“Gerizler Başı” mükemmel bir Ege türküsüdür. Her dinleyişimde aklıma öyle şeyler gelir ki, dalar giderim uzaklara…
*****
“Gerizler başından hoplayamadım
Döküldü cephanelerim toplayamadım.
Düşman galip geldi haklayamadım
Ahbap düşman oldu ben buna şaştım.”
Şu hayatta bazı gerçekler vardır ne yaparsanız yapın asla değişmez, yıllardır süre gelen bir düzen vardır Kurtuluş Savaşı’ndan tutun da Metehan dönemine dek.
Vatanına karşılıksız bir aşk besleyenler, ummadıkları bir anda kara toprağın altına girerler fakat ruhları kıyamete dek bu topraklarda düşmanın peşindedir…
Yaşarken bu aşkı; çileyi iliklerine dek hissederler, yeryüzünde yüzleri gülmez, dünyanın fani insanlarından yemedikleri kazık kalmaz, dost bildikleri yeri gelir azılı bir düşman olur ve ne yazık ki ellerinden gelen tek şey susmaktır. Susarlar ve ortadan kaybolurlar, içlerine kapanırlar, insanlardan uzaklaşırlar.
Geceleri uyuyamazlar gecenin ayazında nazlı hilalin gölgesinde ısınmaya çalışırlar.
Kendilerini anlayan insanlardan uzakta olmak da yorar onları, ah derler el ele versek de Gerizler başından atlasak, er meydanlarında boy göstersek keşke derler.
Nerde…
Hepsi ancak hayallerde kalır.
Kurt ayazında yalnızlıkla dost olurlar, çileyi de iliklerine nakış nakış işlerler ve acı çekmek artık onlara vız gelir…
*****
Bu hayatı onlar seçer, pişmanlık duymadan hem de…
Delilikle yaşamaya alışırlar ve ardından gelecek belalara da hazır olurlar. Sol yanlarından vurulurlar da yıkılmazlar en kötü, yaşayan birer ölü olurlar…
Bir süre sonra bıkarlar, bütün deliliklerinden sıyrılıp sessizliğe gömülürler.
Bıktıkları şey mücadele etmek midir? Asla!
Bıktıkları tek şey, kimlerle mücadele ettiklerini bilemedikleridir…
Düşman türlü türlüdür; kimi zaman sırtını dayadığı dostu kimi zaman da gözü gibi baktıklarıdır.
Bilirler ki; ihanetle beslenen vicdanları tarih tozlu sayfalarından asla silmez, aksine her sayfa yeni bir ihanet doğurur, bu kör düzen böyle gider durur…
*****
Peki bu acımasız düzene, vatanını karşılıksız sevenler nasıl dayanmaktadır? Hiç düşündünüz mü?
Meydanlarda çakalları izlemekten bıkmadılar mı sanıyorsunuz? Puslu ve ayaz havalardan kurtulup, baharın taze havasını özlemediler mi sanıyorsunuz?
Onlar bu dünyadan ümitlerini kestiler…
Ümit kalmayınca, bu acımasız düzen canlarını acıtmıyor artık. Anladılar ki yeryüzü onlar için birer azap dolu sınav…
Yaradan bilir tabi kimin hak edip etmediğini fakat bedenleri nazlı hilale kavuşunca bu acımasız düzenin sınavını işte o zaman kazanmış olacaklar.
Var mı bundan ötesi?
Yok…
Düşman istediği kadar galip gelsin, yeryüzünde hesaplar soramasalar da İsrafil’ in suru üfleyeceği o günü bekliyorlar…
Kimler mi?
Gerizler başından atlayamayanlar, sol yanından kurşunu yiyenler…