Eğer Söz Konusu Mevlana İse...

Erol Sunat

Şeb-i Arus dediğimiz düğün gecesine az sayıda gün var. Ancak bu yıl Korona var, yasaklar var. Engeller var. Gel deseniz de gelememe, görüşememe var.

Bu yıl, Korona yüzünden her şey buruk, her şey yarım!

Diller, dilim gel dese de, bu yıl gelme diyor!

Gelmiş gibi kabullen kendini…

Her şey düzelsin…

Yoluna girsin…

Aşılarla Korona denen baş belasından bir kurtulalım…

Sisler dağılsın…

Yolumuz aydınlansın…

Sağlık olsun canlar…

Vuslat önümüzdeki yıla kalsın…

Mevlana’yı anma günleri başlangıçta 17 gündü.

Aralık ayı ile başlıyordu etkinlikler, 17 Aralık günü Şeb-i Arus’la birlikte sona eriyordu..

Sonra indi 10 güne…

On güne inince etkinlikler 7 Aralık’la başlatıldı, 17 Aralık günü akşamında Şeb-i Arus’la birlikte sona erdi.

Korona yüzünden, on gün süren etkinlikler, bu yıl iki güne indi.

7 Aralık ve 17 Aralık günleriyle, seyircisiz olarak mahzun bir şekilde tamamlanacak!

 

*****

Aralık ayı Mevlana ile dolu dolu bir ay haline gelebilir mi?

Neden olmasın?

Neden gelmesin?

Yıllar önce, bir yazımda Mevlana Anma törenlerini sadece 17 Aralık’ta anıp geçeceğiz galiba diye yazmışım. Sözlerimi geri alıyorum. Rabbim bu şehri, başta Mevlana olmak üzere gönül dostlarını anmaktan mahrum bırakmasın!

Korona, günleri azaltmaya mecbur etti.

Bu mecburiyet, bu burukluk, bu hüzün, Mevlana anma programlarında bir kırılma noktası.

Seyirci yok, katılım yok, coşku yok, heyecan yok, o mistik havayı yaşamak yok!

Böyle bir atmosfer, önümüzdeki yılların programlarına ışık tutabilir.

Bu yıl, olağanüstü şartların hakim olduğu bir yıl. Bu yıla bir sözümüz yok!

Vuslat kaldı başka bahara derler ya…

Biz bu yıl vuslatı 2021 yılına tehir ettik.

Nasip olursa gelecek yılın 7 Aralık gününe bıraktık vuslat faslını.

2020 şartlarından kurtulduğumuzda, önümüzde yeni ufuklar açıldığında bakalım neler yapacağız!

2020 belki de vuslat vakti olacak.

Adı ne vakti konursa konsun, vuslat için bir yıl daha bekleyeceğiz!

 

*****

Gelecek yıl, Mevlana çevre düzenlenmesi de bittiğinde, eskinin Türbe önünden öyle bir gel çağrısı yükselecek ki, diye heyecanla bekleyenlerdenim.

Bugüne kadar, Mevlana Anma etkinliklerinin şehirde hissedilmesi için yeterli bir çalışma olmamıştı. Birkaç çaba oldu olmasına da….

İddialara göre senenin birinde, asılan afiş ve pankartlar bir gecede toplatılmıştı!

İşimiz dedikodu değil…

Geçmişte yapılan yanlışlıkların geriye dönük ortaya dökülmesi de değil!

Koronadan öncesi, yerinde kalsın, hatta hiç kıpırdamasın!

Dün diye başlamak, dünden bugüne gelememek şehrimizin bir başka hastalığı…

Önemli olan, Koronadan sonrası…

Koronadan sonra ne yapacağımız!

Bu uzun, upuzun düşünme sürecinde, ne düşündük, neler düşündük, ne yapacağımıza karar verdik?

Önemli olan nokta burası…

Mevlana törenlerinin beklenilenin çok altında sönük geçtiğini gelin kabul edin artık!

 

*****

Bundan böyle, Aralık ayında, Konya’ya gelenler,

Mevlana’yı anma törenlerinin mana yüklü atmosferiyle buluşmalılar!

Konya’da yaşayanlar, Konya’da değişik bir etkinliğin olduğunu sadece hissetmekle kalmamalı, bu etkinliğin içerisinde yer almalılar!

Ne demişti Hz. Mevlana, “Dün dünle birlikte gitti cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım!”

Dün dünde kalmadı mı?

Bugünü anlatmak, bugüne gelmek, bugün neler yapılması gerektiğini konuşabilmek için önümüzde bir dünya gün var!

Dünleri yaşamaktan vazgeçip, bugünlere gelebilmeliyiz.

Konya, Feyzi Halıcı ve arkadaşlarının Türkiye’yi sallayan, Türkiye’yi Konya’ya getiren, Türkiye’yi Konya ile buluşturan ve kucaklaştıran o başarısına hâlâ yaklaşamadı.

Olduğu yerde patinaj yapmaya devam ediyor! Bu patinaj, alternatif Şeb-i Arus’ları doğurdu!

748. Vuslat törenlerinden itibaren çok daha başka , çok daha etkileyici ve ses getirici Mevlana törenleri lazım bu şehre…

Mevlana’yı artık tamamıyla temcit pilavına dönen programlarla anmaya devam etmek yerine, çok uzaklara gitmeden, alternatif Şeb-i Aruslardaki program zenginliğine bir göz atın isterseniz.

 

*****

Şehir olarak, kurumlar olarak, odalar olarak, kaybettiğimiz heyecan, geri gelmeli…

En büyük eksiğimiz, heyecanımız ve coşkumuz.

Konyaspor taraftarının heyecanı ve coşkusuna hayranım.

Bu şehre öyle bir heyecan lazım.

Mevlana etkinliklerini ateşleyebilecek iki dinamik var! 

Kültür ve turizm…

Bu dinamikler konusunda dilerim 2020 sürecinde etraflıca düşünülmüş, 2021 ile birlikte, şehri coşturacak, koşturacak etkinliklerin hayata geçirilme plan ve projeleri yapılmıştır!

Konya Mevlana merkezli, yeni düzenlemelerle Konya’ya yeni bir hava verecek olan girişimlerle kültür ve turizmde yeni sayfalar, yeni başlangıçlar yapmak zorundadır.

Atıl bekleyen mekanlar, 2021 ile birlikte etkinliklere, günlere, şenliklere dönüşmeli, dönüştürülmeli,  Şehrimiz her ay bir kaç gün, festival ve şenlikle Türkiye’de ses getirmelidir.

 

*****

Bu şehir, Diyar-ı Mevlana diyen biz değil miyiz?

Şehir cephesi tamam...

Diyar cephesi de tamam...

Mevlana için elimizi taşın altına koyduk, el ele verdik, ayrı-gayrı olmadan, sen-ben demeden aramızda görev taksimatı yapıp, haydi Bismillah dedik, dediniz de, katılmayan mı oldu?

Böyle birlikteliğe, dense dense pilavdan dönenin kaşığı kırılsın denir.

Eğer söz konusu Mevlana ise, gerisi teferruattır.” Diyebilecek dünya kadar insan var bu şehirde.

Bu şehrin, acilen bir gönül seferberliğine ihtiyacı var.

Madem ki bu şehir Aşkın kapısıdır!

Madem ki bu şehir hoşgörü şehridir.

Sayın Uğur İbrahim Altay!

Bu şehre lazım gelen esaslı bir gönül seferberliğidir. Barışmaktır, kucaklaşmaktır. Bu şehrin heyecanını ve coşkusunu geri getirebilmektir.

Bu konunun teminatı ve güvencesi de, sizsiniz….

 

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.