Her yeni ay dergilerimiz ve dergi okurları için yeni bir başlangıç, yeni bir soluk. Bu hakikatin yanında dergilerimizin büyük maddi manevi fedakârlıklarla çıkmaya çalıştığı, hayatta kalmak için tüm imkânları zorladıkları meselesi de var.
Bunca akademisyen, öğretmen ve öğrencinin olduğu bir ülkede dergilerin aslî işlerinden çok maddi sorunlarla boğuşmaları, az satmaları, bazılarının kapanması çok ilginç doğrusu. Demek ki yol tutuşumuzda, eğitimimizde büyük sorunlar ve yanlışlar var.
Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler, bankalar ve telekomünikasyon kuruluşları yanında kâr rekorları kıran başta gıda işletmelerimizin de verecekleri reklâmlarla dergilerimizin yaşamaları hususunda ellerini taşın altına koymaları gerek.
Son olarak eli kalem tutan, okuyan, yazan kesime çok iş düşüyor. Nasıl bir tutum sergilenebilir? Zaten okuyan kesimin aldığı dergileri hediye etme, dergi hediye edilmesini beklemeye bir son verilmeli. Milyonluk akademisyen ve öğretmen camiasının çoğunluğuna sirayet eden maaş zamları, otomobil, gayrimenkul, borsa işlerine verdikleri ehemmiyetin birazını da okumaya, en azından her ay bir dergi almayı düşünmeye verse her şey değişir.
Öğrencilere, gençlere gelince… Bir kahvenin 150, çayın 50 liralara satıldığı kafelere ayrılan bütçenin minik bir kısmı okumaya, kitap ve dergilere ayrılsa talebelere ve hepimize ne denli muazzam içerikler, yeni pencereler açılır düşünsenize. Yani dergi çıkaranlar maliyetlere harcadıkları mesaiyi asli katkılarına harcasalar neler olmaz ki, telif sistemi ayakta dursa?
Mayıs ayı dergilerinde yolculuğumuza başlayabiliriz. Bunca dergiden biri mutlaka sizin içindir. Hadi öyleyse ne duruyorsunuz, her ay en azından bir dergi alalım, hayatımıza yeni ufuklar açalım…
AŞK BİTİNCE NE BAŞLAR?
Muhit’in en büyük sürprizi rahmetli Rasim Özdenören ile yapılmış fakat hiç yayınlanmamış bir söyleşi. ‘Yazmak, bir derdinin olmasıdır’ başlıklı söyleşide; yazma süreçlerine, Özdenören’in üniversite yıllarına, Türk edebiyatındaki tercihlerine ve kişisel özellikleri/tercihlerine geniş yelpazede konular var. Cevapların kısa olduğunu da belirteyim.
Aynı zamanda Rasim Özdenören’in vefat yıldönümünün olduğu mayıs ayında Sibel Eraslan da hisli bir yazıyla Özdenören’i yadediyor. Hoca hakkında bir başka güzel yazı İbrahim Tenekeci’nin kaleminden çıkmış. Tenekeci’nin bu ay iki yazı ve bir şirle Muhit’e renk kattığını da vurgulamalıyım. Tenekeci siyasete özgü bir diğer denemesinde özetle; “fakirden yetki alıp zengine hizmet etmenin sonu elbette hezimettir” diyor.
Muhit’in bu sayısında diğer bir söyleşi şuurlu ve nitelikli kalemlerden Haşmet Babaoğlu ile yapılan bir söyleşiye de yer veriliyor. Mülâkatta oldukça önemli tespitler var, benden söylemesi…
Erol Göka, Aile ve Aşk Yazıları’nın 16.sı ile Muhit okuru karşısında. “Hayat en güçlü öğretmen, acı en güçlü hatırlatıcıdır’ spotuna yer verilen yazının başlığı ise; ‘Aşk bitince ne başlar?’
Sadettin Acar’ın gündeminde ise din-hayat ikilemindeki dindarlığımız var.
Dursun Çiçek hocamız bizi dağ dağ, diyar diyar gezdirmeye devam ediyor. Bu ayki durak Edirne. Muhit’te bu ay birkaç tane gezi ve fotoğraf ağırlıklı deneme olduğu bilgisini de ekleyeyim bu arada.
İstanbul’un fethedildiği ayda Muhit de bu şanlı fethi Haşim Şahin’in güzel bir yazısıyla anıyor. Recep Terler ise büyük fethi Ayasofya odağında ele alıyor makalesinde.
Duygu yüklü yazılarıyla gönüllere ferahlık ve akla tevekkül ilhamı veren yazılarıyla Selim Cerrah, en yüce dağ kişinin kalbinin zirvesindedir diyor ve ekliyor; “Gönülden kopan söz yara açmaz, yaraları sarar.”
Konyalı akademisyen, hikâyeci ve çocuk kitapları yazarı Abdullah Harmancı Muhit’in 53. sayısında Selim İleri’nin bilinmeyen iki hikâyesini ele alıyor.
Çalışkan kalemlerimizden Mustafa Uçurum ise Asaf Halet Çelebi’yi hatırlatıyor okurlara. Burada bir parantez açmama müsaade edin; Türk Edebiyatı dergisinin haziran sayısındaki ‘Eleştiri Okumaları’mın dördüncüsünde inşallah A. Ali Ural’ın ‘Şairin Şairleri’ nide değerlendireceğim. Her ikisi da aynı zamanda şair olan Ay ve Ural’ın Asaf Halet’i ele alış ve üslûplarından dikkatli okur ehil ve etkileyici üslûbu ziyadesiyle fark edecektir. Bu konuda tüyo vermeyeyim, siz Türk Edebiyatı’nın haziran sayısında okuyun yazımı.
HECE’NİN “EDEBİYAT GÜNDEMİ”
‘Günümüz Kumuk Şiiri’ dosyasıyla çıkan Hece dergisinin 329. sayısında dikkat çekici şiir, hikâye, deneme, inceleme yazıları ve söyleşiler bulunuyor. Benim en çok istifade ettiğim köşe ise Feyza Akgün’ün hazırladığı ve ağırlıklı olarak dünyadaki kültür sanat gündemini yakından takip etme imkânı sunan ‘Edebiyat Gündemi’ köşesi.
Mehmet Solak’ın kaleminden çıkan ‘Yaratıcı Yazarlık’, Şükriye Şen imzalı ‘Hayatı Seçmek’, Ahmet Melih Karauğuz’dan, ‘İnsanın Tanrısallaşma Arayışı: Transhümanizm, Teknoloji ve Ahlak Üzerine Bir İnceleme’, Nuray Alper’in ‘Klâsik Edebiyata Modern Yaklaşımlar; Fuzûli’den Şeyh Galib’e Aşkın Uzun Hikâyesi’, Alaattin Dike’in ‘Könıgsberg’de Dört Cevelan’, Dilek Altundağ’dan ‘Kendini Gerçekleştirme Çabasının Bir Romanı Kaplıcada Bir Konuk’ ve Mesut Bilginer imzalı ‘Sosyalist Muhasebe Hocası’nın Kitap Tavsiyeleri’ bu sayının öne çıkan yazıları.
Hece’de roman kitapları hakkında da dikkat çeken yazılar var. Mayıs sayısında; Fatma Ünsal, Tiamat’ı, / Özlem Karapınar- Kara Kitap ve Aslıhan Keleş Kurtoğlu, Aşk Romanları Okuyan İhtiyar Hakkında: Aşkın Kanunu veya Tabiat Kanunu’nu yazmışlar.
ÇİZGİ ROMAN EKRANA SIĞAR MI?
Aylık kitap dergisi Sabitfikir’in mayıs sayısında çizgi romanlar konusu baş köşede. Dergide ele alınan kitapların sayısı oldukça fazla, bu yüzden ben sadece kitapların adını ve yazarını vermekle iktifa edeceğim: Dostum Gogol, Ömer F. Oyal-Doğum Günüme Çağırmak İstediğim Tek Kişi, Günler Çözüldükçe-Ömer Erdem, Türklerde Arkadaşlık/Ötüken, Burnout-Gordon Parker, Glikoz Devrimi/Pegasus, Felsefe Dersleri/YKY, Kelebeğe Tapan Adam- Bünyamin Demirci, Okumaz Yazmaz-A. Kristof, Holokost Endüstrisi-Finkelstein, Parodi-Hakan Şarkdemir, Enstitü Bize Ne Söyler?-VKY, Mal Sayımı-Erlend Loe.
Sabitfikir’in mayıs sayısındaki en dikkate değer yazı ise Selçuk Altun’un Zülfü Livaneli’nin ipliğini çıkaran yazılarının ikinci bölümü. Elif Şafak ve Livaneli’nin Altun’dan çok çekeceği var ki ben Selçuk Altun tarafında olanlardanım.
GIDANIN GELECEĞİ
Yaşam kültürü dergisi Lacivert’in Mayıs 2024 tarihli 112. Sayısının dosya konusu Gıdanın Geleceği üzerine, tarladan sofraya büyük değişim alt başlığıyla. 106 sayfalık derginin 98 sayfası bu konuya ayrılmış. Dosya haricinde bir deneme ve Kemal Sayar’la yapılmış bir söyleşi okurunu bekliyor.
Gıda dosyasında konu tüm boyutlarıyla ele alınmış, yapacağım tek eleştiri Kemal Özer’in de bir yazısı olsun isterdim.
Kemal Sayar’la yapılan söyleşide başlığa doğru eş seçiminin etkileri taşınmış.