Kurban Bayramı’nda cadde ve sokaklarda çöp bidonları ile ağaç diplerine naylon poşetlerin içinde hiç yenilmemiş ekmeklerin atıldığını görünce, ekmek israfının hangi boyutlara ulaştığını müşahede etmek adına düşündürücü buldum.
Belediye otobüsünde bir çocuğun elindeki simidi yerken yere düşürüp aldıktan sonra öperek başına götürmesi ve üfledikten sonra tekrar yemesi; pek hoşuma gitti. Daha doğrusu ona bu kültürü ve eğitimi veren anne ve babaya buradan teşekkür ediyorum.
Yere düşen ekmeği öpüp alnımıza koymanın ekmeğin Hititlerdeki kutsiyetinden kaynaklandığını da buradan ifade etmek isterim.
Hitit devri Anadolu’sunda ekmek yapımı incelendiğinde ise kültürün sürekliliği görülecektir. Ocak, ekmek, buğday, un, yufka, hamur, börek, çörek gibi kelimelerin de elbette bir tarihçesi var. Bu kelimelerin kökenleri, dilde ne zamandan beri ve hangi metinlerde kullanıldığı konusu dil tarihine merak duyanların ilgi alanına giriyor.
Türkler için ekmeksiz bir sofra düşünülemez. Hele Konyalılar için hiç düşünülemez. Bu konuda namımız bile çıkmıştır. Ekmeğe öyle bir tutkuyla bağlıyızdır ki, günlük enerji ihtiyacımızın yarısını ekmekle karşılarız. Ekmek bu ülkenin en önemli yiyeceğidir. Ekmeğin bu kadar önemli olduğu bir ülkede, bir şehirde ve Anadolu coğrafyasında yaşıyor olmak, ister istemez ekmeğe hürmet gösterdiğimiz kadar bayatlayan ekmeği israf etmeyen, papara veyahut tirit yaparak bayat ekmeklerin nasıl kazanılacağı konusu ve kültürünü de bilen bir toplum olsaydık keşke.
Fırıncılar Odası başkanının dediğinin tan tersine en kalitesiz ekmek Konya’da üretilmektedir.
Bundan dolayıdır ki, Konya’da günde 50.000 ekmek israf edilmektedir.
Konya’da bir sene içerisinde israf edilen ekmek adedi 18 milyon 300 bindir. Bunun para karşılığı ise; 20 bin liradır. Konya’nın en güzel ve kaliteli ekmeği Beğendik Mağazasının içindeki fırında üretilmektedir. Çünkü bu fırının unu Kayseri’den gelmektedir. Kasap reyonundaki lezzetli etlerin Kayseri’den geldiği gibi. Burada ekşi maya ile üretilen ekmeğin yarımı dört liradan satılmaktadır. Manisa’da aynı tam ekmek 2,5 liradır.
Konya gibi dindar ve mütedeyyin bir şehirde ekmeğin neden israf edildiği konusu aslında bir tez konusu olacak kadar büyük boyutlardadır.
Konya’daki ekmek israfının önüne geçmek adına İngilizce eğitim –bana göre yanlış bir tercih- yaptıran Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi başta olmak üzere diğer üniversitelerimizin ilgili fakülte bölümleri derhal harekete geçmelidir. Konu ilmî boyutta ele alınarak ekmek israfının önüne geçilecek tedbirler biran evvel alınmalıdır.
Konya dışına çıkıldığında ilçelerdeki fırınlarda üretilen kaliteli ekmeklerin neden Konya’da üretilmediği de araştırılmalıdır. İnsanımızın temel gıda maddelerinin başında gelen et ve ekmek konusu ihmale gelmez bir mesele olarak ortada durmaktadır. Bu konuda belediyelerin ürettiği ekmek fırınları dahil bütün fırınlar ve kasaplar ile hayvan kesim yerleri teftişe (denetime) tabi tutulmalıdır. Denetimin olmadığı yerlerde kalitesiz üretim vardır.
Konya’da Ahilik kültürü kalmamıştır.
“Allah taş yapar” sözcüğü ne yazık ki, değerlerimiz arasından silinip gitmektedir. Konya son yıllarda eskiye dönüş yaparak ekşi mayalı fırın ekmeği üretmeye başlamıştır. Bunu olumlu bir gidişat olarak kabul etmekle birlikte fırınların neden kalitesiz un kullandıkları da insanımızın sağlığı ve sağlıklı nesillerin geleceği açısından büyük önem arzetmektedir.
Aslında ekmek israfı fırınlarımızdan başlamaktadır.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Evlenecek genç kızlara “Evde ekmek nasıl pişirilir” öğretilmelidir. Kadın dernek ve vakıfları bu konuda biçilmez kaftanlardır. Yeni nesil hayatın zorluklarına alıştırılmalıdır. Yeni nesle ekmeğin nasıl israf edilmeyeceği ve kaliteli unlardan ve ekşi maya kullanılarak eski anam babam ekmeklerin nasıl yapıldığı öğretilmelidir.