Çok iyi bildiğinizi düşündüğünüz konularda konuşmak nedense zordur. Öte yandan insanlar neden bilmedikleri konularda daha rahat ahkam keserler. Bu yazıya başlarken elim klavyeye defalarca gitti geldi. Çünkü insan bildiğini sandığı konularda tüm detaylar kafasına üşüşünce nereden başlayıp nerede sonlandıracağını karar veremiyor.
Eğitim bizde hep okulu hatırlatır. Eğitimden bahsedenlerin çoğu aslında öğretimden bahseder. Terbiye ve talim kelimeleri de birçok kelimenin başına gelen karışıklığı yaşıyor insanımızda. Eğitim kimsenin ilgi alanına girmiyor bütün derdimiz, tasamız öğretim.
Bu ülkede hayat standardını değiştirmenin yegâne yoludur okumak ve adam olmak. Okumak ve öğrenmek var oluşumuzun tek yolu gibi sayılır dağlık coğrafyalarda. Ekip dikilecek toprak yoktur, toprak bulsan su yoktur yüksek dağlarda. Kısaca karnınız doyacaksa tek yol okumaktır. İlk, orta, lise ve üniversite tahsili hayatın vazgeçilmezi sayılır. O yüzden okuma yazma gibi faaliyetlerde oran çok yüksektir. Ama karın doyurmak amaç olunca, ilim ve irfan bu yaklaşımdan çıkar mı? Ehhh
Bizim coğrafyamızda ana- baba çocuğunu eğitim- öğretim bakımından henüz tanımadan okula gönderir. Belki en iyi okullara, en iyi öğretmenlere sınıf ve öğretmen seçerek gönderir. Artık ebeveyn olarak tüm görevini yapmış olmanın mutluluğunu yaşamaya hak kazanmıştır. Halbuki eğitim ana karnında başlamıştır. Okula gidene kadar oyuncağını toplamayı, yatağını düzeltmeyi, odasını temiz tutmayı, küçük sorumluluklar alma konusunda eğitmemiz gerekirken aileler eline kalem kâğıt verdiği çocuğa okuma- yazma öğretmeye başlar. Hızını alamayıp matematik öğretenleri de görmüşlüğüm vardır. Peki bu ailelerin, çocuklarının yetenekleri, eğilimleri, eksikleri ve ihtiyaçları hakkında fikirleri var mıdır?
Yaklaşık 50 yıldır okullardan hiç ayrı kalmadım. Mutlaka ya içindeydim ya da çok yakınlarında. Ama herkesin en çok şikâyet ettiği kurumlar nedense okullar ya da öğretmenler olmuştur. Biz ailelerin eğitim konusunda hiçbir eksiği ve yanlışı yoktur. (!) Elimizden gelenin en iyisini yapmışızdır. (!)
Herkes şikâyet eder. Kimse cesaret edip bir şey yapmaya yeltenmez. Arabasına gösterdiği ilgiyi çocuklarına gösteremeyen baba, evlilik boşanma programlarından kafasını kaldıramayan anne sadece şikâyet etmeye devam eder eğitimden. Bir gün de oturup çocuklarını anlamaya, tanımaya, onları keşfetmeye çalışmaz. Hiç değilse çocuklarının ana-babanın ortalaması olduğunu hesaba katmadan neden çok zeki olduğunu zanneder? Kargaya yavrusu şahin göründüğü için olabilir. Ama eğitim alması için üstün zekalı olmasına gerek yoktur. Eğitimin herkes için hayati önemi vardır.
Buyurun bakalım şimdi çocuklarınız yıllardır iradeleri budanmış öğretmenlerin etkisinden kurtuldular da çok mu iyi oldu? Okul bahçesine attığı çöpü aldıran öğretmeni şikâyet ettiniz de ne oldu? Çocuğunuz evde tüm temizlik kurallarına uysa ne olur? Hadi öğretmenleri dinlemesinler de anne baba olarak sizi çok mu dinliyorlar? Onların okul tercihlerine ne kadar karışabiliyorsunuz? Meslek seçimlerinde etkiniz ne kadar? Yarın eşlerini seçerken müdahale edebilecek misiniz? Sizin tecrübelerinizin onlar yanında ne önemi var? Onların hayallerine yetişebiliyor musunuz? Acaba çağınızla irtibatınız ne kadar? Gelecekle ilgili öngörüleriniz çok mu isabetli?
Öyleyse önce yapılması gereken şey ailelerin kendilerini tanımalarıdır. Bu tanıma gerçekleşirse farkındalık olur ki, nereden başlayacağımıza karar verebiliriz? Kendimizi eğitmeden, değiştirmeden, geliştirmeden çocuklara sıranın gelmesi çok kolay görünmüyor. Kendinizi ana-baba olarak çok iyi tanıyorsanız, çocuklarınızı da en azından yarı yarıya tanımış olursunuz. Sonra oturalım her gün önümüzdeki çocukları tanıyalım da neyi nasıl yapacağımıza, nasıl bir eğitim vereceğimize karar verelim.
Bırakınız çocuklarınızın beyni kaç terabaytlık olursa olsun. İleride hangi mesleği seçerse seçsin, hangi işi yaparsa yapsın, kiminle evlenirse evlensin. Onlara hayal etmeyi, merak etmeyi, azla yetinmeyi, küçük şeylerle mutlu olmayı, haddini bilmeyi, sorumluluk almayı ve erdemli olmayı öğretin. Hayatın anlamının ancak eğitimle mümkün olduğunu, yoksa diğer canlılar gibi doğum, yaşam ve ölümden ibaret bir anlayışı olacağını unutmayalım. Kısacası okul ve eğitimin de aileden beklentisi vardır. Bu her zaman para pul değildir. Birazcık ilgi, birazcık cesaret, birazcık sorumluluk istiyor eğitim bizden. Aksi takdirde bir gün “Hasebiyle, nesebiyle insan olmaz çelebi, Okumak cehli giderir eşeklik kalır ebedi” dizeleri dilinizden dökülmeye başlar.