Son günlerin tartışma konularından birisi Prof. Hayrettin Karaman Hoca’nın “BAŞÖRTÜLERİYLE SİGARA İÇEN KADINLAR” yazısında yaptığı; “Ben başını örten ama göstere göstere sigara içen bir bayan gördüğümde şöyle bir intibaya kapılıyorum: Sanki farklı olana şunu diyor; siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var” değerlendirmesi.
Özellikle yazının son cümlesinde geçen “Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var” sözü büyük tepkiyle karşılandı.
Hoca, bu haklı tepkiler üzerine yanlış anlaşıldığını, kastının algılandığı gibi olmadığını beyan ederek hem özür diledi hem de helâllik istedi.
Niyetinin ne olduğunu bilemem; ancak, niyetinin başörtülü olup da başörtülü kadın ve kızlara yakışmayan davranışlara tepki amaçlı olduğunu, düşünüyorum.
Amacım, Hoca’nın avukatlığına soyunmak değil; kaldı ki Hoca’nın bende örneklik teşkil eden bir karşılığı da yok; yukarıdaki söz üzerine yapılan eleştirilerin farklı yönlere çekilmesi, özellikle muhafazakar kesimin kendi içine düştüğü rezalet duruma dikkat çekmektir.
Eleştiri sınırlarını aşıp farklı yönlere çekenlerden birisi de Habertürk Gazetesinin başörtülü yazarı Nihal Bengisu Karaca’dır.
Hanımefendinin yaptığı değerlendirmeler bana göre; tam bir “FİKRİ CİNNET HALİ” yaşadığının göstergesidir.
Başörtülü yazarımız çok kızmış olacak ki, yazının başlığında bile Hocaya hitaben, “MÜMKÜNSE CENNETTE BİLE KARŞILAŞMAYALIM” diyor.
Hoca yukarıdaki sözüyle hattini aştı aşmasına da; hanımefendinin “Mümkünse Cennette Bile Karşılaşmayalım” sözüyle bırakınız hattini aşmayı bu söz, Allah(cc) korusun en hafifiyle imana zarar verebilir.
-Hoca cennete girdi, sen karşılaşmamak için cehennemi mi tercih edeceksin?
Hanımefendi iyice dolmuş olacak ki Hoca imdada yetişmiş; “İSLAMCI-dindar-geleneksel ya da muhafazakâr erkekler arasında, dindar kadınlara cephe almazlarsa yaptıkları ibadetin kabul edilmeyeceğini düşünen gruplar var,” diyor.
-Külliyen saçma; ayıp çok ayıp bu kadar saçmalığa pes yani!
Devam ediyor, “Onlara göre bir kadın, eğer dindar ise çalışmamalı. Çalışan kadın beşeri ve içtimai çöküşün tetikleyicisi olduğunu bilmeli. Bilmiyorsa bildirilmeli” diyor ve hızını alamıyor;
“Onlara göre kadının bekâr gezmesi sorun. Ama evliyse ve eşine itaat etmiyorsa daha büyük sorun!... Hatta birine göre şöyle: “Kadınlar ümmetin en büyük sorunu.”…
Kısaca, yazı saçmalıklarla dolu diyeceğim de saçmalık bile hafif kalır; bu sözleriyle tüm dindarları, muhafazakarları aşağılıyor, özellikle Müslüman erkeklere hakaret ediyor!
-Tam bir FİKRİ CİNNET HALİ!
Bir Müslüman İslami konularda kafasına göre hüküm veremez; esasa dokunan yorum yapamaz! Elbette ki, tepki gösterilecek; ancak, tepki ortaya konulurken ölçü sınırları aşılmamalı.
Yazarımız, “Bu durum kadını ve erkeğiyle insanların “göstermek” için giyinir olduğu bir çağda “örtünme” gibi zor bir sorumluluğu yüklenip götürmeye çalışan kadınlara iftira atmanızı gerektirir mi? “Açıklamasıyla çok sığ bir yorumda bulunuyor.
-Giyinmek zor bir sorumlulukmuş!
Kurallarına uygun giyinme, erkek olsun kadın olsun Hz. Allah (cc)’ın emridir. Hz. Allah(cc)’ın emri zor gelmez, kendisine zor geliyorsa bilemem.
Ayrıca, tesettür, Müslüman bir kadın için giyinmenin çok ötesinde anlam ifade eder. Onun için başını örten bir kadının yaptığı edebe aykırı davranışlar tepki çeker ve hoş karşılanmaz.
-Bugün başı örtülü olup da edebe aykırı hal ve hareket içinde olan kızlara ve kadınlara çok rastlamıyor muyuz?
Hayrettin Karaman Hoca’ya yüklenmeyle bu acı gerçeğin üzerini örtemeyiz; abuk subuk tartışmaları bırakıp Müslüman Türk kadınını içine düştüğü bu vahim durumdan kurtarmanın mücadelesi içinde olmalıyız.
Yüce Rabb’im hepimize akıl feraset versin.