Gani gönüllü şehir: BİTLİS

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Doğu Anadolu Bölgesi’ne gerçekleştirmiş olduğumuz ziyaretin ikinci gününde Bitlis’teydik. Dar esnaf sokakları, kıvrımlı ve yokuş yolları, gani gönülleri ile tipik bir Doğu şehri Bitlis…

BİTLİS

İkinci gün Bitlis’e geçtik. Dar bir vadide kurulu tarihi motifleriyle sanki ortaçağdan kalma bir şehir konumunda Bitlis. Dar esnaf sokakları, kıvrımlı ve yokuş yolları, gani gönülleri ile tipik bir Doğu şehri Bitlis. Tatvan düzlüğüne göre yayılma gösterse de henüz eski kalıntı şehir kendini bağlı bulunduğu kültürden kurtaramamış.

Boşuna dememişler meşhur türküde;

Bitlis’te beş minare, beri gel oğlan beri gel,

Yüreğim dolu yâre, beri gel oğlan beri gel.

Bu türkü değil bir ağıttır aslında. Rus işgalinde tamamen yıkılan şehre bakmak için oğlunu gönderen babanın türküsüdür bu. Şehre giden oğlanın “baba bütün şehir yıkılmış, sadece 5 minare ayakta” demesi üzerine Bitlis’e yakılan bir ağıttır bu.

Hele de Bitlis kalesi; yüksek mi yüksek, ihtişamlı mı ihtişamlı. Nasıl da hâkim şehre. Tamamen ayakta olan bu kale Bitlis halkının sığınma yeri gibi dimdik oturmuş tepeye.

Sıcak, samimi ve candan insanı ile çay içiyoruz. Çaylar esnaftan tabii ki. Ortadan akan çay üzerinde eski ve yeni köprüler ve geçitler, altından ırmak akan evler, restorasyon bekleyen binalar ve damlar; nasıl da yakışır bu şehre, yakışır ihtişamına, tarihine, maneviyatına. 

Sokaklarda satılan şifalı otlar özellikle “uçkun: yöre halkı ışkın diyor” halk tarafından çok seviliyor. Ellerinde dondurma lokmaları her şeye çare olarak görülüyor ve daha çok mide ilacı ve ağrı kesici olarak tüketiliyor. Aslında ışkın bitkisi şeker ve kolesterolü düşürücü, kanser hücrelerini yenileyici ve sindirimi kolaylaştırıcı olarak bilinir.     

Bitlis 7 bin yıllık bir şehir. Eski ve yeni haliyle adeta bir açık hava müzesini andırıyor. Bitlis’in günümüzde kullanılan isminin nereden kaynaklandığı pekte bilinmemektedir. Asur dilinde Bit-Liz Yurt-Kale olarak anılmıştır. Şehrin isminin Bitlis Kalesi’ni yapan İskender’in komutanlarından Bedlis’ten geldiğini ileri sürmektedirler.

Bitlis Kalesini M.Ö. 331 yılında İskender’in emriyle yapan bu komutan, kente kendi ismini vermiştir. O günden sonra şehrin ismi küçük bir değişikliğe uğrayarak günümüze kadar gelmiş ve bugünkü ismini almıştır.

Esnafıyla çay içiyoruz. Saygılı ve hürmetkâr insanlar. Bu kadar dar vadide yetişen Bitlis insanın bu kadar geniş yüreğe sahip olması imanın ve geleneklerin etkisi olsa gerek.

Terör hakkında konuşuyoruz. Burayı pek terör vurmamış ama insanı yine de rahatsız. “Ülkemizde terör bitsin bir an evvel işimize bakalım” diyorlar.   

Bitlis’in dağlarında çeşitli otlarına ve endemik bitkilerine bağlı olarak balı oldukça meşhurdur. “Balımız her derde deva” diyen Bitlisli iyi bir bal lobisi oluşturmuş görülüyor. Bitlis’te fazla kalamıyoruz, oradan kendinden daha meşhur Tatvan’a, ardından da yıllardır görmeyi en çok arzu ettiğim Ahlat’a geçiyoruz.  

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.