Gazeteci - Yazar Fehmi Koru’nun “Cemaat’in Siyasetle Sınavı – BEN BÖYLE GÖRDÜM” kitabının ilk bölümünü, kamuoyu ve okurlarımızın, önemli ve ilgi çekici detaylarını dikkatlerine sunmuştum.
Bu eserin ikinci bölümünde de enteresan ve çok ilginç anekdotlar var.
Özellikle yazar Fehmi Koru’nun deyimiyle “Cemaat” ve Ak Parti arasındaki ayrışma, 2000 yılında DGM’de Fetullah Gülen hakkında açılan “tek kişilik terör örgütü” oluşturma davasının, Ak Partili milletvekillerinin çabalarıyla 2006 tarihinde nasıl beraatla neticelendiğine dair bilgilere de eserde yer alıyor.
İşte kitabın 65-66 sayfasından bir paragraf:
“Ak Parti çevresinden yetkili kiminle konuşsam; bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, illerde görevli olanlar, Cemaat’ten gelen teklif ve telkinlerin 2012 yılına kadar üzerinde fazla düşünülmeden yerine getirildiği bilgisini alıyorum.
Yerine getirilen istekler öyle az buz şeyler de değildi. Dersanelerinin bazı ihtiyaçlarının karşılanmasından okullara arsa tahsisine kadar akçalı karşılığı olan talepler… Hazırlığı yapılan, Meclis’e sunulmuş, çıkması kararlaştırılmış yasa teklif ve tasarıları üzerinde değişiklik öngören hukuki mütalaalar… Hassas makamlardan sıradan memurluklara kadar atama listeleri.”
Demek ki, ortaklık bozulana kadar devlet içerisindeki paralel yapılanma “Hassas makamlardan sıradan memurluklara kadar atama listeleri”yle birlikte Ak Parti kadrolarının eliyle gerçekleştirilmiş.
MÜCADELEDE KOORDİNASYON YOK!
15 Temmuz’dan sonra ve OHAL ile birlikte çıkartılan ve Resmî Gazete’de de yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname’ye göre; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndaki hemen hemen bütün müşavirler neden görevden alındılar? “Paralelci” oldukları için olmasın…
Şu durum bile, Paralel Yapı’yla mücadelede kararlı bir duruş gösteren tek mercinin Cumhurbaşkanlığı makamı ve dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan olduğu, Hükümet ile bakanlıkların, bu yapıyla mücadelede, geçenlerde NTV’de bir programda konuşan Emniyet İstihbarat eski Daire Başkanı Sabri Uzun’un deyimiyle şimdiye kadar bir koordinasyon oluşturulamadığı/oluşturulmadığı gerçeği gözler önüne serildi.
FETÖ BERAAT EDİYOR…
“AKP’nin iktidara gelişinden önce, 2000 yılında, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde Başsavcı Nuh Mete Yüksel tarafından Fethullah Gülen hakkında açılmış ‘tek kişilik terör örgütü’ oluşturma davası, Terörle Mücadele Yasası’nda AK Partili milletvekillerinin çabasıyla 29 Haziran 2006 tarihinde gerçekleştirilen değişiklikler sonrası beraatla sonuçlanmıştır.” (s.69)
***
Kitapta ayrıca, FETÖ ile Tayyip Erdoğan arasındaki asıl rahatsızlığın, “Dersaneler… Yurtiçi ve yurtdışındaki okullar… Türkçe Olimpiyatları… Yeni bir nesil yetiştirme gayretleri…”nin önünün Erdoğan tarafından kesilmesi olarak ifade ediliyor.
Koru, yazdığı eserde, Erdoğan ile Fethullah Gülen arasında kopuşun ve savaşın ise;
“Tayyip Erdoğan ve etrafının Camaat’in işlevlerinin hepsini üstlenecek yeni bir Cemaat oluşturma niyetinde olduğuna dair…
Galiba ‘TÜRGEV’ ile ‘İrfan ve İnsan Vakfı’ çatıları altındaki yapılanmayı bu niyetin somutlaşmış biçimi olarak gördüler…
Siyasete paralel bir yapı olduğu ithamına muhatap Cemaat, kendisine paralel bir Cemaat yapılanması oluşturulduğunu görünce harekete geçmiş olabilir” şeklindeki düşüncesini de dile getiriyor.
KORU, AKILLI DAVRANMIŞ…
Kitabın “Türkiye Gülen’i okullarıyla tanımaya başlıyor” başlıyla başlayan üçüncü bölümünde yazar Fehmi Koru’nun, beş çocuğundan hiç birisini “Cemaat”in okullarına göndermediğini, Anadolu liselerinde okuduklarını öğreniyoruz. FETÖ’nün eğitim kurumlarından kimlerin çocuklarının okuduğu ve mezun oldukları da eserde “temsili örnek”ler verilerek ifade ediliyor.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Okullarımızdan araştırmayan, sorgulamayan, 200 kelimeyle papağan gibi konuşan ve üniversite mezunu olup dilekçe dahi yazamayan nesiller ile; Allah (C.C.) ve Resûlüne (Salat ve Selâm O’na olsun) biat edeceğine liderine, şeyhine ve başkalarına biat kültürüyle yetişen insanların bu memlekete ne faydası dokunur?..