Bilmiyorum okudunuz mu Konya Barosu Başkanı Fevzi Kayacan beyin geçen hafta “Kerbela ve Hz. Hüseyin” ile ilgili yaptığı açıklamayı.
Ben okudum. Üstelik kamuoyunda “karanlık oda” olarak bilinen bir internet sitesi üzerinden okudum.
Açıklamayı okudukça “dershaneler tartışması” esnasında önlerine gelene “pers kurdu, şii, muta nikahlı” vb. yaftalarla saldıran “eski dostlar” geldi aklıma.
“Bu açıklamayı yapan Fevzi Bey’e de pekala ‘pers kurdu’ diyebilirdi o dostlar” diye içimden muzip, şakacı bir düşünce geçmedi değil.
Ama Fevzi beyin böyle olmadığını çok iyi bildiğimiz ve dahası bu tür “yafta”ları kimseye yakıştıramayacağımız, her şeyden önce sahip olduğumuz ahlakın buna elvermeyeceğini bildiğimiz için o düşünceyi muzip-şakacı da olsa hemence sildik zihnimizden.
“Sırça saraylarda oturan yezit” nitelemesiyle kimi kasdettiği, Hz. Hüseyin olma makamına kimi yakıştırdığı açıklamasında müphem Fevzi beyin.
Akla hemence Ali Şeriati’nin sözünün gelmemesi ise elbette kaçınılmaz. Ne diyordu merhum Şeriati: “Ölenler Hz. Hüseyin gibi öldü, kalanlar ise Hz. Zeynep gibi olmalı. Olmuyorlarsa Yezit’tirler!”
Demek ki Hz. Zeynep’liğe soyunmuş da denebilir Fevzi bey için.
Peki Fevzi beyin kurduğu alegoride Yezit’lik, Hüseynilik, Zeynebilik kimlerin payına düşüyor,
Kim Yezit, kim Zeynep, kim Hüseyin şu an?
Sahi Fevzi bey sizin dramanızın Yezid’i kim?
Bu soruya açık ve seçik bir cevap verebilir misiniz, lafı ağzınızda gevelemeden?
Gelelim AK Parti’ye ve onun Konya İl Başkanı Ahmet Sorgun’a…
Son haftada piyasaya yeni bir kulis bilgisi aktarıldı.
Denen şu ki, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ahmet Sorgun’a il başkanlığına aday olma demiş!
Bu deyiş eğer gerçekse “isabetli bir karar” olduğunu söyleyen çok AK Partili dostla konuştum.
Bu dostların kafasında sadece bir tereddüt var: “Kimin il başkanı olacağı konusu eğer milletvekillerine bırakılırsa onlar kendi üstlerinde bir güç değil tam tersi kuklaları olacak nispeten sorgunun biraz daha genç versiyonu birini tercih edeceklerdir” diyorlar.
Eğer dirayetli bir il başkanı seçilmezse AK Parti’nin son derece kuvvetli olduğu bir ilde daha çok “denge siyaseti”nin kurbanı olacağını düşünüyor bu dostlar.
İl Kongresi sürecinde gidilen ilçe kongrelerinde umulmadık sürprizlerle de karşılaşıyor parti.
Bunların hesabını kimin vereceği de sıkça tartışılanlar arasında…
Sözgelimi Akören’de “yapılamayan” kongre…
Niye yapılamadı burada kongre ilan edilen tarihte.
Çünkü delege gelmedi.
İlçe Başkanı’nın değiştirilmesi kararı vardı, yeni ilçe başkanı seçilecekti, yani ilçe teşkilatı yenilenecekti.
Her yeniliğin teşkilata dinamizm ve heyecan getirmediği görüldü. Eskisinin de istenen dinamizm ve heyecana sahip olmadığı seçimlerle kanıtlanmış bir ilçede kongrenin yapılamayışı, delegenin kongreye katılmaya bile istekli olmayışı nasıl açıklanabilir?
Kim açıklar bunu?
Hangi il başkan yardımcısı?