Konut piyasası ile ilgili yazdıklarımıza çeşitli yorumlar aldım. İlgilisi çok. Bu konuda biraz daha devam etmek istiyorum. Türkiye’de son 10 yılda satış sonucu el değiştiren konut miktarlarına bir göz atalım.
2011 yılında 419.000
2012 yılında 431.485
2013 yılında 1.144.989
2014 yılında 1.165.381
2015 yılında 1.289.320
2016 yılında 1.341.453
2017 yılında 1.409.314
2018 yılında 1.375.398
2019 yılında 1.348.729
2020 yılında 1.499.316
2021 yılı Ağustos ayı itibarıyla 800 bin civarında konut satış sonucu el değiştirmiş. Burada bilmemiz gereken bu satılan konutların hepsinin birinci el olmadığıdır.
Ekonomi ile doğru orantılı olarak son yıllarda ülkemizde inşaat sektörü yoğun bir şekilde çalıştı. Lokomotif olarak önemli bir görev üstlendi. Son 15 yılda hayal olan ev sahibi olma fikri özellikle alt ve orta gelir grubunda gerçek oldu. Bazen TOKİ eliyle bazen ikinci el olmak üzere 90’larda ve 2000’lerin başında görülen ‘ev almak hayal’ sloganı birçok insan için şekil değiştirdi.
Buradaki hakkı teslim ederek devam edelim.
Geldiğimiz noktada konut fiyatlarının %50’den fazla artması maalesef orta gelir grubu için dahi ev sahibi olma hayallerini öteleyecek pozisyonda.
Bunları yazarken birilerini karalamak veya suçlamak için kelam etmiyorum. Hangi parti hangi hükümet olsa bu süreç illaki yaşanacaktı. Zira dünya genelinde çok ciddi bir enflasyon var. Avrupa’da son 9 ayda elektrik fiyatlarının %250 arttığını muhtemelen muhalefet medyasında okumadınız. Türkiye’de bu oran %10-15 artsa nasıl gürültü koptuğuna hepimiz şahit oluyoruz.
Bu verebileceğim en basit örneklerden biri.
Burada çözülmesi gereken giderler artarken gelirleri de artırabilecek kaynakları üretmek olmalı. Vatandaşa gideri oranında gelir getirecek zamların yapılıyor olması gerekiyor… Son 10 yıldaki satış istatistiklerinin devam etmesi için öncelikli konuların başında bunlar geliyor. Vatandaş için ev sahibi olmak hayal olmamalı…
MERAM’IN KONUT HAMLESİNE ÖNEMLİ TAVSİYE
Konut üretiminden bu kadar bahsetmişken bir hak teslimini de Meram’a yapalım. Bu şehrin inşaat piyasasını iyi takip eden biri olarak söylüyorum. Bugünlerde 600 konutluk bir projeye girmek cesaret ister. Kooperatif de olsa işin organizasyonu kolay değil. Birçok inşaat firmasının konut üretmekten imtina ettiği bir süreçteyiz. Zira arsa bedelleri almış başını gitmiş durumda. Maliyetler deseniz geçen yıla oranla bazı kalemlerde %100’den fazla arttı. Kredi oranların zirvede olduğunu biliyoruz, peki ev ihtiyacı olan ne yapacak?
Kooperatif sistemi ile ev sahibi olmak isteyenler için Meram Belediyesi öncülüğünde Turgutreis Evleri başvuru almaya başladı. Biz de Başkan Mustafa Kavuş’un tanıtım toplantısına katıldık. Ve orada bu projeyi takdir ederken özellikle gerçek ihtiyaç sahiplerinin bu evlere ulaşabilmesi için nasıl bir yol izleneceğini sorduk.
Zira özellikle emlak simsarları bu gibi kooperatif projelerine 50-100 kişilik başvuru yapıyorlar. Asıl ihtiyaç sahibi haklı olarak ancak kendi ve eşi adına başvuru yapabiliyor. İhtiyaç sahibine kurada çıkma şansı simsara göre %1-2’ye düşüyor.
Başkan bunu engellemenin zor olduğunu belirtti. Üyelik hakkı kazanıp maddi olarak zor duruma düşenlerin mecburen devir yapması gerektiğini söyledi.
Ben bu konuda ısrarla en az 2-3 yıl üyeliğin devredilmeme şartı konulmasını; gerçekten zor duruma düşüp ödeyemeyenlerle ilgili kooperatif yönetiminden bir komisyon kurularak devletin yetkili mercileri aracılığıyla araştırma yapılıp ancak o şekilde devir hakkı tanınmasını savunuyorum. Neticede sosyal belediyecilik bunu gerektirir.