“İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.” (Şuara, 183. Ayet)
Mayıs ayında Soma’da yaşanan felaketten sonra Ermenek’teki felaket bir kez daha acıya boğdu bizleri. Ders alması gerekirken ders vermeye kalkanlar yüzünden on sekiz can daha madende mahsur kaldı. Amacımız ne siyaset ne de birilerine yüklenmek. Bizim işimiz suya doğruları yazmak.
Son üç gündür en çok işittiğimiz; “Zaman siyaset zamanı değil, dua zamanı!” oldu. Doğruları söyleyenler siyaset yapmakla suçlandı. Oysa biz ne siyaset yapıyoruz ne de politika denilen batakhanedeki yaşamdan anlarız. Bizim için hangi parti iktidarda, hangi kişi lider önemli değildir. Bizim için olması gereken önemlidir. Ancak ülkemde olması gerekenler zamanında olmadığı, yapılmadığı için masumlar, garibanlar, güçsüzler hep aynı acıyı çekmekte, iktidar sahipleri hangi partiden olursa olsun aynı timsah gözyaşlarını dökmekte. Kalkıp birisi “Niye önlem alınmadı?” diye sorduğundaysa hemen savunmaya geçilip “Siyaset yapma, dua et!” diye çıkışılmakta.
Rabbim sana akıl vermiş, hatta yetmemiş bazılarınıza aklın yanında iktidar da vermiş. Bir gecede maaşlarınıza zam yapmasına beceren zekânız neden yıllardır işçinin, emekçinin hakkını savunan yasalar yapmanıza yetmiyor. Yoksa o koltuklara oturmaktaki tek gayeniz ayda bir işçinin yirmi beş ayda kazanacağı parayı mı almak? Aman, iktidar tapınıcıları hemen silahlarını kuşanmasın! Sözüm onların mevcut iktidarına değil sadece bundan önce Türkiye Cumhuriyeti’nin başına geçen, sözde halka hizmeti amaçlayıp nefse hizmeti benimseyen tüm iktidarlara.
Çalışma bakanımız Sayın Faruk Çelik: “Madeni kapatacağız ama araya elli kişi girip buna engel oluyor.” demiş. O araya giren elli kan emiciyi toplasanız madende hayatını kaybeden bir işçi eder mi? O elli kişinin hatırı madende kalan işçinin, yeni doğan bebeğinin babasız kalmasından daha mı değerli? Enerji bakanımız Sayın Taner Yıldız’ı ateşin başında ısınmaya çalışırken fotoğraflamış medya. Üç gündür orada, madenci aileleriyle birlikte elinden geleni yapıyor sözde. Soma’da da gömleğini değiştirememişti günlerce hatırlarsanız. Vakti zamanında gerekli önlemleri alsaydınız, elli kişinin köküne kibrit suyu dökseydiniz, sıcak evinizde otursaydınız, günlük bilmem kaç yüz liralık gömleklerinizi değiştirseydiniz. Olan olduktan, ölen öldükten sonra oturup ağlamanın bir anlamı yok. Devlet adamı, olmadan önlemini alandır! Sen önlemini almazsan, işçinin emeğini sömüren şeref yoksunları da meydana çıkar işçinin canını alır. Sonra biz gibi doğruyu söyleyen ama iktidarperestler tarafından siyaset yapıyor denilenler çıkar dua yerine doğruları söyler! Rabbimi de kendiniz gibi mi sanıyorsunuz? Sormayacak mı size mahşerde: “Ben size akıl verdim, iktidar verdim ama siz önlem almayıp katil oldunuz sonra da bana el açıp ihmalkârlığınızı temizletmeye çalıştınız!” diye.
Anadolu halkı asırlardır ihmale alışkın, hala da ihmalden canı yanıyor. Anadolu’da yaşayan halkın sayesinde iktidara gelenler onun ekmeğinden kestikleri vergilerle günlerini gün ettiler, tâ Osmanlı’dan beri. Ne bu gelenek değişti ne de insanımız yeter artık dedi. Halkımız yeter artık demeyince iktidar sahipleri emekçiye: “800 lirada çok paradır geçinmesini bilene…” dedi kendi aldığı 20bin liraya bakmadan. Bu ülkede hakkını arayan işçisinin önüne, tezek döken yüzsüzlere karşı önlem almazsanız emekçinin vebalini kendi boynunuza alırsınız. Ahirette size yandaşlar olmayacak maalesef hatırlatalım, orada ne rüşvet ne de maaş zammı pek işe yaramayacak. Ama bizim Rabbimiz’den tek dileğimiz emek yiyenlerin cezalarının bir kısmı dünyada çekmesi ve herkese ibret olması.
Emeği sömürülen tüm kardeşlerime saygılarımı sunuyor, Ermenek’te madencilerimizin ailelerine kavuşmasını diliyorum. Rabbim alın teri ile ekmeğini kazanan kardeşlerimin yardımcısı olsun. Alın teri ile beslenen sülüklerin de tez zamanda cezalarını versin. Bu son olsun diyeceğim ama burası Türkiye, “elli” kişi araya girer emekçilerin hayatı yine hiçe sayılır. Kusura bakmayın ben yine siyaset(!) yaptım, size de dua etmek kaldı artık. Rabbim dualarınızı kabul etsin…
Saygılarımla!
Ekmeği helal, bahtı kara kardeşim
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.