Kentleşme ile birlikte insanların iş bulması, iş bulanların geçimlerine yetecek kadar para kazanması iyice zorlaştı. Bu durumdan evlilikler de nasibini alırken, boşanma nedenleri arasında geçim sıkıntısı da en önemli sorunlar arasında yerini koruyor.
Aile Araştırma Kurumu’nun araştırmasına göre, ekonomik sıkıntıların tek başına boşanma sebebi olmadığı, ekonomik sebepler gerekçe gösterilerek ortaya konulan hatalı davranışların boşanmaya yol açtığı, eşlerden birinin ya da her ikisinin ekonomik sıkıntıları hafifletmeye yönelik yapması gerekenleri yapmamasının ya da ekonomik sıkıntıyı arttırıcı davranışlarda bulunmasının eşler arasında tartışma ve anlaşmazlık sebebi olduğu belirtiliyor.
Kadınların çalışma hayatında yer alması ile birlikte kadınlar bir takım maddi özgürlüklere kavuştular. Önceki dönemlerde maddi bağımlılık yüzünden birçok zorluğa göğüs geren kadınlar, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarıyla birlikte bu konulara artık daha az tahammül gösterir oldular. Şöyle bir arkanıza dönüp eskiden kadınların nelere tahammül ettiklerine baktığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Burada aslında kadınlara yönelik şiddet ya da erkeklerin olumsuz davranışlarıyla kadını boşanmaya zorlayan nedenlerde, kadının haklılıklarını dillendirmemi bir kadın olarak bekliyorsunuz. Kadınların haklarının en iyi ve en doğru şekilde her zaman kendilerine verilmesini savunuyorum ancak, ekonomik koşulları değerlendirerek yola çıktığınızda bambaşka sorunların ortaya çıktığını görüyorsunuz. Tahammülsüzlükler ve artarak devam eden ihtiyaçların aileleri nasıl da zor durumda bıraktığına şahit oluyorsunuz. Üstelik bir de karşınızda eşinin, çocuklarının evinin sorumluluğunu yüklenememiş bir eş varsa durum daha da vahim oluyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, özellikle 1990’lardan sonra ülkemizdeki boşanma oranlarında hızlı bir artış görülüyor. Bunun yanında yine bu verilere göre, 6 ile 10 yıllık evli çiftler arasındaki boşanma oranı son 10 yıllık dönemde yüzde 88.5 oranında artış gösterirken, çocuksuz evliliklerde boşanma oranının, çocuklu evliliklere göre daha çok olduğu görülmekte.
Yapılan araştırmalar göz önüne koyuyor ki; ekonomik yönden gelişmiş olan ülkelerde boşanma oranları daha yüksek olmakta. Bunun sebebi, ekonomik kalkınmasını tamamlamış ülkelerde genellikle kadınların da çalışıyor ve dolayısıyla belli bir kişiye bağlı olmadan da hayatlarını kazanabiliyor olması gösterilebilir. Kadın, eğer evlilikte aradığını bulamazsa, boşanma kararını vermek için ekonomik özgürlüğü olmayan kadından daha az düşünüyor.
Boşanmaların sebebi ile ilgili sosyolojik araştırma sonuçlarına göre, kadınların ekonomideki rolü ve yeri artmış, kadınlar iş hayatının içine girmiş ve ekonomik özgürlüklerini elde etmişlerdir. Çağın sosyal ve ekonomik getirileri günümüz evliliklerini daha sıkıntılı hale getirmiş, artan stres, kadın ve erkeğin evin dışında çalışması, ev ile ilgili sorumluluklar, çocukların bakımı ve eğitimi gibi konular eşler arasında problemlerin çıkmasına yol açmıştır.
Ayrıca toplumsal olarak boşanmaya dair bakış açısı da değişmiştir. Sert ve katı olan bakış açısı yumuşamış, boşanma olgusu kabul edilebilir ve onaylanabilir hale gelmiştir. Hatta çoğu zaman eskinin toparlayıcı tutumu yerine, boşanmayı destekleyici tavırlar oluşmaya başlamıştır.
Ayrıca kadının kocasından daha prestijli bir işte çalışıyor olması geleneksel kadın-erkek güç dengesini bozarak erkeğin kendini yetersiz hissetmesine yol açmış ve bazı evliliklerde sorun teşkil etmiştir.
Toplumu ayakta tutan aile kurumunun daha önemsenmesi, eşlerin sorumlulukları paylaşması, aile büyüklerinin veya çevresel etkenlerin aileyi bütünleştirici etkilerinin olması gerekiyor. Boşanmalar hızla artıyor ve devletin boşanmaları daha zorlaştırıcı önlemler aldığına yönelik açıklamaları duyuyoruz. Bu açıklamalar rakamların giderek arttığının en önemli göstergesi. Ekonomi gelişsin, aileler daha refah ve yaşanabilir seviyelere gelsin en çok istediğimiz şey.
Umalım ki eşler birbirine sahip çıksın ve saygı duysun.