Eşek şakası hikayesi

Erol Sunat

Uzun uzun zaman önce memleketin birinde tabiri caizse eşek şakası yapan ve bunu bir alışkanlık haline getiren insanların yaşadığı garip bir şehir varmış. İşleri güçleri ağır şakalar yapmakmış. Bu şakaları kaldıramayıp ölenler, kalp krizleri geçirenler inme inenler oluyormuş amma, şehir bu alışkanlıklarından vazgeçemiyormuş. Ne dense ne yapılsa ne kadar caydırıcı tedbir alınsa fayda etmemiş. Hele içlerinde öyle bir adam varmış ki, onun önüne kimse geçemiyormuş. Ahali yaşlı başlı adamsın, hısım akraban bıktı, çoluk çocuğun yüz çevirdi, torunların seni yok sayar, hiç mi utanmazsın? Şaka yapılır da böylesi olmaz, senin yaptığın şaka falan değil düpedüz iftiraya döndü yapma demişler, etme demişler,

Ne dedilerse olmamış. Şakacı adam, hadi demiş biraz inzivaya çekileyim. Yaklaşık bir ay kadar her şeyden elini eteğini çekmiş, katılmış bir kervana şehirden ayrılmış. O günlerde şehre yeni bir Vali Paşa gelmiş. Paşanın güzel mi güzel bir kızı varmış. Vali Paşa ve ailesini getiren kervan şehre geldikten üç gün sonra, şehirde bir şayia dolaşmaya başlamış. Vali Paşanın kızı almış bohçasını sevdiğine kaçmış diye. Şehrin yarısı hemen inanmış bu dedikoduya. Vali Paşa öfkelenmiş. Ahaliyi toplamış meydana, kızıyla birlikte çıkmış ahalinin karşısına. Allah’tan korkun demiş, kızım yanımda. Kim çıkardı bu dedikoduyu? Şakacı adam meydanın ortasına doğru ilerlemiş. O benim Vali Paşa demiş. Bu şehir şakadan beslenir. Ne olmuş yani? Kızın yanındaysa yanında. Varsayalım kaçtı gitti. Netice de az biraz güldük eğlendik. Şehrin yarısı gerçek sandı. Yarısı güldü geçti. Maksadımızda buydu zaten. Dua et, Vali Paşanın bir sevdiği varmış, o da bilin bakalım neredeymiş demedik. Vali Paşa bre utanmaz bre haddini bilmez demiş, bunun neresi şaka, bu şaka eşek şakasını da aştı geçti. Atın şu edepsiz adamı zindana.

Şakacıyı atmışlar zindana. Zindancı başı yeter artık senin yaptığın diye güzelce bir dövmüş. Şakacı bayılmış atmışlar bir köşeye. Zindandakiler, ağam demişler, ölürse, başınıza kalır bu musibet. Zindancı başı ölürse gömeriz bir yere alçağı demiş. Şehir kurtulur. İbret olur. Akşama doğru, şehrin eşrafı bir heyet olup, Vali Paşanın konağına gelmişler. Vali Paşam demişler. Bu adam yaşlıdır. Zindanda kalırsa ölür gider. Affetmek büyüklüğün şanından gel affet, sana söz, onu bir da böyle şakalar yaparken görmeyeceksin de duymayacaksın da.

Vali Paşa ya sabır demiş, sonra emir vermiş, çıkarsınlar zindandan demiş. Şakacı. Evine varır varmaz, çekilmiş bir odaya, görün bakalım demiş size neler edeceğim. Zindancı başının Bedestende çalışan genç bir oğlu varmış. Bir de duyulmuş ki, Bedesten ağasının ahırındaki hayvanları Zindancı başının oğlu çalmış, hayvan pazarında satmış. O parayla da kendine dükkân açmış.

Bedesten deki insanlar bu çocuk demişler öyle bir şey yapmaz, merttir, doğrudur. Dünya malında gözü yoktur. İhtiyacı da yoktur. Zindancı başını sevmeyenler, babası yaptırmıştır demişler. Şehrin yarısı bu şakaydı demiş. Bu şehir şakacıları sever. Şaka olduğunu biliyoruz demişler demesine de. Bedesten Ağası, bu şakalar artık iftiraya dönmeye başladı demiş. Benim oğlum deli doludur. Engellemesem, delikanlıyı öldürecekti. Bunun neresi şaka?

Sonunda bakmışlar ki, bu lafın kaynağı şakacıdan yayılmış. Bedesten ağası, şakacı demiş, şakan batsın senin. Evladım az kalsın katil olacaktı. Bir daha böyle eşek şakaları yaparsan, seni bu şehirde yaşatmam. Şakacı içinden seni de bir kenara yazdım Ağa demiş. Sıra Vali Paşa’da. Öyle bir şey yapmalıyım ki, kalpten gitsin.

Vali Paşanın babası Payitahta yaşarmış. Anası da öleli birkaç yıl olmuş. Şakacı hemen oyununu kurmuş. Vali Paşanın babası var ya, Sultanın kız kardeşine talip olmuş, Vali Paşa’da Vezirliği aklından geçirir olmuş... Öyle diyorlar, belki şaka, belki gerçek, ben duyduğumu anlatırım. Olur mu diye gülüp geçenler var, neden olmasın diyenler var. Böyle lafa ancak gülünür geçilir diye söyleyenler var. Ben işin gülüp geçme tarafındayım diyormuş.

Dedikodular, laflar, söylentiler o kadar çok büyümüş ki, Sultan bu konudan hem haberdar olmuş. Hem de bir hayli rahatsız. Kız kardeşine, bacım demiş, sen bu adı geçen adamı tanır mısın? Kadın; Allah kuru iftiralardan saklasın Sultan Ağabeyim demiş ne kendini tanırım ne de adını duydum. Birileri ortalığı bulandırmaya çalışıyor. Bu şakaysa, haddini fazlaca aşmış durumda. Sultan Vali Paşanın babasını çağırtmış. Seni bilirim tanırım demiş. Sen böyle bir iş etmezsin. Vali Paşanın babası, meseleyi enine boyuna anlatmış.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.