Eski Konya’ya dair ne varsa…

Mustafa Balkan

Konya’yı gezen gezginlerin hatıratları ile makalelerinden eski Konya’ya dair pek çok bilgi edinmemize rağmen bu bilgilerin ne derece doğru olduğuyla ilgili tereddütlerimiz de yok değildi.

Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları arasında henüz yeni çıkan,  360 küsur sayfadan oluşan ve 15 akademisyen ile diğer seyyahların seyahatnamelerinde Konya’ya dair hatıratlardan alıntı yazıların da yer aldığı “Seyahatnamelerde Konya” adlı kitapta, eski Konya’ya dair pek çok bilgi yer alıyor. Bir bilgi şöleninde sunulan tebliğlerin kitaplaştırılmış hali olan eser, araştırmacılar açısından el kitabı niteliğinde olup, yayımda emeği geçenleri tebrik etmek gerekiyor.

 

***

Konya, Selçuklular’dan sonra Osmanlılar döneminde Karaman Eyâleti’ne bağlı paşa-sancağı idi. Kendi adını taşıyan ovanın batısında, denizden 1027 m. yükseklikte kurulmuş olan Konya, Anadolu Selçuklu Devleti’nin taht şehri ve en önemli kültür merkezi idi. Selçuklulardan Karamanoğulları’na geçen Konya, Yıldırım Bayezid tarafından 1397’de Karaman Beyliği’nin ilhakıyla Osmanlı topraklarına katıldı. Ankara Savaşı’ndan sonra Timur tarafından ihyâ edilen Karamanoğulları Beyliği’ne verilen Konya, Fatih Sultan Mehmed’in Karaman seferi sırasında 1467 yılında yeniden fethedildi ve kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.

Konya Sancağı, 1518 yılında Konya, merkezi Çumra olan Sahrâ-yı Konya, Hatunsarâyı, merkezi nüfusunun % 90’ını gayrımüslimlerin teşkil ettiği Sille olan Sudirhemi, Sa’îd-ili, İnsuyu ve Zengicek’in bağlı bulunduğu Konya, nâhiyesi olmayan Aladağ, Turgut, Kureyş, Eski-il ve Bayburd nâhiyelerinin bağlı bulunduğu Turgut kazâlarından oluşmaktaydı.

XVI. yüzyılın ikinci yarısında kuzeyde Kadınhanı ve Sarayönü’nden güneyde  Akvîrân ve Direksaray’a kadar uzanan 100 km.’den uzun bir şerit oluşturan Konya kazâsında Kanunî Sultan Süleyman devri başlarında; 200 köy, 283 mezrâa, altı yaylak, beş koru, 163 bağ ve bahçe, 18 çiftlik ve iki pazaryeri vardı.

Konya şehri, Fatih Sultan Mehmed devrinde; Aktarlar, Şekerfürûş, Şükran, Karaca Muhammed, Kâdı Âlemşâh, Karaarslan, Seb’ahân, Kabak Ahmed, Zivle Göl, Kâdıasker, Devlethan, Şeyh Bekir, Veled-i Abdülazîz, Minare Çirkab, Mu’în, Tursun Fakıh, Kabturga, Kalenderhâne, Şeyh Ahmed, Karakurdlu, Medrese, Borda, Veled-i Satı, Gökbaşlı, Bardakçı-Tansırı, Affan, Muhtâr, Esenlü, Hoca Ferruh, Öylebeğendi ve Hocagi mahallelerinden oluşmaktaydı. Gevele Kalesi’ni yıktıran Fatih Sultan Mehmed, Ahmedek adı verilen iç kaleyi ise tamir ve tahkim ettirmişti.

Konya şehri, Yavuz Sultan Selim devrinde 1518’de yapılan tahrîre göre; Debbağlar nâm-ı diğer Aksaray, Kalenderhâne, Mu’în, Esenlü, Bağrı, İbn-i Sâlih, Çirkâb, İbn-i Affân, Yediler, Devle, Durak, Kemâl Garîb, İbn-i Kazgan, Karaarslan, Şeyh Hasan Rumî, Seb’ahân, İmâret, Seydîveri, Çifte Merdübân, Sakâhâne, Hocabeg, Hoca Sâhib, Furkân Dede, Şemseddîn Tebrizî, Ahmed Fakîh, Şekerfürûş, Mihmandâr, Hoca Emin, Arabbaş nâm-ı diğer Pîr Sultan, Medrese nâm-ı diğer Hankâh, Hoca Ferruh, Pürçüklü, Cüllâhistan, Hoca Habib, Muhtâr, Veled-i Bınârî, Şeyh Resul, Öylebeğendi, Şerefşirin, Beg Hekîm, Kürkçü, Türk Ali, Dînkeş, Şeyh Bekir, Şeyh Sadreddîn, İbn-i Şahin, Abdülvelid, Dehüdâ, İçkal’a, İhtiyâreddîn, Şemseddîn, Zivle, Sungur nâm-ı diğer Tutî, Abdülazîz, Saray Mescidi, Akıncı Sultân, Türbe-i Celâliye, Mutah-hâne, Karaüyük, Aksinle, Gökbaş, Tayı nâm-ı diğer Ubeyd, Kasab Sinân, Ali Şerbetî, Attâriye, Karaca, Müccellid, Borda, Şükran, Kâdı Âlemşâh, Aynedâr nâm-ı diğer Kadı İzzeddîn, Sungur, Kâdıasker ve Gebran mahallelerinden meydana geliyordu. En kalabalık mahalle olan, Hz. Mevlâna Türbesi etrafındaki Türbe-i Celâliye mahallesinde 84 hâne vardı. Diğer mahallelerdeki hâne sayısı 30’un altındaydı.

Konya şehrinde, 11 cami, 57 mescid, bir imâret, 11 medrese, 22 zaviye, bir dârülhadis, 28 dârülhüffâz, iki muallimhâne, bir dârüşşifa, sekiz hamam, altı kervansaray, 515 dükkan, bir fırın ve 40 değirmen vardı. Konya Kalesi’nde asker olarak 50.831 akçalık tımar gelirine sahip bir dizdâr, bir kethüdâ ve 94 müstahfız görev yapıyordu.

Konya şehrinin nüfusu, 1520-1530 yıllarında biri Hıristiyan olmak üzere 89 mahallede ikamet eden 6200 kişi civarındayken, 1570-1580'lerde 15.300 kişiye, Sultan III. Murat devrinde 1584’te yapılan tahrîre göre biri Hıristiyan olmak üzere 119 mahallede ikamet eden 18.500 kişiye yükselmiş ve şehir doğu istikametinde gelişmişti.

Konya Sancağı’nın XVIII. yüzyıldaki kazâları; Konya, Aladağ, Bayburd, Ereğli, Belvîrân, Eski-il, Gâferyâd, Pirlevganda, İnsuyu, Lârende, Turgut, Kureyş, Ladik ve Kureyşözü’ydü.” (Sadık Müfit Bilge, Araştırmacı, Karaman Eyâleti’nin Tarihî Coğrafyası ve İdarî Taksimatı-xv.-XVIII. Yüzyıllar).

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Akşehir’den Konya’ya trenle 5 saatte geldiklerini ifade eden Alman seyyah Bodemeyer, Zanapa (Halkapınar)’yı da ziyaret ettiklerini belirterek “Burna’dan bir sürü böcek topladık. Buradaki böcek ve bitkilerin Avrupa’da sadece Viyana Müzesi’nde örnekleri bulunuyordu” diyor. Türkiye’ye ve Konya’ya “gezgin” adı altında kimler geldiyse bu toprakların yer altı ile yer üstünde ne varsa götürmüşler. Yâni Batılılar, bizi, bizden daha iyi biliyorlar.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.