Ülkenin siyasal ikliminde özlediğimiz tablolar yaşanıyor. Gerçek şu ki durup dururken hiç kimse kavga etmek istemez. Hele hele siyasal fikirler üzerinden gerilmek istemez. Maalesef ülkemizde siyaset kutuplaşmalar üzerinden cereyan ediyor. Bu durum en çok vatandaşları yoruyor.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin Covid’e yakalanması taraflı tarafsız birçok insanı üzdü. Çok şükür ki günlük bilgi akışı sağlanıyor ve hafif atlattıklarını öğreniyoruz.
Tüm coğrafyalarda önemli bir denge pozisyonunda olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birçok insanın hayatına mal olan bu illete yakalanması elbette bir tedirginlik oluşturdu.
Sevenleri ilk müracaat merkezi olan dua kapısına, doğal olarak Allah’a sığınarak ‘Ya Şâfi’ ismiyle yakarışa başladı. İnşallah hafif şekilde atlatırlar. Zira bu milletin devletin ve coğrafyanın Erdoğan’a ihtiyacı var. Bu kanaatim için bana kızanlar olabilir lakin daha uzun süre bunu bilip bunu söyleyeceğim.
İlk cümleme geri döneyim. Muhalefet parti liderleri Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan’ın geçmiş olsun mesajları gerçekten önemli ve insani bir davranış. Her şeyin siyaset olmadığını rakip olsalar da düşman olmadıklarını kanıtlıyor.
Ülkem insanının bu şekilde daha yumuşak geçişlere ihtiyacı var. Kutuplaşmanın, içeride birbirimize düşmenin kimseye bir faydası yok.
Bakın onlarca ülkenin lideri Cumhurbaşkanımıza sağlık temennilerinde bulunuyor. Bunlar bile gören için önemli mesajlar anlatıyor.
Türkiye eskiye göre farklı bir seviyede. Aciz devlet gitti. Güçlü devlet geldi. 20 yıl öncesini hatırlamayanlar bunları bilmez.
Elbette ekip olmadan başarı olmaz. Lakin bu başarının ardında Recep Tayyip Erdoğan olduğunu hiç kimse inkâr edemez. Nasıl Özallı yıllardaki başarı görmezden gelindi ve arkasındaki –Refah-Yol hükümeti hariç- fetret döneminde Özal’ın kıymeti anlaşıldı ise… Tarihi tekerrür ettirmeden güçlü liderin değerini bilmeliyiz.
Bunları söylerken; sıkıntılar yok demiyorum, Erdoğan’ı ve AK Parti’yi suistimal eden alçaklar yok demiyorum. Fakat biliyorum ki kendi geniş ailemizin içinde dahi iyiler ve kötüler hep var. Az sevdiklerimiz ve çok sevdiklerimiz var. İşini hakkıyla yapanlar ve savsaklayanlar var. Öyleyse 11 milyondan fazla üyesi olan bir organizasyonda çürük elmaların olmamasını beklememek hata olur.
Bu hastalık süreci en hızlı şekilde atlatılır ve oluşan iklim devam eder diye dua ediyorum. Ülkemizin buna ihtiyacı var. Birlik beraberlikten hiç kimseye zarar gelmez. Gerçi sosyal medyadan Cumhurbaşkanının ve eşi hanımefendinin hastalığına sevinen ‘karakter yoksunlarını’ görünce insan sinirlenmeden edemiyor. Yani muhalefet liderlerindeki sağduyu ve basiret inşallah bu kendini bilmezlere de sirayet eder. İşin aslı bu şekilde davrananların farklı mekanizmaların aparatları olduklarını anlamalarını çok isterdim. Bu ülkenin gerçek vatandaşı milli duruşunu hiçbir şartta bozmaz…
Hülasa, Sayın Erdoğan’ın ve eşinin hasta olmasına çok üzüldük. Hafif geçirmeleri tesellimiz, siyasal iklimin yumuşaması sevincimiz oldu… Her şer de elbet bir hayır vardır. Rabbim tez zamanda acil şifalar versin…