Efendim! Gerçekten çok susan bir toplum olduk! Ne idüğü belirsiz kişiler sebepsiz yere Taksim’i yangın yerine çevirirken, polisimizi yaralarken, milli servet olan araçlarına zarar verirken, birilerine göre kahraman gençler oluyor da, bunu anlamıyorum!
Hep susan bir toplum olursak; “adalet hepten şaşar, insanlar bu hayatı bilmediği gibi yaşar” diye boşuna söylemiyorum! Mesela 15 Temmuz kalkışması… Onlar kendine ne kadar dürüst? Halkın üzerine ateş açmak ne kadar masum?
Polisime, askerime bu şekilde karşılık verirsen, eee artık bir noktaya kadar… Sabır denen bir şey var ama nereye kadar? Devlet ricali, buna “seferberlik” diyor. İyi de diyor. İyi ki kalkın demedi. Sadece toplanın dedi. Bunlar bilmiyorlar.
Bütün bu faili meçhul olayları kime güvenerek ya da kimden destek alarak yapıyorlar bilmiyorum ama onlara, 15 Temmuz’un benzeri Çanakkale’yi hatırlatmak lazım... Çanakkale, birlik ve beraberliğin, dostluğun ve kardeşliğin, bu vatan için ölmenin ne kadar önemli olduğunun adıdır.
Çanakkale, Türk’ün, Kürt’ün, Çerkez’in, Alevinin, Sünni’nin, kadının, erkeğin, çocuğun vazgeçilmezinin adıdır. Rengini şehidin kanından alan bayrağımızın adıdır. Kısaca vatanın bölünmez bütünlüğünün adıdır.
Adamlar elbette üretecekler hiç yok denilecek koloni hayatı yaşayan bir topluluktan kahramanlık destanını… Yok ki… Alsınlar da tarihimizi okusunlar. Ya da ülkemizi parçalamak isteyenlere yani günümüz hainlerine nasıl ders verildiğini görsünler…
Tarihimizdeki efsane isimlerle dalga geçenleri bu toplum affetmez! Kutsal Kâbe’miz üzerine domuz resmi yerleştirenleri de, Kâbe’nin koruyucusu Rabbim affetmez! Dilerim ahrete bırakmaz cezasını…
Herkes haddini bilecek ve hizaya gelecek… Bu asil milletin namusuna ve yeni yetişen nesline hiç kimse hakaret edemez. Bayrağını yok sayamaz. Beni, seni yok sayamaz. Sabrımız düz ova gibi geniş ama metanetimiz Himalaya kadar da yüksek!
Eleştirmeden önce kendimize dürüst müyüz önce bir düşünün! Konumuz kaldığı yerden devam edecek efendim!
Selam ve muhabbetle…