Rakip Beşiktaş ligde oynadığı son altı maçını kazanmış moralli bir şekilde liderliği tekrar almak için Konya’ya geliyordu. Süper Lig’in takım oyununu çok iyi oynayan, kısa paslarla organize olarak ceza sahasına çabuk girebilen golcü bir takıma karşı Konyaspor açısından maçın çok zor geçeceği bekleniyordu. Türkiye kupasında rakibi zayıf olsa da alınan farklı sonuç Konyaspor’u biraz olsun moral yönünden kendine getirmişti. Böyle bir ortamda maçta istekli, arzulu, hırslı, pozisyon üretip rakibe önde basarak baskı uygulayan rakipten dönen topları kazanan ancak son vuruş becerisi olmayan bir Konyaspor izledik. Hleb’in olmadığı çok koşan üçlü orta saha takıma bir direnç getirmiş. Bunda maçta orta saha oyuncuları Uğur İnceman ve Ali Çamdalı’nın koşu mesafesinde 12 kilometreyi geçerek sıralamada il beşe girmeleri en büyük etken. Ancak savunmadaki sıkıntılarımız halen devam ediyor. Yediğimiz iki golde de Selim’in hataları var. Birinci golde kalecinin degajından gelen topta zamanlama hatası, ikinci golde de topu uzaklaştıramayarak rakibe asist yapması affedilecek hatalar değil. Büyük takımlara karşı bu hataları yaparsanız cezayı anında keserler. Bunda tabiki futbol takımının futbolcu kalitesi ortaya çıkıyor. Büyük takımlar çok kötü oynadıkları maçı bile kazanabiliyorlar. Maçın istatistiklerine baktığımız zaman Konyaspor açık ara önde gözüküyor. Sezonun belki de en iyi oyununu oynadığınız maçta puan alamamak insanı üzüyor. Ancak işin iyi tarafı spor kamuoyunun hemfikir olduğu iyi oyun futbolcularda özgüven yaratacaktır. Maçın hakemi Halis Özkahya verdiği ve vermediği kararlarla epey tartışılacak diye düşünüyorum. Aykut Kocaman Hoca’nın futbolun doğrularını yapan birbirine yardım eden tasada ve sevinçte birbirini destekleyen bir takım olmaya çalışacağız mesajını Konyasporlu futbolcular iyi değerlendirmeli. Konyaspor bu maçta takımdaşlık açısından doğru yöne yöneldi. Konyaspor’un oyuncu yönünden takviyeye biraz da zamana ihtiyacı var. Taraftarımızdan da bu sabırı göstermesini bekliyorum.