2005 yılında özelleşen ve Cengiz ailesi bünyesine geçen Seydişehir Etibank Alüminyum Tesisleri o tarihten itibaren adeta küllerinden doğarak her geçen yıl büyümesine ve üretim artışına devam etti.
Böylece tesisler kapatılmaktan kurtarıldığı gibi ülke ekonomisine ve gayri safi milli hasılaya önemli katkı yapan bir tesis haline getirildi.
Özelleşme sonrasında içime sinmeyen tek konu, tesislerde çalışan işçi personelin eşit şartlarda kamunun çeşitli tesislerinde istihdam edilmemesi oldu.
Bu serzenişimi sürekli gündeme getirdim. Hükümetlerin birinci görevi halkının yaşam standartlarını yükseltmesidir. Hükümet çalışan işçi personelin yaşam standardını yükseltmediği gibi aksine azaltmıştır.
Bunun sonucunda mağduriyetler oluşmuş, aileler parçalanmış, birçok çocuk anne ya da babasından ayrı büyümek zorunda kalmıştır.
Çalışanlar, her ne kadar 4 C statüsünde istihdam edilmiş, daha sonra da iyileştirme çalışmaları yapılmış olsa da Hükümet bu konuda hata yapmıştır.
Hiç kimse gördüğünden geri bırakılmamalı.
ETİ ALÜMİNYUM’DA NELER YAPILDI
Geçen sürede, Eti Alüminyum, 580 milyon dolar yatırımla dünyada ilk 10'a girmeyi başardı. Bin 700 kişinin doğrudan istihdam edildiği Eti Alüminyumda 10 mühendisin 5 yıl üzerinde çalışarak geliştirdiği ATH ve özel alümina adlı iki ürün sayesinde hem yangınlardaki can kaybı en aza indi, hem de yangınların neden olduğu maddi kayıplar azaltıldı.
Türk askerine yanmayan elbise yapılmasının yolu açıldı, AB normları gaz salınım değerlerinin altında bir seviyeye ulaşıldı, 130 bin ağaç dikildi, 1 ton alüminyum için 17 bin 500 Kwh elektrik kullanılırken, bu rakam yeni yapılan yatırım sonucunda 13 bin Kwh seviyelerine düşürüldü. Su kullanımı ise yüzde 50 oranında azaltıldı.
Özellikle elektroliz hanelerdeki hücrelerin 2 saatlik durmasıyla elektroliz hücreleri donacağı için sistem 4 yıllık kapanma süreciyle karşı karşıya kalacaktı. Bu nedenle sadece elektroliz hane için 221 milyon dolarlık yatırım yapıldı, Metal kalitesinde minimum yüzde 99.8 saflıkta alüminyum üretme becerisine sahip olundu.
Fuel Oil’de 70 milyon dolar tasarruf yapıldı, Yeni yapılan buhar türbini sayesinde 13 MW enerji üretimi sağlanarak maliyetler de aşağı çekildi.
Daha birçok yenileme yatırımı ile yaklaşık 600 milyon dolar harcandı.
Buna rağmen, belirli bir kesim hala iktidara gelirsek Etibank’ı tekrar kamuya alacağız diyor. Daha önce Milletvekili Atilla Kart da bu söylemi sıkça kulandı, görüşlerine katılmadığımı o zaman da ifade etmiştim.
Yaklaşan seçimler ile birlikte Seydişehir’e gelen siyasilerin bir kısmı iktidara gelince tesisleri tekrar kamuya alacağız diye söylemlerde bulunuyor.
Bu söylemlere asla katılmıyorum, Tesisler şu anda ülke tüketiminin % 10’unu bile karşılamıyor, gerek hükümet kanadından gerekse muhalefetten bir siyasetçi de çıkıp da Etibank’a teşvik vereceğiz, üretimi ve istihdamı artıracağız, savunma ve otomotiv sanayinin önünü açacağız demiyor.
Üretmeden nasıl kalkınacağız, siyasilerin boş söylemlerden vazgeçmesi gerek. Etibank Alüminyum tesislerinin sahipleri başka bir ülke vatandaşı mı?
Teşvik vermeyi gündeme getirmiyorsunuz ne olur, tesisleri geri alacağız gibi basit söylemlere de bir son verin.
Bırakın, Cengiz ailesi yenileme ve üretimi artırma çalışmalarına devam etsin.
Gölge etmeyin, başka ihsan istemez.