MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin erken seçimle ilgili çıkışını, bazı çevreler “danışıklı dövüş” olarak niteliyor.
Karar alındıktan sonra “danışıklı” olsa ne olur, “danışıksız” olsa ne olur.
Bu saatten sonra bunu irdelemenin kime ne faydası olacak?
Artık herkesin, özellikle de siyasetçilerin seçime odaklanması gerekiyor.
Bu seçimler, Türkiye için bir dönüm noktası. Parlamenter sistem tarihe karışırken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürürlüğe girecek.
Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de türlü bahanelerle seçim yenilgisine kılıf hazırlamak isteyenler çıkacaktır.
Geçtiğimiz günlerde Ana Muhalefetin lideri, seçimin mutlak galibinin kendileri olacağını söylemişti. Hatta o kadar ki; 50+1 kesmemiş olacak ki, en az yüzde 60 oy alacaklarını bunun yüzde 70 bile olabileceğini iddia etmişti.
Ne garip ki, en az yüzde 60 oy alacağına kesin gözüyle bakmasına rağmen “Partimizin Cumhurbaşkanı adayı benim” diyememişti.
Ana Muhalefetin lideri Cumhurbaşkanı olmak istemez mi?
İşin içinde işler var.
Aslında seçilemeyeceğini bal gibi de biliyor. Kendisi aday olursa seçilememesi durumunda Meclis dışında kalacak.
Ancak bir piyon öne sürerse, kendisinin parti başkanlığı elinden gitmeyecek.
Partinin etkin isimleri de uyanık.
Kılıçdaroğlu’ndan, başka türlü kurtulmak mümkün olmadığı için ısrarla gaz veriyorlar aday olması için.
Aday olur da seçilirse Genel Başkanları Cumhurbaşkanı olacak, CHP kârda.
Aday olur da seçilemezse CHP Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmuş olacak CHP yine kârda.
Yani inek emse de bir tas sütleri var, emmese de.
Öte yandan adı sıkça kullanılan, ama tek kelam etmeyen Abdullah Gül de bir karar verecek.
Artık kaçacak yer kalmadı.
Yolun sonuna gelindi.
İsmi üzerinde çok çeşitli spekülasyonlar yapılan, ser verip sır vermeyen, aday olup olmayacağı ile ilgili müspet-menfi tek kelime etmeyen Abdullah Gül sanırım artık konuşacak.
Kanaatim aday olmayacağı yönündedir.
Karamollaoğlu her ne kadar tekeden süt çıkarmak için var gücüyle uğraşsa da, yaptığının mezarlıktan geçerken ıslık çalmak olduğunu bilmeyen yok.
Elbette iddialı olacak.
Elbette umutlu olacak.
Seçmenlerine umut pompalayacak.
Ne de olsa umut fakirin ekmeğidir.
Sayın Abdullah Gül bu oyunun bir parçası olmaz.
Peki, olursa da şaşırır mıyız.
Hayır şaşırmayız.
Önümüzdeki günlerde bu soruların cevabını öğrenmiş olacağız.
Kim kazanırsa kazansın. Kim kaybederse kaybetsin.
İnşallah Türkiye kazansın.