Konyalının “Camideki Rektör” olarak çok yakından tanıyıp sevdiği, bağrına bastığı ve sekiz ay kadar kısa bir süre görev yapmasına rağmen Selçuk Üniversitesi’ni ilim yuvası hâline getirmek için sağlam temeller atan Prof. Dr. Erol Güngör’ü, aramızdan ayrılışının üzerinden 34 sene geçmesine rağmen hâlâ konuşuyor ve hayırla yâd ediyoruz.
Vefat ettiğinde askerlik görevinde olduğum için cenazesine ne yazık ki katılamadım. Ortadoğu gazetesinin “Başyazarı” olarak ve Yeni Düşünce gazetesinde çıkan yazıları kaçırmamaya dikkat eder ve çıkan kitaplarını devamlı okurdum. Milliyetçi duygularımın gelişmesinde ve olaylara bakış ile tahlil edişimde, Erol Güngör Hoca’nın sosyal bilimci olarak eserleri bana son derece büyük fayda sağlamıştır.
TYB Konya Şubesince isabetli bir kararla düzenlenen konferansta Prof. Dr. Mehmet Akgül, 1975 de yazdığı Türk Kültürü ve Milliyetçilik kitabı ile 1981'de kaleme aldığı İslam’ın Bugünkü Meseleleri eserinde Erol hocanın, dini meselelere bakışı ile çözüm yollarının neler olduğunu orada dile getirdiğini ve önemli önermelerde bulunduğunu söyledi. Erol hocanın o eseri bugün bile tazeliğini korurken, yeni bir medeniyet kurma ve tasarlama iddiasında olan Müslüman aydın kesimin, karşılaştığı en büyük probleminin de İslam’ı hayata açarken onun her meselesini insanlığın faydalanması için gün yüzüne çıkarmak zorunda olduğunu söyledi. Batı’nın din-bilim ilişkisi, dinin yerine insanlığa ve modern topluma önerdiği pozitivizmden tutun laiklik ve sekülerizme varıncaya kadar dinde reformculara, dün olduğu gibi günümüzde de çok dikkat etmek gerektiği üzerinde uyarılarda bulunduğunu şu sözlerle ifade ediyor: “Sosyolojik olarak dinde reformculuk, aydınların bir hastalığıdır. Burada hoşnutsuzluk ortadan kalkmıyor, dinlerin yerine başka dinler “Faşizm ve Komünizm” devreye giriyor.”
Batı’nın bu önermelerine karşılık İslam dünyasının niçin geri kaldığı noktasında o eserinde, sosyolojik açıdan değerlendirmeler de yapan Erol hocanın; işte Haçlı Seferleri ve Moğol istilâlarının bunda etkili olduğu fakat İslam’ın bir medeniyet olarak ortaya çıkmasının saltanat dönemlerinde (Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar) ortaya çıktığını kaydederek günümüz İslam dünyasının ve Müslümanların ise uyku ile uyanıklık arasında (yakaza) bulunduğunu söyleyen Mehmet Akgül, yeni bir medeniyet inşa edeceksek; İslam’ın temel değerlerini insanımıza ve insanlığa bir bütün olarak sunmamız gerektiğine dikkati çekti. Din anlayışında Müslümanların zihni olarak problemleri çözemediğini, kitap ve sünnete göre yaşamanın da bir zihniyet meselesi olduğunu ifade etti.
İslam’ın bugünkü meselelerini çözmede karşılaşılan problemleri aşmada Müslümanların donanım acısından zihniyet problemini halletmeleri gerektiğini fakat İslam ulemasının, kitap ve sünnete göre yasamada Müslümanların modern hayatta karşılaştıkları zorlukları aşmada alternatif çözüm yolları sunamadıklarını ve bu yüzden hile-i şeriyeye başvurmak zorunda kaldığına işaret etti.
Azizim Diyor Ki
Erol Güngör hocanın zorunlu din öğretimine karşı olduğunu da Prof. Dr. Mehmet Algül’ün hoş sohbetinden öğreniyoruz. Din ve din eğitimi konusunda özgürlük yoksa istismarın var olacağını da buradan ifade etmekte fayda var.