Trabzon deplasmanında elde ettiğimiz beraberlik ile çeyrek finale kaldık.
Bazen galibiyetler, bazen de mağlubiyetler mesaj alıp vermede etkilidir. Bazen kazanıp kaybetmezsiniz ama geleceği ışık tutan maçlar olur işte tam da öyle bir maçtı Trabzonspor kupa maçı. Haydi, biraz açalım isterseniz… Tabiri caiz ise enine boyuna masaya yatıralım bu maçı ve haftayı…
Trabzonspor maçında ilk maçta alınan gol yemeden gelen galibiyet ile yakalanan avantajı Mehmet Hoca ve öğrencileri çok güzel kullandı. Etkili bölgede neredeyse hiç alan vermeyen Konyaspor akıllı oyununa hızı da eklemiş göründü. Konyaspor'da önceki dönemde 4-6-0 sistemini beğenmediğimi yapamayacağımızı söylemiştim. Burada bir düzeltme yapmam gerekirse kupa gibi iki ayaklı maçlarda ilk maçta istediğiniz sonucu aldıysanız bu Konyaspor bu mantaliteyle bu sistemin hakkını verir. Ama sadece iki ayaklı maçlarda ve rakibin üstünlüğünü kabul ettiğiniz maçlarda uygulanmalı. Sezonun ilk maçında yaptığımız Trabzon maçında Traore'nin ayağı kırılmış, B, C, D planı olarak aldıklarınız bal ligi ayarında olduğundan istediğimiz durumlara düşmüştük.
Vedat Bora'nın sakatlanması ise alternatifli kadro yapmanın önemini transfer sezonu devam ederken göstermiştir sanırım. Trabzon takımı ile kupada yaptığımız iki maç taktik ve mantalite olarak farklılık gösterecektir. Ancak zaaf zaaftır. Bu yüzden her iki maçta da özellikle dikkat ettiğimiz defans arkasına atılan toplar, Trabzon’u aciz duruma iterken, skoru ele geçirdiğinizde orta alanı fiziken kalabalık tutup hızlı hücuma çıkan oyuncular ile beslediğinizde, Trabzon’a atak şansı bile vermiyorsunuz.
Ekstra işler yapmak için hücum alanında çok görünmeyen oyuncuların da o bölgeye gitmesi, bazen istediklerini alırken bazen de farklı mağlubiyetlere sebep olacaktır. İşte Mehmet Hoca kupada aynen bunu uyguladı. Kaliteli birinci sınıf bir golcümüz olsa, psikolojik faktörleri de hesaba katarak tarihi bir fark gelebilirdi. Yaygın kanaata göre kâğıt üzerinde Türkiye Kupası’nı Anadolu takımları almasın diye geliştirilen çift maçlı eleme usulü maçlarda önceki iki sezon olduğumuz yere gelebildik. Kim bilir belki 3 maçı kazanır yeni bir statü değişikliğinin sebebi oluruz.
Moke için ayrı bir tırnak açmak gerekirse ayakları ile beyni arasında bir köprü kurarsa biraz Batista tadı verecek gibi. Bir tırnakta şu iki gündür konuşulan golcüye açmak gerekirse İngiltere'de 27 yaşında 5 tane golcü bulunurken bunların hiçbiri Fransa'da oynamadı. 26-27 yaş bandında ise Fransa'da oynayan iki futbolcu var Ayew ve Knockaert. Her ikisi de 7 milyon Euro'dan fazla olduğu için ancak bir kiralama olabilir diye düşünüyorum. Diğer ihtimal ise Premier Lig sadece İngiltere’de yok, sanki bu ihtimal daha güçlü gibi. Öte yandan çıta Ayew olunca, olmadığında Yatabare 'ye yazık olmasın. Bize puanlar kazandıracak o da. Medyanın büyük takım hegemonyası bitmeyecek o yüzden son kupayı kaldıran şampiyon da olsanız bu algı çok zor düzelir. Tabi yönetim bazındaki sıkıntılar giderilmeden onlar için olumlu yorum yapmam söz konusu bile değildir. Konyaspor başkanı iyi bir insan gibi korkum içerde bu adamı yemeleri ya da maşa yapmaları. Gel gelelim iyi insan ile iyi başkan aynı şey değil...
Sonuç olarak takımız devre arasını iyi geçirmiş ama halen golcü ihtiyacımız olduğunu takım bas bas bağırıyor. Bu turu geçmek çok şey ama her şey değil. Hafta sonu bambaşka bir maç bambaşka senaryo olacaktır.
Maçın sözü; Başarmak için 3 şey gerek, tutku, teknik ve cesaret teknik olmadan turu geçmeyi başardık.