ENTEL GONYALI

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Bir yazarın, şairin, romancının veya fikir adamının en önemli konusu okunmak, korkusu ise okunmamaktır. Okunmamanın bir anlamı olmadığı gibi yazmayla geçen zaman da boşunadır.

Okuma insanın zihinsel giysilerini dokuyan bir tezgâhtır. Bayağı şeyler okumak hem beyine hem kalbe bayağı giysiler dokur” diyor A. P. Gouthey.

Kimine göre okumak hedef, kimine göre de okunmak. Aslında her ikisi de doğru, zira okunmak için okumak gerek.

Gençlik yıllarımdan beri amatörce köşe yazıları, ufak tefek hikâyeler, duygulandığım zaman şiirler yazdığım olur. Ancak Pusula’da sürekli yazmaya başladığımdan beri aslında benim de hoşuma gitmeye başladı, bu işi sevdim. Hele de hele yazdıklarımın okunması ve özellikle de taşkınlığa varmayacak şekilde tenkit edilmesi de pek hoş oluyor. Esasen her okuyucu aynı zamanda bir yazar için denetleyicidir de.

Ancak bütün yazarlar da insandır ve de noksandır. Biz de yanılırız, hatalarımız olur, eksiğimiz-fazlamız vardır. Yazıcıların kaderi futbolcular gibidir. 10 hareketten 9’u iyidir, biri kötüdür. Seyirci 9 iyi hareketi “zaten vazifen diye” yorumlarken, bir kötü hareketin onun karşısında seni bitirir. Paul Walery de “kendimizden ne kadar habersiz olduğumuzu, yazdıklarımızı yeniden okurken anlarız” der. İşte ele!

Bunu yazmamın sebebi 13 Ağustos’taki yazımda konu başlığı ATLARA FISILDAYAN ADAM için bir okuyucumun yazdığı tenkittir.

Doğrusu çok hoşuma gitti. Goca Gonyalı rumuzuyla ele aldığı yazı aynen şöyle. “Merhaba; Film konusu ve diyalogları ile insanı yakalayan ve orda olmasını sağlayan bir özelliğe sahip, aynı zamanda eşsiz doğa görüntülerine sahip bir film. Engellilerin dünyasına, engelli ve ölüme terkedilecek bir ata inatla sahip çıkan bir kadına ve canlılara yaklaşabilen bir insana dair bir film. Aynı filmi seyrettiğimize göre hocam sonunda sizin belirttiğiniz bir son yok ki..! Filmin sonunda kadın eşine ve ailesine istemeyerek de olsa dönmek zorunda kalır. Atlara fısıldayan adam kadının yaşadığı ortama gitmez ve kendi ortamında kalır. Final sahnesi bir elveda ve yasak aşkla bitiyor” diyor.

Böyle bir tenkit ve takip ancak Goca Gonyalı’dan gelir. Doğrusu çok sevindim. Ben bu yazıyı film anlatmak için özüne inmeye çalıştım. Bir at ile insanın dostluğunu kavratmaya, bunu toplumumuzun dikkatine sunmaya gayret etmiştim.

Olsun, Goca Gonyalı, entel Gonyalı olunca böyle olsa da olsun her ikisi de bizim aslımız, esasımızdır. Gonyalının Gocasına da, enteline de selam olsun.

Sudan’a gidiyorum, dönüşte görüşmek üzere. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.