Emperyalizm, bir devletin sınırlarını genişletmesi, başka ülkeleri gerek siyasi gerek ekonomik gerek kültürel kontrolü altına alması olarak tanımlansa da tanımının çok ötesinde insanların ruhunu da esir almaktadır.
Ruhu esir alınmış insanın direnç göstermesi çok zor hatta imkansızdır. İşte en büyük tehlike burasıdır.
Özellikle Müslüman toplumlar için ruhun esir alınması tehlikenin çok ötesinde felakettir. Başta ülke insanımız olmak üzere tüm Müslümanların ruhu maalesef esir alınmış durumdadır. Bu esir alınmışlığın yansımalarını hayatımızın her alanında görebilmekteyiz.
Öyle bir dünyevi kaygıya düşmüşüz ki gerçekleri görmekten çok aciziz. Ruhunu kaybeden veya esir veren insan dünyevileşir, dünyevi endişeler de insanı korkuya sürükler.
Ülkemiz her alanda emperyalist saldırıyla karşı karşıyadır. Emperyalist ülkeler ekonomik üstünlük sağlama ve ticaret alanlarını genişletmenin yanında Müslümanların kültürüne, inancına da saldırmaktadırlar.
Başta ülkemiz Müslümanları olmak üzere tüm Müslüman halklar emperyalist oligarşik yapıların saldırılarına karşı mücadele edebilmek için ruhunu korumak zorundadırlar.
Doların ekonomik krize neden olacak kadar yükselmesinin nedeninin yalnızca Ajan Brunson’un serbest bırakılmaması sonucu uygulanan ekonomik yaptırımlara bağlamak büyük gerçeği görmemize perde olabilir.
Başta güneydoğu ve doğu bölgelerimiz olmak üzere ülkemizin her tarafına yayılmış binlerce belki on binlerce Brunson gibi ajan, misyoner bulunmaktadır. Bunların amacı Kürt, Türk her ne olursa olsun milletin inancını yok ederek ruhunu esir almaktır.
-Ülkemize yönelik terör örgütlerini besleyenler, destek olanların amacı bu değil mi?
-Bu savaş ticaret savaşı değil, hak ile batılın savaşıdır!
-Bu gerçeği görmek zorundayız! Gerçeği görmeden bu büyük savaşa karşı bırakınız zafer kazanmayı direnç bile gösteremeyiz!
Gerçekçi olalım, bu savaşı, “Vatan, Millet, Sakarya” edebiyatı yaparak kazanmakta mümkün değil!
Dünyevileşmenin sonucu hayatımıza giren aşırı lüks yaşam, israf herkesi borç batağına sürükledi; lüks dairelerin, lüks arabaların büyük bir kısmı kredi ile alındı. Herkes borçlu; aslına, milletin telaşı da buradan geliyor.
Sarrafların bulunduğu Kapı Camii civarını son beş altı yıldır bu kadar kalabalık görmedim. Sarraflar ve döviz büroları oldukça yoğundu.
Bu milletin tüm fertleri, kim kendini nasıl tanımlarsa tanımlasın emperyalizme kaşı birlikte mücadele etmek zorundadır. Birbirimizle uğraşarak emperyalizm belasına karşı duramayız. Birlikte mücadele etmenin yolu dünyevi hırslarımız sonucu ortaya çıkan aşırı harcamayı, tüketimi bırakıp tasarrufa, üretime yönelmekle olur. Herkes sorumlu hareket etmek mecburiyetindedir.
Başta siyasi erk olmak üzere herkes tüm söylem ve eylemlerinde sorumluluğu elden bırakmamalıdır. Yaşanan krizlerden toplumun büyük çoğunluğu etkilenmekte ve çözüm beklemektedir.
İnsanlara gerçekleşmesi zor umutlar pompalamak yerine gerçeklerle yüzleştirmek daha hayırlı sonuçlara yol açacağına ve toplumu daha da bütünleştireceğine inanıyorum.
Emperyalist sistem doğası gereği tüm toplum kesimlerini baskı altına almak ister ve bunun için de her türlü farklılıkları kullanarak insanları birbiriyle çatıştırır. Başaramazsa ekonomik ve ticari yaptırımları uygulamaktan çekinmez.
Bu uygulamalar karşısında toplumun tüm kesimlerinin aynı direnci gösterebilmesi için emperyalizmin tüm içimize yerleştirdiği alışkanlıklarını, hayat tarzlarını hayatımızdan çıkarmalı en önemlisi hesapsız borçlanılmamalıdır.
Unutulmamalı, hesapsız borçlanma adamı muhannete muhtaç eder!
Düşmanına borçlu kişi veya devletin güven, istikrar, kalkınma ve huzuru sağlaması zorlaşır hatta imkansızlaşır.
Toplumu üreten bir toplum haline dönüştürerek israfa dayalı tüketim anlayışı yerine tasarruf bilincini ikame etmeliyiz.
Tüketerek borç ürer; üreterek borç tükenir!