Eskidendi…

Emrullah Nergiz

          Fark edemediklerimizi uzaklarda hissedince, yeni bir şey keşfetmiş gibi heyecan duymamız eskidendi…

          Çocuk kalbi ile öğretmenimizin bize ilgi göstermemesinden yakınmamız eskidendi…

          Küçücük bir kıpırtı, ayrı bir titreme ve hiçbir zaman unutulmayan o fosforlu bakışlara dalmak eskidendi…

          Hani erken inerdi karanlık, hani yağmur yağardı inceden… Hani okuldan, işten dönerken, ışıklar yanardı evlerde… Hani ay herkese gülümserken, mevsimler kimseyi dinlemezken… Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken…

          Hani herkes arkadaş, hani oyunlar sürerken… Hani çerçeveler boş, Hani körkütük sarhoş gençliğimizden… Hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken… Eskidendi, eskidendi, çok eskiden…

          Şimdi ay usul, yıldızlar eski, hatıralar gökyüzü gibi… Gitmiyor üzerimizden, geçen geçti… Geçen geçti… Hadi geceyi söndür kalbim, şimdi uykusuzluk vakti… Gençlik de geceler gibi eskidendi…

          Murathan Mungan’ın bu sözlerini Sezen Aksu yorumuyla dinlememiz eskidendi…

          Hayatın tüm işvesine nazına rağmen güzel günler de geçirmiyor değiliz doğrusu. En verimli yönü ile yaşamaya çalışmak eski ile yeniyi en akılcı şekilde harmanlamak gerekiyor. Eskiye özlem veya yeninin eskimesi eskiden beri var olagelmiş bir olay. Bitmeyen kavga eski ve yeni tartışması, adı altında bir makale geliyor aklıma. Sanırım cumhuriyet devri edebiyatına aitti.

          Eski ile yeni ne kadar düşmansa birbirlerine bir o kadar da kardeştirler aslında. Her yeni eskiyeceğini bile bile yeni olmanın keyfini yaşar.

          Aslına bakarsanız özellikle bizim toplumumuzda yenilikleri kabul ettirmek de zor olmuştur hep. Bakın bugün ülkede şu olanlara “Yeni Türkiye’yi” birilerine kabul ettirebilmek için ne göbekler çatlıyor ah bir bilseniz…

Devrimleri özleyenler görmeli ki!

          İşte o devrimler de eskimiştir aslında…

          Söz verdik çok fazla siyaset yapmamaya özen göstereceğiz.

          Eskidendi diyordum ya hani.

          Dostluklar da öyle işte. Eskidenmiş. Şimdi kim kiminle kimin eli kimin cebinde belli değil. Menfaat dostlukları kurulmuş. Hani demişler ya birini dostun diye belleyeceksen ya yolculuk et ya da yemek ye diye…

          Alman usulünü bilirsiniz, herkesin yediğini kendi ödediği sistem. Ne kadar ayıp, bizim yapımızla tamamıyla bir tezat oluşturuyor. Biz dost olacağımız adama önce ikram ederiz. Örfümüz değil mi bu?

          Bazen çok derinlere dalıyoruz. Onları yani zihnimizden geçenleri buraya aktaracak olsak emin olun terk eder gidersiniz bu satırların malikini. Kimi zaman anlamsız kimi zaman sonu olmayan tümceler düşer dile.

          Aslında biz hep birlikteyiz. Ne yaparsak, neye iyi neye kötü diyorsak; kimi yenileştirip kime eskidi diyorsak…

          Hepsi birer toplumsal vurgu…

          O çok sevdiğimiz bakkal amcalar, bardakta satılan çekirdek. Veresiye alınan gazoz. Babadan gizli içilen sigara…

          Hele de ele geçen paraya gidip alınan bilyeler…

          Nerede şimdi o taze çocukluk?

          Bakkal amca ve gazozu nerede?

          Hadi oldu diyelim. O eski zevk nerede?

          Şimdi eskiye özlem mi var yoksa yeniyi kabullenememek mi bilemiyorum.

          Birileri gibi devletin hukuksuz olduğundan bahsedip de kimseye dokunmuyoruz hiç olmazsa. Daha doğrusu birilerini yererken diğerlerini kayırmıyoruz adice!

          Eskiyle başladık, eskiyle bitirelim…

          Bu yazı da eskidi şimdi. Yepyeni yazılarda buluşmak ümidiyle mutlu kalın…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.