AK Parti Konya İl Teşkilâtı tarafından “Referandum Yolunda Şehir Buluşmaları” etkinliğinde Cihannüma Başkanı Mustafa Şen’i dinledim.
Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi’yle ilgili düşüncelerini partili dinleyicilere anlattı.
1.Dünya Savaşı’nın devam ettiğini söyledi.
“Türkiye’de yargı erki yok, yargıçlar erki var” dedi.
Türkiye’deki vesayet odaklarının değişmesi lâzım geldiğini ifade ettikten sonra “Türkiye’de demokrasi değil, Jürokrasi var” diye konuşarak “yargıçlar devleti modeli” gibi bir vesayet rejiminden bahsetti.
Başkanlık Sistemi’nin devlet değil, hükümet sistemi alanına girdiğini söyledi…
“Biz yürütmenin ne olacağıyla ilgili bir değişiklik yapıyoruz” diyen Mustafa Şen’in son sözü şu oldu:
“Tekrar ‘evet’li akşamlar diliyorum.”
Adaşım neden “Hayırlı akşamlar” veya “İyi akşamlar” demedi?..
“Akşam-ı şerifler hayrola” temennisi de pekâla yakışık alırdı.
***
GENAR Başkanı İhsan Aktaş’ın söyledikleri üzerinde durmak istiyorum.
Türkiye’de kültürel olarak Müslüman olan pek çok Hristiyan tanıdığı ve onların, yaptığı sohbetlerde kendisine “Bu milleti önemseyin. Kahramanlarınızı fazla abartmayın. Şühedaların da hakkını verin” dediklerini aktaran İhsan Aktaş, Osmanlı’da Tanzimat’a gelinceye kadar bizden olmayan bir Bürokratik Devlet ve Bürokratik Yapı oluştuğunu söyledi.
Türkiye II. Cihan Harbi’nde yer almamasına rağmen 1960 Anayasası’na, mağlup devletlerin antlaşmasına benzer maddelere yer verildiğine dikkati çeken İhsan Bey, “Batılılar (dış güçler) bu ülkede bizleri hâlâ meşru görmüyorlar” dedi.
“Yeni Anayasa, Ak Parti’yle başlayan reform hareketlerinin finali olarak algılanabilir” sözünün ardından yıkılmakta olan Osmanlı’nın ömrünü 33 yıl daha uzatan Abdülhamid’e atfedilen aslan benzetmesinde bulunan İhsan Bey, “Aslanın gücü var. Ama pençesi yok” dedi. Yâni Abdülhamid’in yanında Osmanlı aydınlarının ve entelektüel kesimin olmadığını ve yalnız başına kaldığını hatırlattı.
***
“Aydın ihâneti” diye bir söz var.
Osmanlı ve Türkiye ne çektiyse hep aydınlardan çekmiştir.
Halktan kopuk aydınlara biz genelde “Ganaralaşmış Aydınlar” deriz.
Jön Türkler’den tutun Osmanlı’nın son dönemlerine, Cumhuriyet’ten günümüze gelinceye kadar Türk aydınının içine düştüğü girdaba bakınca; halkına yabancı ve jakoben gibi tepeden bakan aydın tiplerinin yerini doldurmakta ne kadar geç kaldığımız görülebilir.
BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu, gençliğinden beri “Benim asıl kavgam sistemle” derdi.
Siz buna ister “Jürokrasi” ve ister “Bürokrasi” deyin Lozan’da bize giydirilen deli gömleği dar gelmeye başlayınca; her 10 yılda bir gömlek değiştirilince halkı ve milleti zorla hizaya sokmaya çalışan sistem de teklemeye başladı.
***
Kendisine sorulan bir soru üzerine “EVET” ve “HAYIR” ile ilgili son kamuoyu araştırmasıyla ilgili de bilgi veren GENAR Başkanı İhsan Aktaş, AK Parti’li dinleyicilerin hoşuna gidecek şeyler de söylemedi.
Burada çalışan ve halkı iknâ eden tarafın oylarının ağır basacağından söz etti.
“EVET” oylarının yüzde 55-60 arasında gelip gittiğini fakat “HAYIR” diyecekler arasında Ak Parti’den de küçük bir kesimin olduğunu, asıl belirleyici unsurun ise MHP’den gelecek oylar olduğunu dile getirdi.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Sistemle kavgası olanlar ve mevcut sistemin değişmesi gerektiğine inananların, neye “evet” veya neye “hayır” diyecekleri konusunda kafaları çok karışık!
Bu karışıklıktan hayırlı bir netice çıkar mı, bilemiyorum.
Halkımıza Yeni Anayasa Değişikliğiyle ilgili yer alan 18 madde tam olarak anlatılamadı. Resim fulü olunca arkadaki tablodan ne çıkacağı henüz belli değil.
Ben “kardeşlik” çıkmasından yanayım.
Ben 15 Temmuz’daki gibi insanımızın birlik ve dirlik içerisinde olmasından yanayım.
Ve 15 Temmuz ruhunun da yavaş yavaş törpülendiğine inanıyorum.
Dilerim sandıktan Müslüman Türk milletinin ve insanımızın hayrına olacak neticeler çıkar.