EN PAHALI SU;  OLMAYAN SU

Ahmet Öztemel

Mart 2018 tarihinde kentimde Konya Büyükşehir Belediyesi ile Necmettin Erbakan Üniversitesi işbirliğinde “Sürdürülebilir Su Çalıştayı” yapıldı. “Su yönetiminin hayatın yönetimi” olduğu belirtildi. Su tasarrufunun önemi bir kez daha vurgulandı ve sahada yüzde üçlük bir tasarrufun kapalı havzada, bir yıl boyunca 2 milyon 350 bin kişiye sunulan su kadar tasarruf yapma sonucunu doğuracağı açıklandı. Zamanın Belediye Başkanı Sn. Akyürek, “Konya'nın genelinde içme ve kullanma suyu ki, bahçe sulama dahil, yüzde 10 tasarruf yapsak bu 7 milyon metreküp su yapar. Ama Konya Kapalı Havzasındaki 5 milyar metreküp suda da yüzde 10 tasarruf yapsak yeni bir Bağbaşı Barajı, yeni bir Bozkır Barajı, Göksu Nehri'nden elde edilen sudan daha fazla su imkanı elde etmiş oluyoruz” çarpıcı gerçeğini vurguladı.

Genel Yayın Yönetmenimiz Sn. Uğur Özteke Konya’da su bedeline aylık rutin zam uygulamasının yeni Başkanımız Sn. Uğur İbrahim Altay döneminde de devam etmekte olduğunu yazdı. Oysa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Doç. Dr. Mustafa Tuna da, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Alinur Aktaş da göreve geldiklerinde su bedelinde indirim yapmışlardı.  Ben ödenmemiş su faturaları nedeniyle su hizmetinden yoksun bırakılmayı da tasvip edemiyorum. Bir insanın ödemekten imtina edemeyeceği en önemli faturadır su faturası konutlar için özellikle ve ancak yoklukla izah edilebilir. Hiçbir zam savunulmaz hele su gibi vazgeçilmez yaşam unsurundaki zam hiç savunulmaz ancak en pahalı suyun olmayan su olduğu ve su kullanımında israfın kabul edilemeyeceği de bir gerçek.

Konya’da su metreküp bedeli meskenlerde 3.75, işyerleri için 8.51;  İzmir’de 0-20 metreküp kullanım için 4.58 ve 21 m3 üzeri 10.21, konut dışı 10.53; Bursa’da 10 metreküp altı kullanımda 3.57 iken 10 metreküp üzeri kullanımda 6.87, işyerleri için 12.5; Ankara’da konutlar için 7.17, işyerlerinde 18.24; Adana’da meskenlerde 3.96, işyerinde 9.13; Kayseri’de konutlarda 3.51, işyerinde 7 TL (KDV hariç) bedelle satılmakta. Su israf edilmemeli, ancak lüks değil zorunlu tüketim olduğu dikkate alınarak bedellendirilmeli.

Su tasarrufunun önemi, suyun değeri yetkililerce hep vurgulanıyor ancak ben yetkililerin gerekli ihtimamı gösterdiklerini de düşünmüyorum. Konya’da kayıp kaçak su miktarının  ülke ortalaması yüzde 43’ün altında da olsa % 24 civarında olduğu açıklanmıştı bir zamanlar. Yani ülkemdeki şebekeye verilen her dört damla suyun neredeyse iki damlası, kentimde her dört damla suyun bir damlası musluğa ulaşamıyor, boşa akıyor. Böyle bir lüksümüz olamaz. Şebeke kaçakları dışında ciddi bir kayıp da özellikle eski binaların tesisatlarından oluşan kayıp kaçaklar. Bazı belediyeler tesisat yenilenmesini sağlamak için bina giriş sayacındaki değerle binada kullanılan su değerlerini karşılaştırarak orantısız kaybı da abonelere kullandıkları su oranında yansıtmaya başladılar.

Belediyeler boşa akan suyun damlasını geleceğimiz için takip etmeliler. 1 litre atık yağın bir milyon litre yeraltı suyunu yok ettiği bilinciyle atık yağ toplama işini angarya değil önemli çevre görevleri olarak görmeliler artık. Atık piller, sanayide kullanılan balata temizleyicilerinin boş kutularının da çevreye uluorta atılmayacak çevre kirleticileri olduğu unutulmamalı ve denetlenmeli. Tarımda Büyükşehir Belediyeleri tam yetkili. O zaman tarımdaki su israfı da uygun kullanım ve uygun ürünlere geçişle önlenmeli. Elbette kentimin en önemli sorunu vahşi sulama ve kontrolsüz izinsiz su kuyuları ile de ciddi mücadele edilmeli.

Su hayattır, bedava olmamalı elbette, israfı önleyecek kadar pahalı ancak yaşam kalitesini düşürmeyecek kadar da ucuz olmalı. Saygıyla…

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.