisimlerini de insana hizmet için görevlendirmiştir.
Görüldüğü gibi her şeyi en güzel biçimde insan için yaratılmış ve onun emrine verilmiştir. Kainatta insanın yaratılış gayesi Rabbini tanımak ve ona ibadet/kulluk etmektir. Bu gayeyi gerçekleştirmek için de insanın kendisi için yaratılan bütün her şeyi emanet ve imtihan vesilesi görmek ve onların hepsini Yüce yaratıcının emir ve öğütleri doğrultusunda kullanmak ve korumaktır. Dilsiz dostlarımızın tercümanı olmaktır.
Bilindiği üzere Yüce Allah(c.c) , kainatta önce bitkiler ve tabiatı sonra hayvanları ve daha sonrada insanoğlunu kâinatın en üstün varlığı olarak yaratmış, canlı ve cansız bütün varlıklar insana emanet edilmişve onun hizmetine sunulmuştur. Bitki ve hayvanlar insanların emrine amade kılınmıştır. İnsana düşen görev onların nesillerinin korunması ve gelecek kuşaklarında hizmetine sunulması için çaba sarf etmektir.
Bizler yaşam için gerekli olan hemen hemen her şeyin karşılanmasında doğaya ve onun çeşitliliğine muhtacız. Yaşamımız, bitkilerin ve hayvanların olağanüstü değişkenliği, onların yaşadıkları yerler ve içinde bulundukları ortamlara bağlıdır. Ekolojik denge ancak onlarla birlikte sağlanır. Sürdürülebilir yaşam ancak onlarla gerçekleşir. İnsan hayatını devam etmesi için diğer canlılara başta da hayvanlar alemine ihtiyacı vardır.
Çevremizde terör estiren, doğayı katleden, hayvanlara eziyet eden, kendinden başka canlıya yaşama hakkı tanımayan - maganda tabir edilen- insanların içinde asla merhamet duygusu yoktur.
Halbuki merhamet duygusu, bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz hasletlerden biridir.
Merhamet, Allah (c.c) ‘ın kendisinden söz ederken en sık kullandığı özelliktir. Fatiha Suresi’nde O’nun Rahman ve Rahim olduğunu öğreniyoruz. Kendisi merhametlilerin en merhametlisi olarak kullarına da aynı duyguyu vermiş ve diğer tüm varlıklara merhamet etme sorumluluğunu yüklemiştir.
Gerçekten inanan insan, çevresine ve yaratılan bütün canlı varlıklara onun bu yüce merhamet duygusu ile yaklaşmalıdır.
Peygamberimiz (S.A.V)in “Merhamet edene Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin” sözünü çevremizdeki bütün canlılara ve tabi ki hayvanlara iyi muamele edilmesiyle ilgili olarak buyurduğu rivayet edilir.
Dünya Hayvanları Koruma Günü’nün, insanların hayvanlara sevgisini ve yaşama haklarına olan saygılarını göstermesine ve merhamet duygularını bir kez daha gözden geçirmelerine vesile olmasını dilerim. Kalın sağlıcakla.
ÇEVRCİ SÖZÜ: Doğadaki canlılar insan olmadan yaşayabilir ama insan diğer canlılar olmadan yaşayamaz.