Huzur şehri olan Konya’da var olan huzur ve sükunetin korunması için var gücüyle çalışan Konya Emniyeti’ni tüm birimleriyle takdir etmek gerekir.
Özellikle gençleri hedef alan zehir tacirleri ile insanları sosyal medya kanallarını da kullanarak dolandırmaya çalışan zalimleri enselemek konusunda oldukça iyiler…
Konya Emniyeti’nin Konya basınına yaklaşımı, iletişim kanallarını güçlü bir şekilde kullanması, medyayı doğru ve net bir şekilde bilgilendirmesi ve aracılığımız ile Konya halkını çevremizde olup bitenlerle ilgili bilgilendirmesini de takdir ediyorum.
Bu özverili çalışmaları ve bilgi kirliliğine mahal bırakmayan yaklaşımları için başta İl Emniyet Müdürü Engin Dinç olmak üzere emniyetin tüm teşkilat mensuplarına şehrimiz adına teşekkürü bir borç bilirim.
***
Her ne kadar Konya Emniyeti şehrin emniyeti, şehrin güveni, şehrin huzuru için var gücüyle çalışıyor olsa da sivil inisiyatif alarak trafik konusunda denetim yetkisini elinde bulunduran fahri müfettişler için ise ne yazık ki aynı yaklaşımda bulunamayacağım.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmanın verilerine göre Türkiye’de fahri müfettişler tarafından kesilen cezaların nüfus itibariyle oranına bakıldığında en çok ceza kesilen şehir Konya olmuş.
Fahri müfettişlerin ceza makbuzlarını ellerinden düşürmemesi işlerini çok iyi yaptıkları anlamı mı taşır, yoksa hakkaniyet ölçüsünü kaçırıp keyfe keder davrandıklarını mı ortaya koyar, orası tartışılır.
Tam tarihi, yeri ve zamanı bende gizli kalmakla birlikte bir okurumuza fahri trafik müfettişi tarafından 73-C maddesi uygulanarak bir ceza kesilmiş. Cep telefonuna gelen bir mesaj ile cezadan haberdar olmuş.
Söylediğine göre, zaman doğru, yer doğru ancak isnat edilen suçlama yanlış!
Cep telefonu çaldıktan sonra hemen aracını uygun bir yere çekip durakladığını, arayan kişiyle bu şekilde görüştüğünü, sonrasında telefonu kapatıp yoluna devam ettiğini söylüyor.
Devamla ekliyor, “Madem ben araç seyir halindeyken cep telefonu kullanmışım, bunu bana ispat etsin. O anın fotoğrafını çeksin ve paylaşsın ki ben de itiraz edemeyeyim. Ama kendimden eminim, kesinlikle araç seyir halindeyken kullanmadım telefonumu” diyor.
İtiraz edip cezanın iptalini istediğinde ise bunun mümkün olmadığını anladığını söylüyor ve diyor ki, “Kamu adına yetkiyi elinde bulunduranlar hak ve hakikat ölçeğinin dışına çıktıklarında kul hakkına giriyorlar. Kul hakkı olan bu bedel kamunun kasasına gidiyor ve nihayetinde bu hak kamu tarafından da kullanılıyor. Ayrıca fahri trafik müfettişleri uyguladıkları cezai işleme haiz olan kusur ve hatalar noktasında ne kadar titizler? Yani bir başkasında hata ve kusur gördüklerinde hemen harekete geçerken kendileri aynı hatayı yapmaktan geri duruyorlar mı, ya da hata ettiklerinde aynı cezayı kendilerine de uygulayabiliyorlar mı?”
Fahri müfettişlere çağrımdır, kıt kanaat geçinen, belki sizin alakalı – alakasız uyguladığınız ceza neticesinde o ayki bütçesi altüst olacak olan bu insanlara eziyet etmeyin. İşinizi hakkıyla ve hakkaniyet ölçeğinde yapın!
***
Üzerinde önemle durulması gereken bir husus da hırsızlık.
Konya Emniyeti’nin başarılı çalışmalarından söz etmiştim. Zaman zaman hırsızlara suçüstü yapıldığı, kamera kayıtları incelendikten sonra hırsızlık olayının aydınlatıldığı, zanlıların yakalandığı, emniyetteki işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edildiği yönündeki haberleri de sizlerle paylaşıyoruz.
Ama yetiyor mu deseniz, yetmez derim…
Bir dostum mesaj yoluyla uzun uzun anlatmış. Son zamanlarda artan hırsızlık vakalarından mustarip olduklarını dile getirmiş. İş yerlerinin önünden iki arkadaşının motosikletinin çalındığını, sonra aynı hırsızlık olayının kendisinin de başına geldiğini söylemiş. Hırsızların artık gözü karalıkta sınır tanımadıklarını, ev ahalisi evin içindeyken bile eve girmeye cüret edebildiklerini aktarmış.
Bir hobi bahçesinin kapısını, penceresini dahi söküp götürebilecek kadar gözü dönmüş olan hırsızlara bir çare arayan dostum, konuyu Konya Emniyeti’nin denetim mekanizmalarının çalışmadığına bağlasa da ben kendisiyle aynı kanaatte değilim.
Hikayede demiş ya Nasreddin Hoca, “Hırsızın hiç mi suçu yok” diye. Emniyet yakalıyor, götürüyor adalete teslim ediyor. Bizim cezalarımız caydırıcı değil. Hangi hırsızlığın ne kadar cezaya karşılık geleceğini de, hangi hırsızlık vakasından en az cezayla nasıl sıyrılacağını da hırsızlar, sizden benden daha iyi biliyor. O nedenle biz yine eşeğimizi sağlam kazığa bağlamaya devam edelim.