Düşünüyorum da, acaba bu face olmasa ne yapardık? Zamanımızı nasıl geçirirdik?
Yüzlüleri, yüzsüzleri, siyasetin girdabından çıkamayanları nasıl tanırdık?
Face’den önce adam gibi duruşu olanların, face ile kılıktan kılığa girdiğini nasıl anlardık? Duruşuyla “Adam sandığımız” insanların ne mal olduklarını nasıl görürdük?
Velhasıl dostlar bu Face denilen sosyal ağ bizi öylesine kendisine bağladı ki, iletişimde bir problem olsa dünyamız kararıyor. Kim ne yapmış, kim ne yemiş, kim kiminle neredeymiş her bir şeyi oturduğumuz yerden öğreniyoruz.
Bizim yaşımızda olanlar gerçi biraz teknoloji fukarasıdır ama, olsun. Yine de gençlere taş çıkartan beyaz saçlılar var. Bazı terimlerin ne anlama geldiğini gençlere sorarak öğrenmeye çalışıyorum. Kimi zaman uzun zamandan beri görüşmediğimiz arkadaşları bulma imkanını da yakalıyoruz Face denilen zillinin sayesinde.
İyi kullanılırsa çok güzel de, bazen çok ileri gidenleri gördüğümde onlar adına utanıyorum. Uzun bir süre siyasetten uzak durdum Face’de. Hatta oraları siyasi arenaya çeviren arkadaşlara da göndermelerde bulundum. Burası sohbet yeridir dedim. Birbirini kaybetmiş arkadaşların buluşma, görüşme, halleşme yeridir dedim. Baktım sözüm kendimden başkasına geçmiyor “Ya Allah, Bismillah” dedim ben de daldım Face’ye.
İyi kullanılırsa dedim de aklıma geldi. Bu Face denilen sihirli kutu aynı zamanda tam da güzel bir kişilik testi aleti. Bazı paylaşımları gördükçe “Vay be” diyor insan. Meğerse ne cevherler varmış da, haberimiz yokmuş.
Kimsenin kimseyi sevmek gibi bir mecburiyeti yok. Sevmeyebilirsiniz. Hatta sevmemek ne kelime, nefret de edebilirsiniz. Kan düşmanınız da olabilir. Ne olursa olsun, insanın bir duruşu olmalı. Yani ilkeli olmalı insan. Dün “Tu kaka” dedikleri ile ortak bir düşman bulunca “Kanka” oluyorsa, bırakın gitsin. Ondan bir halt olmaz. İşte bu sihirli kutunun içinde bir halt olmayacak o kadar kişi tanıyorsunuz ki, demeyin gitsin.
Bu Face o kadar hayırlı işlere aracılık ediyor ki, görmeyen inanmaz. En azılıları bile kucaklaştırdığına şahitlik edebilirim. Dün “Komünist” diye, “Faşist” diye karşılıklı bir birlerini suçlayanlar bir bakmışsınız ki, bir diğerinin “idolünü” paylaşmamış mı? Paylaşarak ona destek vermemiş mi? Boşuna “Sihirli Kutu” demedim Face için. Sihirli olmasa düşmanları nasıl dost edebilirdi?
Face’de bir de küfürlü konuşanlar görüyorum. Onlara hiç tahammül edemiyorum işte. Kimileri sahte isimle arz-ı endam ediyor sanırım. “Nasıl olsa beni kimse tanımaz” diyerek köpeksiz köye değneksiz dalar gibi dalıyorlar. Ama ayıp ediyorlar.
Velhasıl bu Face halkın siyaset borsası gibi mübarek. Alanlar, satanlar, hakaret edenler, artistlik yapanlar, kendini “En Kahraman Rıdvan” sananlar ne ararsan hepsi var. Bir giren pişman Face’ye, bir de girmeyen pişman.
Beğendiyseniz sol üst köşedeki “Beğen” butonuna basın. Ya da paylaşın ki daha çok insan haberdar olsun. Bunu da yapmıyorsanız yorum yapın. Ok?