Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından hazırlanan 2019-YKS sonuçlarına ilişkin sayısal bilgilere göre,
Alan Yeterlilik Testi'ne (AYT) başvuran 2 milyon 24 bin 549 adaydan 1 milyon 880 bin 800'ü, Yabancı Dil Testi'ne (YDT) başvuran 137 bin 751 adaydan da 113 bin 956'sı sınava girdi.
AYT'ye katılanlardan 1 milyon 880 bin 711'inin, YDT'ye girenlerden ise 113 bin 951'inin sınavı geçerli sayıldı.
TYT'ye katılan adaylardan yüzde 74,16'sı barajı geçerek 150 veya üzerinde puan aldı. Kadın adayların yüzde 77,21'i 150 ve üzerinde puan alırken, erkeklerin yüzde 71,24'ü barajı geçti.
AYT'ye girip sınavı geçerli kabul edilen 1 milyon 880 bin 711 adayın ortalama net sayıları ise şu şekilde:
"Türk dili ve edebiyatı 24 soruda 4,985 ortalama, tarih-1 10 soruda 2,035 ortalama, coğrafya-1 6 soruda 2,184 ortalama, tarih-2 11 soruda 1,982 ortalama, coğrafya-2 11 soruda 2,397 ortalama, felsefe grubu testinde 12 soruda 2,477 ortalama, din kültürü ve ahlak bilgisi veya ek felsefe grubu testinde 6 soruda ortalama 1,070, matematik 40 soruda ortalama 4,775, fizik 14 soruda 1,034 ortalama, kimya 13 soruda 0,963 ortalama, biyoloji 13 soruda 1,298 ortalama." olarak hesaplandı.
Bu tablonun sonucunun değerlendirmesi size ait.
Eğitim sistemini acaba birazda aileler mi bozuyor?
Nasıl mı?
Ben yemedim ben giymedim, ben gezmedim diyen aile varını yoğunu çocuğa verip çocuğun ayarlarını bozmuyor mu?
Küçücük çocukların elinde son model akıllı telefonlar. Marka giyimler. Birden fazla ihtiyaç için alınan giysiler.
Bunun yanında sabahtan akşama kadar olan eğitim, dersten çıkınca etüt merkezleri. Aile nerede ise uykuda bile ders çalış diyecek durum da olması…
Peki bunları çocuklarından isteyen aile yapısının kökenini araştırdığımızda, ya hiç kitap okumamış, hiç soru çözmemiş, okuldan kaytarmak için birçok yola başvurmuş kişiler olduğunu görmeniz mümkün.
Çocuklar sonra neden robot gibi diyoruz değil mi?
Peki bizim dönemde yani 1997 yılından önceki eğitim sistemi nasıldı?
Yarım gün okula gidilir. Her ders ve her konudan eve ödevler verilir. Öğretmen anlamayan var mı deyip, sınav sonucundaki başarıya göre tekrar konu tekrarı yapar.
Öğretmen sınıfa girdiğinde ayağa kalkılır, öğretmene saygı ve bağlılık gösterisi sunulur.
Öğretmen ders anlatırken sınıftan çıt çıkmaz.
Dersin disiplinini bozan dersten çıkarılır ya da disipline gönderilir.
Bu yapılan her türlü davranış biçimi öğrenci için kural ve disiplin haline gelip. Okulda öğretmene saygı ile toplumda büyüğe saygı ve hürmet duygusu gelişirdi.
Eski zaman da eğitimde aile desteği olmadan, kendi ayakları üstünde duran ve ne yapacağını bilen bir gençlik vardı.
Şimdi en iyi okullarda okuyan çocukların çok büyük bir bölümünde insani sevgi ve saygı duyguları yok.
Selam vermeyi bilmeyen, büyüğe cahil geri gözü ile bakan, yaşama ait hiçbir şeyden haberi olmayan, anti sosyal yapıya sahip bir gençlik ile karşı karşıyayız.
Çoğunluğu üniversite mezunu olan bu gençlik peki eskiye oranla akademik bilgi ve başarısı nasıl?
Eskiden ilkokul hayat bilgisi ile başlar. Fen bilgisi, Sosyal bilgisi, Matematik olarak 5. sınıfta sona ererdi.
Şu an birçok eski esnafı ilkokul mezunudur. Baktığınızda çarpım tablosu, bölme işlemi, kafadan çözer ve hata yapmaz yaptığının tersten kontrolünü yani eski adı ile sağlamasını yapar.
Şimdikilerinin önünde bilgisayar. İki rakamı bile hesap makinesi ile toplar halde.
Eski ilkokul mezunlarının birçoğunun, coğrafya tarih bilgisi günümüz üniversite mezunundan çok daha iyi. Çünkü onlar hala bu bilgileri kendi aralarında konuşup yeniliyorlar.
Bu kişiler mahalle kültürü ile büyümüş. Sokaklarda birlikte mevsimsel oyunlar oynamışlardır.
Mahallenin çocuğu her evin çocuğu durumundaydı.
Büyüklere karşı çocuklarda, gençlerde sevgi saygı hürmet vardı.
Aileler arasında ekmeği paylaşma vardı.
Büyük ağabeylere, ablalara gidip soru sorma ders çalışma vardı.
Kimsede bir menfaat, para hırsı ya da karşılık için yardım etme duygusu yoktu.
Eğitimde çok ama çok iyi idi.
O zaman yetkililere diyoruz ki.
Her sene yeni yöntem aramaya gerek yok.
Lütfen 30-40-50 yıl önceki eğitim sistemine dönelim.
Eğitimde iyi hatta en iyi olalım.
En önemlisi insan gibi yaşamasını bilen bir gençlik içinde el ele verelim.