Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir karikatür
Gençlerden bazıları hatırlamayabilir.
Rahmetli Necmettin Erbakan’ı; elinde 99’luk tespih, başında namaz takkesi, ayağında takunya ile karikatürize edip akıllarınca alay ederlerdi.
***
Yıl 1997...
Ne var karikatürde: Yeniden Büyük Türkiye Projesi…
Ne yapacakmış Hoca: Boğaza tüp geçit, yüksek hızlı tren, nükleer santral, Gebze’ye köprü, 80 ile havalimanı, tüm şehirlere duble yol, doğalgaz vs vs…
Maliyeti kaç liraymış; 55 milyar dolar. (İsrafa bak!)
Çoğu da 3 yıl içinde tamamlanacakmış. (Ranta bak!)
***
Türkiye’ye çağ atlatacak, 20-30 yıl önce kalkındıracak projeler; Necmettin Erbakan’a gerici diyen, onun tabiriyle “tamtamcı” gerçek gericilerin, mandacıların akıllarını başından aldı.
Öncekilere yaptırmadıkları gibi ona da yaptırmadılar.
Post modern darbeyle iktidardan indirdiler.
***
Aradan yıllar geçti. Siyasete Erbakan hocanın yanında başlayan Recep Tayyip Erdoğan,
Hoca’nın çeyrek asır önce yapmak istediklerinin hepsini, kat kat fazlasıyla yaptı.
Tıpkı Erbakan ve öncekilere yaptıkları gibi onu da, engellemek, devirmek istediler bunun için tuzaklar kurdular, darbe planları yaptılar.
Ama Allah’ın (CC) inayeti, milletin dirayetiyle bu kez başaramadılar.
Kendi planlarının altında ezildiler.
***
Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından, ne hocanın sağlığında ne de vefatından sonra olumsuz bir şey çıkmamıştır. Hatta öyle ki sağlığında, kendine has üslubuyla eleştiri sınırlarını aşan sözler kullanmasına rağmen, yeryüzünde ABD’sinden İsrail’ine, Almanya’sından Fransa’sına kadar amiyane tabiriyle posta koymadığı lider kalmayan Erdoğan, büyük bir vefa örneğiyle Erbakan Hoca hakkında olumsuz söz söylememiştir.
Necmettin Erbakan’ın ismini, özdeşleştiği Konya’da üniversiteye vererek ölümsüzleştirmiştir.
Bugün de her ölüm yıldönümünde rahmetle anmaktadır.
***
Peki Erbakan’ın yolundan gittiğini iddia edenler bugün neredeler?
Çoğu zaman, CHP genel merkezinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında…
Her fırsatta milletin milli ve manevi değerlerine saldırmaya devam eden, Ayasofya’nın açılmasından rahatsız olanların, Kur’an Kursları için ortaçağ zihniyeti diyenlerin cirit attığı gezdiği CHP’de...
2008 yılında, başörtü yasağını ortadan kaldıracak yasayı engellemek için soluğu Anayasa Mahkemesi’nde alan CHP’nin yanında.
28 Şubat sürecinde merhum Erbakan’a “beceremediniz artık bırakıp gidin” deyip üstüne beddua ettiği de ortaya çıkan FETÖ’cülerin darbesine; “kontrollü darbe”, “tiyatro” deyip, miting alanlarında FETÖ’cüleri alkışlatan, iktidara geldiğinde de onları serbest bırakıp, “KHK mağduru” kılıfıyla devletin kapısını yeniden açmaya hazırlanan, bulunduğu koltuğa FETÖ’nün kaset kumpasıyla oturan, başörtüsü için, “iki metrelik bez parçası” demişliği de bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında.
Peki ne yapmaktadırlar?
Erbakan’ın hayallerini fazlasıyla hayata geçiren Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek için plan ve proje!
***
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Hoca’nın çeyrek asır önce yapmak istediklerini hayata geçirirken Saadet yönetimi hemen hemen her projesine karşı çıktı. Hatırlayın, Konya Şehir Hastanesi için “israf” diye açıklama yapıyorlardı.
“Kutuplaşma”, “saray”, “rant” vb gibi CHP’nin, daha doğru ifadeyle 2 bin 500-3 bin liraya Atatürk kitabı satıp kazandıkları parayla da Bodrum’da yarısı kaçak villalarında (kaçak kısımlar yakıldı bu arada) rakı-balık sefası yapan, çakma halkçı, üç beş kemalistin söylemleriyle Erdoğan’ın karşısına dikilip, Erbakan Hoca’nın çeyrek asır önce hayata geçirmek istediği YHT’ye , “Göçü artırır” diyecek kadar kalkınma düşmanı haline dönüşen Saadet Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun Madımak’tan dolayı kendine “katil” yakıştırması yapan Canan Kaftancıoğlu’nu da adeta zem zem suyuyla yıkayarak aklayıp paklaması, gerçekten de aralarında hiçbir “kutup”un kalmadığının göstergesi olsa gerek.
***
Partiyi kim yükseğe çıkarmışsa yol veren, merhum Erbakan’ın oğlu da dahil kapıyı gösteren SP yönetiminin girdiği her seçimden yüzde 1 oy alıp sonra da girdiği her seçimden zaferle çıkan Erdoğan’a, “Milletle inatlaşmayın” nasihati vermesi de siyasi bir trajedi olsa gerek.
Tamam çok güzel, kimse milletle inatlaşmasın da;
Sen her seçimden yüzde 1 oy alıyorsun milletle inatlaşmıyorsun, adam her seçimden yüzde 40, 50, 55 oy alıp birinci çıkıyor, milletle inatlaşmış oluyor.
Nasıl oluyor bu?
***
Erdoğan düşmanlığının, her gün bindiği kapı gibi “Mercedes”i, “95 model Şahin” sanar hale dönüştüğü Temel Bey’in günden güne artan Kılıçdaroğlu sevgisi ise sonunda ona, “Bir babayiğit adam” diyecek noktaya kadar gelmiş.
Tabi Saadet’e gönül verenler, Karamollaoğlu’nun bu benzetmesi karşısında;
“O da bir şey mi; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; 21. yy’da kar üstünde kar küreme aracını yürütemeyen Ekrem İmamoğlu’nu, 15. yy’da gemileri karadan yürüten Fatih Sultan Mehmet’e benzetti” deyip kendilerince teselli bulabilirler.
Tabi bu söylemlerden Karamolloğlu’nun Kılıçdaroğlu’cu, Akşener’in ise İmamoğlu’cu olduğu sonucu ve polemiği de çıkabilir.
İşte iki milliyetçi, muhafazakar “sağ” partinin “solak” durumu.
***
Dikkat ederseniz artık Erbakan’ın temel mottosu olan “Adil Düzen” söylemlerini de Saadet yönetiminden duymak pek mümkün değil.
Saadet’teki politik savrulma, kimlik kaybı boyutuna gelmiş midir?
Erbakan Hoca’nın kemikleri sızlıyor mudur?
Saadet için bu gidişin sonu neresidir?
Sorularının cevabını biz “inatlaşmayıp!” Saadet’e gönül veren vatandaşlarımıza bırakırken vesayetçi, 28 Şubatçı CHP zihniyetinin ve Milli İrade düşmanı darbecilerin son mağduru, son seçilmişi, son başbakanı merhum Necmettin Erbakan’ı vefatının 11. yılında rahmetle anıyoruz.