Salı günü TBMM’de, seçilen milletvekilleri yemin ettiler. Şimdi sıradaki merak acaba hangi partiler koalisyonda yer alacak?
Koalisyon arayışları içinde bulunan siyasi parti liderlerinin ve beyin takımlarının görmezden gelmeleri mümkün olmayan "Türkiye gerçeğini’’ yeniden hatırlayalım... Bu gerçeğin adı "Cumhurbaşkanı Erdoğan"dır.
Şu anda koalisyonda bulunabilecek siyasi partilerin güçleri aldıkları oy oranına göre belirleniyor. Bu açıdan baktığınızda halkın en fazla oy vererek siyasete koyduğu ağırlığın sahibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan değil mi?
AK Parti'nin yüzde 41, CHP'nin yüzde 25 oyu var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise arkasında yüzde 52 oy yok mu?
Mehmet Barlas ile Ahmed Pekin’in aralarındaki konuşmaya göre;
Ülkenin istikrarı ve gelişmeyi sürdürmesi için bir koalisyonun kurulması gerektiği çizgisinden gidersek, en gerçekçi çözüm "Üçlü Koalisyon" olmalıdır. Bu koalisyon "Cumhurbaşkanı-AK Parti- CHP" üçlüsü tarafından oluşturulduğu takdirde, Türkiye'nin kalıcı ve sorunlara çözümler üreten bir siyasi iktidara kavuşması mümkün olabilir.
Cumhurbaşkanı'nın Bakan olarak bir koalisyon hükümetinde yer alması mümkün olmadığına göre, bu "Üçlü Koalisyon"un pratiğe uygulanması nasıl olacaktır.
AK Parti ile CHP'nin hazırladıkları koalisyon protokolünü, Cumhurbaşkanı da imzalar... Kurulacak koalisyon hükümetinde de Cumhurbaşkanı'nın temsilen mesela Binali Yıldırım gibi O'na yakın bir siyasetçi Başbakan Yardımcısı olarak yer alır... İki parti arasındaki anlaşmazlıklarda, bu formülle uzlaştırıcı bir makam da ortaya çıkar.
CHP kimle olursa olsun mutlaka koalisyon içinde yer almak istiyor.
Çünkü, Kılıçdaroğlu, koalisyon hükümeti kuramazsa CHP genel başkanlığında kalamayacağını biliyor. Aralık 2015 CHP olağan kongresine ana muhalefet lideri olarak değil, başbakan yardımcısı olarak gitmek istiyor.
CHP yönetimi, Kılıçdaroğlu olmadan bir daha siyasi şanslarının (milletvekili-bakan) olamayacağını biliyor. Bu nedenle ısrarla CHP’yi koalisyona zorluyorlar. (Gürsel Tekin İçişleri Bakanlığı’nı istiyormuş!)
CHP yönetiminin koalisyona bu kadar hevesli gözükmesi, olmayacak tekliflerde bulunması, elini güçsüzleştiriyor. (Aslında istemiyor gibi görünüp yan cebini gösteriyor.)
Bir taraftan da bazı CHP’liler, AK Parti-CHP koalisyon hükümetinin kurulmasına karşı gelmekteler, daha önce koalisyon ortağı SHP gibi, CHP’nin de sonunu getirecektir diye dile getirmekler.
Diğer taraftan AK Parti –MHP koalisyonu diye düşünürsek daha akılcı ve mantıklı görünmekte.
Şimdiye kadar hükümetin desteğe ihtiyacı olduğunda, ülkenin menfaatleri söz konusu olduğunda, MHP her zaman AK Parti’ye destek vermiştir.
MHP, Milli Eğitim’de 4+4+4 sisteminin getirilmesinde, orta öğrenimde türban serbestliğinde, imam hatiplerin yeniden açılması konusunda ve birçok ülke menfaatinde olmak üzere 30’a yakın kez AK Partiye yani hükümete destek vermiştir.
Bunlar göz önüne alındığında ve de tabanlarının ortak paydalarda birleşmesi ile ülke çıkarları göz önüne alındığında AK Parti-MHP koalisyonunu güçlendirmektedir.
Tabi ki bir taraftan da tüm partilere kapılarını açan AK Parti tek başına kalmaktadır. Koalisyona AK Parti’den başka yanaşan görülmektedir. Eğer 1. Parti koalisyona hazırız deyip 3 partiye de davet gönderirken karşılık göremiyorsa. Kimse kusura bakmazsa bunun sonucu erken seçimdir ve bu erken seçimde de halk bu 3 partiye değişik bir ayar çekmesini de bilecektir.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanlığınca, oy pusulası kağıdı ile oy zarfı yapımında kullanılacak filigranlı kağıt satın alacak.
Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından, YSK'nın ihtiyacı olan bin 600 ton beyaz renkli filigranlı oy pusulası kağıdı ile 60 ton sarı renkli filigranlı oy zarfı kağıdı iç ve dış piyasadan açık teklif isteme usulüne göre satın alacağını açıklamıştır.
Acaba sizce YSK’nın bir yerden aldığı işaret ve önlem alması ile “ERKEN SEÇİME Mİ GİDİYORUZ?”