Geçenlerde eski dostum bir işadamını ziyaret ettim. Eski cemaatçi olan dostumun ibretlik itiraflarını isim vermeksizin aktarmak istiyorum. Bunlar bilinen şeyler ama paralelin insanı nasıl “hipnoz” ettiğine dair çarpıcı örnek olduğu için bu samimi insanımızın itirafları aynen aktarmak istiyorum.
“Feto ekibi ile 20 sene önce bir arkadaşım vasıtası ile tanıştım. O zaman boşlukta idim. Sohbetlere devam ettim ve ilk zamanlar hoşuma gidiyordu. Bir süre sonra varlıklı insanlardan oluşan mahalle mütevellisine dâhil edildim.
Sohbetler yoğunlukla devam etti ve istifade de ettim. 20 sene boyunca tüm mütevelliden yaklaşık olarak “10 milyon TL himmet” aldılar. Bir süre sonra sadece para veren ve himmet toplayan insanlar durumuna düştük. 2 yılda bir değişen sohbet hocamız dışında kimse ile muhatap etmediler.
Bu arada himmet paralarının nereye gittiğine dair mütevelli arasında sorgulamalar yayılmaya başladı. Ziyaret ettiğimiz burslu öğrencilerin perişan halini gördükten sonra da şüphemiz iyice arttı. Sorularımızın karşılığı “verilen bilgilerle yetinin ve hizmete devam edin” oluyordu.
Ben de bursları hizmete verme yerine öğrencilerin eline direkt vermeye başladım ve müthiş tepki çekti. Söylenen “himmetin çok el değiştirmesi bereketi artırmak içinmiş”. Ağlar mısın, güler misin?
Bazı rahatsızlıkları görüşmek üzere şehir imamından defalarca randevu istedim ama bir türlü dönüş olmadı. En sonunda imam tüm mütevelliyi yemekli bir toplantıya çağırdı. Tüm mütevelli alışılmış şeyler söyleyen imamı başı önünde dinliyor ve soru sormuyordu. En sonunda ayağa kalktım “tüm imamlardan aynı şeyleri dinlediğimizi yeni ve heyecanlandırıcı konulara girmeniz gerektiğini” dediğimde tüm salon buz kesti. Hoca da bu sefer itaat kültürünü ve faydalarından anlatmaya başladı. Müthiş sıkılmış ve içim ezilmişti. Bir inançla başladığımız hizmet şekil ve şerit değiştirmeye başlamıştı.
İmama “kod adı” ile hitap ediliyordu. Anlattıkları, bilinen ve eften püften şeylerdi. Tatmin edici ve yeni şeyler söylenmesini istediğimizde ise hikmet, muhabbet, rahmet ve bereketten bahsediliyordu.
4 yıl kadar önce mütevelliden çoğumuzun imamlarla durumu iyice gerildi. Son seçimler öncesi bu gerilme iyice kendini gösterdi. Zira bizden CHP, MHP ve HDP ye oy verilmesi yanında bizim oyumuz dışında her mütevelli üyesine fazladan 40 oy katkı sağlanması isteniyordu. Buna itirazımı “CHP ve MHP’yi anladık ama neden HDP” dediğimizde, meselemiz Tayyip Bey’in düşürülmesi şeklinde itiraflar oluyordu. İşte o zaman “aman Allah’ım biz yıllardır ne yapıyormuşuz” dedim ve kendime kızdım.
Süreç böyle işlerken, sorgulamalar artıyordu ancak kimse de rest çekip ayrılamıyordu. Âdete “hipnoz” olmuştuk. Şakirtlerin % 90 ayrılalım diyordu ama bir şeyler bizi geri içeri çekiyordu. Dostum “pek de inanmam ama herhalde bu hipnozdu” diyordu.
Daha neler neler anlattı, 17-25 Aralık’tan önce tamamen ayrıldığı gibi birçok iş adamına da ayrılması için ikna çalışmaları yaptı. Süreçte en çok kızdığı konu MİT tırlarına yapılan operasyondu. Gerekçesi de “sana ne MİT tırlarından, herkes kendi çıkarı için terör örgütlerine dahi destek verirken Türkmen kardeşlere giden yardıma neden engel oluyorsun” diyordu.
Sonunda itirafen “FETÖ çetesinden ayrıldıktan sonra kendime gelmem tam 2 yılımı aldı” diyordu. Yapılanı hazmedemiyordu ve hipnozun üzerinde yaptığı etkiyi bir türlü açıklayamıyordu.
Bunlar samimi ve gerçek durumu ortaya koyan itiraflardı. İşte insanımızın durumu işte FETÖ.
Kalın sağlıcakla.