Bugün yine izninizle sizlerden gelen iki ayrı konu ile birlikteyiz.
İnanın her iki okurumuzun da ne adını bilirim ne de kendilerini tanırım. Sadece onlar bizi yazılarımızdan takip ediyorlarmış ve mail adresimize sorunlarını göndermişler.
İstek ve sıkıntıların ne olduğuna geçmeden siz samimi okurlarımıza içtenliğiniz ve güveniniz için teşekkür ederiz.
İnşallah sizlerin yanında da Cenab-ı Allah’ın katında da bu güvene layık oluruz.
NECİP FAZIL MAHALLESİ SAKİNLERİ
Uğur A.... Bey mahallelerinin parkı ile isteklerini fotoğraflayarak bizimle paylaşmış.
Uğur Bey şöyle diyordu;
Uğur Bey merhabalar nasılsınız?
Umarım iyisinizdir inşallah
Uğur Bey resimlerde de gördüğünüz üzere burası çocuklarımızın oyun oynadığı vakit geçirdiği bir alan.
Ama burası maalesef içler acısı. Bu konu ile ilgili Meram Belediyesi görevlileri bugüne kadar buraya müdahale etmediler. Çünkü bu park alanı tam 4 yıldır böyle. Biz artık unutulduğuna inanmaya başladık. Bu nedenle de çocuklarımız ve aileler olarak bizler bu park alanından asla yararlanamıyoruz.
Burası gerçekten çok kötü durumda. Bizim sizden ricamız bu konuyu gazetemizde köşenizde ufak da olsa ele almanız.
Bu park alanı ile ilgili sizler de fikirlerinizi belirtirseniz belediye yetkililerinin bu yere gerekli hassasiyeti göstereceklerine inanıyoruz. Çünkü Meram Belediye Başkanı Fatma Hanım gerçekten bu konuda hassas. Siz yazılarınızda bu konuya dikkat çekiyorsunuz.
FOTO 5
O zaman biz de başkanımızdan ilgi ve alaka bekliyoruz. İyi günler”
.................
Değerli okurumuzun mahalle sakinleri adına isteğinin Meram Belediyesi yetkililerince en kısa sürede ele alınacağına biz de inanıyoruz. Bu konu ile ilgili değil ama artık yöneticilerimizde ve bizlerde şöyle genel bir kanaat oluştu.
Yöneticilerimiz hizmet standardını o kadar yükseklere çektiler ki hepimiz her şeyin tam ve eksiksiz olmasını istiyoruz. Yönetenler ise bu sınır tanımaz hizmet yarışında öyle büyük projelerin prosedürü içerisinde boğuluyorlar ki onlara da üzülmemek elde değil.
ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞAN İNSANLARIN ÜZÜNTÜSÜ
Hatice rumuzlu bayan okurumuz ise oldukça sıkıntılı ve karamsar bir atmosfere bürünmüş. Önce isterseniz hanımefendinin yazdıklarını noktasına virgülüne dokunmadan sizlere aktaralım.
“Uğur Bey biz sizin de okulunuz olan şu anda yerinde başkasının adı olan eski 19 Mayıs İlkokulu yeni adı Mehmet Bayır İmam Hatip ortaokulu yakınında oturuyoruz.
Gelecek sene 1. sınıfa gidecek çocuğum var ve bir çocuğumda İsmet Paşa ilkokuluna gidiyor.
Şunu anladım ki bizler devletin gerçekten değersiz ikinci sınıf vatandaşlarıyız.
Biz asgari ücretle geçinen insanlarız. Bizim çocukların da iyi şartlarda okuma hakkı yok mu? İyi bir eğitim hakkı alma yok mu?
Gelin İsmet Paşa İlkokuluna Allah aşkına bir bakın. Sınıflarda birçok Suriyeli çocuk var. Biz bu garip Suriyeli çocuklara karşı filan da değiliz. Ama hepsi nerede ise sorunlu.
Bu şartlarda nasıl bir eğitim olabilir ki?
Durumlar vallahi içler acısı
Uğur bey İsmet Paşa’ya ne olur bir ara gidin.
Tuvaletler dışarıda, bodrumda rutubetli ortamda derslikler var bu da yetmiyormuş gibi sınıflarda birçok sorunlu Suriyeli çocuk. Bu şartlarda benim çocuğum nasıl eğitim alır. Kafayı yiyeceğim.
Zengin değilim ki özel okula gönderip çocuğumu kurtarayım.
İsmet Paşa İlkokulu’nda Suriyeli hademe var. Suriyeli öğretmen var nasılsa orasını Suriyeliler için okul yapsınlar, bizim çocuklara da kendi çocuklarının okuduğu (!) okul modernliğinde okul yapsınlar.
Çok şey mi istiyoruz? Aslında doğru fakiriz biz. Bizim bu isteğimiz onların umurunda olmaz. Ama siz her zaman mağdurların yanında yer aldınız.
İnşallah benim gibi çocuklarını iyi şartlarda okutmak isteyen ailelere bir çare olursunuz inşallah. Şimdiden Allah sizden razı olsun.”
.............................
Önce şunun altını kalın harflerle çizelim.
Türkiye genelinde Sayın Cumhurbaşkanımız Konya’mızda Sayın Valimiz Yakup Canbolat ve yöneticilerimiz bu hassas konunun üzerinde adeta titriyorlar.
Büyükleri geçtik ilkokul sıralarındaki o çocuklarımızın arasında bile Suriyeli ayırımı yapmamalıyız.
Ama Hatice Hanım’ın yazdıklarından da anlıyoruz ki kendi insanımızda bu hassas konuya bazı yöneticilerin gerekli hassasiyeti ya da titizliği göstermemelerinden dolayı kendilerini itilmiş kakılmış gibi görüyorlar.
Şunu da söyleyebiliriz ki belki de Hatice Hanım evladını arzu ettiği şekilde okutamamanın ezikliği içerisinde, endişeli, sinmiş on binlerce annenin sessiz çığlığı oluyor.
Çünkü bizler bu şehirde her kesimden her sektörden üstelik de AK Partili dostlarımızdan dinlediklerimizle bu ayırımı daha kaynaştırma noktasına getirememişiz.
Eğer insanlarımızda “biz asgari ücretliyiz, garibiz, bizim çocuklarımıza diğer çocuklara gösterilen hassasiyet gösterilmiyor” diye bir kanaat oluşursa Allah korusun bu ileride üzücü sosyal patlamalara ve acı olaylara neden olabilir.
Bu yüzden özellikle eğitim konusunda yöneticilerimizin eğitimcilerimizin ve öğretmenlerimizin görevi bence üçe beşe katlanıyor.
Bizler de inşallah hata yapmıyoruzdur diyerek Hatice Hanım’ın sesini sizlerle paylaştık.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Aşk kalpten, dost sırttan vurur. Kalbin iyileşir ama sırtın hep kambur kalır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İftar sonrası araçta içtiğimiz soda şişelerinin boşlarını kırmızı ışıkta durduğumuz zaman yola bırakmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.