Salı günü dostların organizasyonuyla Maşagah Restoran’da bir araya geldik.
AK Parti MKYK Yedek Üyesi Veli Tolu, KOP Bölge İdaresi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mustafa Şahin, TİMAV Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz, KOP İdaresi Basın Müşaviri, kadim dostum Halil İbrahim Tongur, Merhaba Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kerem İşkan ile Fotoğraf Sanatçısı, müstakbel UNESCO Başkanımız İbrahim Dıvarcı oturduk, memleket ahvali üstüne söyleştik.
Montaj ses kayıtları, 2880 kişinin dinlenmesiyle ilgili patlak veren skandal, yerel seçimler ve diğer birçok konu…
Doğrusu Konya’da etkili kanaat önderi diyebileceğimiz isimlerin hemen tamamının dini referanslarla hareket ediyor olmasının olumlu olduğu kadar olumsuz yönleri de var.
Olumlu yönlerini zaten biliyorsunuz.
Olumsuz yönleri ise yenilerde fark edilmeye başlandı.
Dini referanslarla hareket ettiklerini ileri süren bazı kanaat önderlerinin sergilediği olumsuz tavırların halk nezdindeki yansımasının faturası bütün dindarlara çıkarılmaya çalışıldı bazı kesimlerce.
Bu konunun son derece çapraşık bir konu olduğunu bilerek yazıyorum.
Sakal bırakınca cirosunun artmasından dolayı mutlu olan mahalle bakkalının menfaatçi tavrı ile bir kanaat önderinin Hz. Peygamber’in şahs-ı manevisinin kendi yanlarında olduğunu üstü kapalı bir övünme tarzında iddia etmek üzere tedavüle sürdüğü rüya bahisleri ve diğer konular…
Toplumca kendimizi içinde bulduğumuz girdabın dip akıntılarında nereye sürüklendiğimiz bilmeden çabalayıp durmamızın bir neticesi mi bunlar acaba?
“2. Twitter Buluşması”nda dostların gündeme getirdiği konular yer yer Türkiye’nin gündemiyle yer yer de Konya’nın gündemiyle çaprazlama kesişen ve aslında bütün bunların üstüne çıkabilecek bir bakış açısının geliştirilebileceğini göstermesi bakımından önemliydi.
Organizasyonu gerçekleştiren Salim Özdemir’e teşekkür etmeli bu arada. Tabii, bir de, buluşma esnasında twit atmayan dostları…
Virtuel (sanal) muhabbet yerine reel (gerçek) muhabbeti yaşadık çünkü…
SERDAR KALAYCI ANKARA’YA MI TAŞINACAK?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi ustalığını muhalefet partisi liderleri de kabul ediyor, etmek zorunda kalıyor.
Peki, ama bu “büyük ustalığın” temelinde ne yatıyor?
Hiç üzerinde durulmayan bir husus değil bu aslında.
Başbakan Erdoğan’ın “vefa”ya ve özellikle de “ahde vefa”ya ne kadar önem verdiği biliniyor.
Bunun son örneği geçtiğimiz hafta Konya’da yaşanmış.
Geçen hafta Barış Kartalı’nın Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterine alınmasıyla ilgili olarak Konya 3. Ana Jet Üssü Komutanlığı’nda düzenlenen törene üst düzey devlet ricali tam kadro katılmıştı hatırlayacaksınız.
Konya bürokrasisi de havaalanında misafirleri karşılama töreninde sıraya geçmişlerdi.
Erdoğan, karşılama töreninde bulunan Meram Belediye Başkanı Serdar Kalaycı’nın sol omzunun üstüne elini koyup seçim gününe kadar belediye çalışmalarını sürdürüp sürdürmeyeceğini sormuş.
Kalaycı, Genel Başkan’ına “Son ana kadar çalışacağız Başkanım!” demiş.
Bunun üzerine Erdoğan herhangi bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormuş Kalaycı’ya.
Kalaycı’nın “Hayır” cevabı üzerine ise “Eğer bir şeye ihtiyacın olursa mutlaka bana gel” demiş Başbakan.
Bize bu olayı aktaran dostlar Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir akyürek’in Başbakan Erdoğan ile Serdar Kalaycı arasındaki kısa sohbeti pür dikkat kulak kesildiğini ve hatta sonra şaka yollu Kalaycı’ya “Genel Merkez’e çağrıldın!” diye takıldığını anlattılar.
Aldığımız bilgileri size “miş”li “muş”lu anlatmamızın sebebi bu.
O kadar kesin kaynaklardan duyduk ki biz bu rivayeti, hemence açtık google’u, Ankara’daki hangi üniversitelerde İnşaat Mühendisliğpi bölümleri var, hangi bölümde akademisyen sıkıntısı yaşanıyor, onu bile araştırdık.
Peki sonuç ne? Kafamızda bazı btasavvurlar oluştu elbette. Ama bu tasavvurların seçim sonrasına kalması en iyisi…
Çünkü okurlarımız bizim kesin bilgilerimize bile fazla güvenmediğimizi, bu yüzden genellikle “miş”li “muş”lu yazdığımızı bilir. Mişli muşlu bilgileri de o yüzden hiç ama hiç yazmama itiyadımız vardır. Bu sıralamada tasavvurlara yer bile yok.