Enkaz altında bir ses bir nefes

Soma faciasında yaşanan bazı olaylar, sel, deprem, heyelan gibi doğal afetler ya da maden ve uçak kazaları gibi büyük felaketlerde yaşanan çok "mucize" denilebilecek kurtuluşları akıllara getirdi. 

Soma'daki maden faciasında kurtarıldıktan sonra ambulansa bindirildiği sırada hemşireye "çizmelerimi çıkarayım mı sedye kirlenmesin" diye sorarak, Anadolu insanının naifliğini bir kez daha ortaya koyan ve tüm ülkeyi gözyaşlarına boğan maden işçisi Murat Yalçın, facianın da simge isimlerinden biri oldu.

Yine yangının olduğu bölümde yardım beklediği sırada boruları delerek oksijen almaya çalışan Fatih Ocay, bu yöntemle hem kendisinin hem de 4 arkadaşının yaşama tutunmasını sağladı.

Yer altından çıkarılınca "beni değil Mahmut'u kurtarın onun karısı hamile" diyen maden işçisi de sözleriyle "dost ve fedakarlığın" timsali oldu. 

Soma'da yaşanan bu örnekler, geçmiş yıllarda "nefes"e ulaşmak için verdikleri mücadelelerle felaketlerden mucize eseri sağ kurtulan isimleri yeniden akıllara getirdi.

Soma'daki faciada madenden dışarıya ilk çıkabilen kişi olduğunu belirten 27 yaşındaki Arif Dudu, yoğun duman nedeniyle bayılıp yere düşen ve yaşamını yitiren iş arkadaşlarının üzerinden sürünerek 8.5 saatte dışarı çıkabildiğini anlattı...

Maden faciasında, mucize kurtuluş hikayeleri de ortaya çıkmaya devam ediyor. İzinli olmasına rağmen madene giden, müdüründen izin alıp yeraltına inen Muhammet Bilgin, kendi gaz maskesini verdiği ağabeyini kolundan tutup çekerek, bir arkadaşını da sırtında taşıyarak patlamadan 9 saat sonra kurtardı. 

En büyük acıyı arkadaşlarının cansız bedenlerinin üzerinden geçtiği sırada yaşadığını dile getiren Muhammet Bilgin, "O an bana büyük bir güç geldi, bunları yaptım. Bazı arkadaşlarımın yanından geçtiğim sırada da onları sallayarak, taş atarak uyandırmaya çalıştım. Boruyu kırıp temiz hava almalarını sağladık" dedi.

Marmara depreminde belki de akıllarda kalan en önemli sahnelerden biri enkaz altından kurtarılan baba ile oğlun elleriyle birbirlerine “çak” yapmasıydı.

Enkazdan 97 saat sonra sağ kurtarılan Yüksel Er, henüz sedyeye alındığı sırada kendisinden 13 saat önce enkazdan çıkarılan oğlu Eser Er ile birbirlerine “çak” yaptı.

Yüksel Er, o dönemde yaptığı açıklamada, “Çok mutluyum. Oğlum Eser ve 4 yaşındaki kızım Ecem'i düşünerek hayatta kaldım. Depremden sonra 4 günü bir kapının altında geçirdim. Çocuğuma kavuştuğum için çok mutluyum. Devletime, insanlarımıza çok teşekkür ediyorum” demişti.

Marmara depreminde belki de akıllarda kalan en önemli sahnelerden biri enkaz altından kurtarılan baba ile oğlun elleriyle birbirlerine “çak” yapmasıydı.

Enkazdan 97 saat sonra sağ kurtarılan Yüksel Er, henüz sedyeye alındığı sırada kendisinden 13 saat önce enkazdan çıkarılan oğlu Eser Er ile birbirlerine “çak” yaptı.

Yüksel Er, o dönemde yaptığı açıklamada, “Çok mutluyum. Oğlum Eser ve 4 yaşındaki kızım Ecem'i düşünerek hayatta kaldım. Depremden sonra 4 günü bir kapının altında geçirdim. Çocuğuma kavuştuğum için çok mutluyum. Devletime, insanlarımıza çok teşekkür ediyorum” demişti.