- Prof. Dr. Mikail Bayram: “Beyşehir Beyliği’nin kurulmasını sağlayan Alâeddin Keykubad’dır. Emir Eşref’e ve Emir Süleyman’a “Melik” unvanını veren de Alâeddin Keykubat’tır.”
Eşrefoğulları Beyliği (1280 -1326)
Eşrefoğulları Beyliğinin kurucusu Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman Bey’dir.
Bu Beyliğin Başkenti ise; Beyşehir.
Eşrefoğulları Beyliğinin hakim olduğu şehirler ise Beyşehir, Bolvadin ve Akşehir.
Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman Bey tarafından 1280’de Beyşehir’de kurulan Eşrefoğulları Beyliği, zamanla Bolvadin ve Akşehir’i ele geçirmiştir. Beyliğe 1326 yılında İlhanlıların Anadolu Valisi Timurtaş tarafından son verilmiştir.
Eşrefoğulları Beyliği’nin mimari eserleri arasında Beyşehir Eşrefoğlu Süleyman Bey Külliyesi, Seydişehir Seyyid Harun Külliyesi, Beyşehir Demirli Mescid, Beyşehir ve Seydişehir kaleleri bulunmaktadır.
Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemlerinde, yâni 13. Asrın ikinci yarısında eski Psidia toprakları üzerindeki Beyşehir ve Seydişehir taraflarında kurulan bir Türkmen beyliği olan Eşrefoğulları Beyliği’nin kurucusu Selçuklular’ın uç beylerinden olan Seyfeddin Süleyman Bey'dir. Beyligin merkezi ilk önce Gorgorum olup, daha sonra bu beyliğin daimî merkezi, Seyfeddin Süleyman Bey tarafından tesis edilen ve bu beyin adına izafeten Süleyman şehri de denilen Beyşehir olmuştur.
Seyfeddin Süleyman
Eşrefoğlu Süleyman Bey, Türkiye Selçuklu Sultanı III. Giyaseddin Keyhüsrev devrinde (1264-1283) Selçuklu hizmetinde uç beyi olarak bulunuyordu. Bu dönemde Selçuklu Devleti içindeki taht kavgaları devletin hayatiyetini tehlikeye düşürecek bir hal almıştı. Nitekim Giyaseddin Keyhüsrev Moğollar tarafından öldürülüp yerine II. Giyaseddin Mesud geçirilmişti (1284). Giyaseddin Mes’ud Konya'da Eşrefoğlu ve Karamanoğlu kuvvetlerinden çekindiği için devlet merkezini Kayseri'ye taşımak zorunda kaldı. Bu sırada, öldürülen hükümdarın annesi Giyaseddin Mesud'un hükümdarlığına itiraz ederek devletin iki torunu ile Mesud arasında paylaşılmasını istedi. Bu maksatla da Karamanoğulları ile Eşrefoğullarından yardım isteyerek onları Konya'ya çağırdı. Yapılan antlaşmaya göre ordu başkanlığı Karamanoğlu’na, saltanat naipliği ise Eşrefoğlu Halil Bey'e verildi. Eşrefoğulları’nın desteği ile 15 Mayıs 1285 tarihinde şehzadeler tahta çıkarıldı ise de kısa bir süre sonra Sultan Mesud Has Balaban komutasında kuvvetli bir orduyu isyancı güçler üzerine gönderdi. Has Balaban'a karşı koyamayacaklarını anlayan Eşrefoğulları merkezleri Gorgorum’a çekildiler. Burada Sultan Mesud'a karsi cephe alan Süleyman Bey Ilgın üzerine başarılı bir akın yaparak bu bölgeyi yağmaladı (1288). Balaban oğlunu bozguna uğratıp öldürdüğü askerlerin başlarını Konya'ya gönderdi. Bununla beraber Sultan Mesud'un mukabil taarruzundan çekinen Süleyman Bey, II. Gıyaseddin Mes’ud ile anlaşmak üzere bizzat Konya'ya gelerek itaatini arzetti. Süleyman Bey bu tarihten sonra kendi ismine izafe olunan Beyşehir kalesini yaptırdı.
“EMİR EŞREF MUHTEDİ İDİ…”
Selçuklu tarihi uzmanlarından Prof. Dr. Mikail Bayram, Beyşehir’in beylik olarak ilk defa ortaya çıkmasının 1. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde olduğunu söylemişti.
Bazı tarihçilerin Eşrefoğulları Beyliğinin kurucusu Emir Eşref’in kimliği hakkında yanlış bilgilere sahip olduklarını ifade eden Bayram hocanın şu sözlerine kulak vermek lazım: “Arap tarihçiler Bedreddin Aynî ve Şehabeddin Amerî, Beyşehir’den bahsederken Beyşehir Beyliği kurucusunun “mühtedi” olduğu söylüyorlar. Yâni Hristiyanken Müslüman olduktan sonra kendisine Eşref adı verilmiş. Bu bölgeyi ona veren yine Alâeddin Keykubat. Yani Beyşehir Beyliği’nin kurulmasını sağlayan Alâeddin Keykubad’dır. Melik Eşref’in de Selçuklu sarayı ile ilişkisi bulunduğu anlaşılıyor. Selçuklu’da “melik” unvanlığı sadece sarayda olanlara ve sarayda akrabası bulunanlara ancak veriliyor. Emir Eşref’e ve Emir Süleyman’a “Melik” unvanını veren de Alâeddin Keykubat’tır.”
MİMARİ ESERLER
Süleyman Bey 27 Aralık 1302'de vefat etmiş olup Beyşehir’de yaptırmış olduğu türbesine defnedildi. Eşrefoğulları onun zamanında Beyşehir’den başka Seydişehir ve Ilgın havalisine de hakim olmuştu.
Eşrefoğulları Beyliği’nin ömrünün çok kısa olmasına rağmen bu dönemde özellikle mimarî alanda çok güzel eserler yapılmıştır. Bunların ilki, beyliğin kurucusu Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman Bey'in yaptırmış olduğu Beyşehir Kalesi'dir. Seyfeddin Süleyman Bey, Beyşehir’de 1297 yılında bir camii yaptırmış olup, bu camii Türk mimari eserleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bilhassa mihrabı çok güzel olan bu cami Selçuklu mimarisinin bir devamı şeklindedir.
Tarihçi Sehabeddin el-Ömerî'nin kaydına göre Eşrefoğulları 65 şehir ve 155 köye sahipti. Yine Eşrefoğulları’nın 70 bin süvari kuvveti olduğu anlaşılmaktadır. Eşrefoğullarından Mübarizüddin Mehmed Bey ile II. Süleyman Bey'in gümüş sikkelerine rastlanmıştır.
Ayrıca Mübarizüddin Mehmed Bey adına, dönemin ünlü bilginlerinden Şemseddin Mehmed Tüsterî tarafından el-Fusûl-i Esrefiyye adlı felsefî bir eser de yazılmıştır.
YARIN: Eşrefoğlu Camii ve Külliyesi.
,