Yıllar önce otobüs şoförlüğü yaptığım sıralarda, hemen hemen her yıl kutsal topraklara hacı götürüyorduk, malum hacca gittiğimizde hac vazifemizi fırsattan istifade ederek yerine getiriyorduk. Her sene hacca gidip gelmek ne güzel bir yolculuktu. Çok güzel yıllardı o yıllar, arkadaşlık ilişkileri çok iyiydi, yolculuk arkadaşlıkları, iş yeri arkadaşlıkları, hac arkadaşlıkları vs. vs. vs.
Öyle güzel arkadaşlık ilişkileri olur ki, bazı arkadaşlıklar sürekli devam eder, mesela hacca giderken, otobüsümüzle beraber gittiğimiz yolculardan hala beni arayan hacılarımız mevcuttur.
O yılardaki bir anımı sizlerle paylaşmak istedim: Yine o yıllarda bir gün hac hazırlığı yapıyoruz. Otobüsün eksiklerini tamamlıyoruz, bize yolda lazım olacak yedek parçalarını tamamlamaya çalışıyoruz. Bir de benim yedek kapatanım arkadaşım Ali var. Ali çok heyecanlı, ilk defa hacca gidecek. Sanayide aracımızın eksiklerini tamamlarken, Ali’ye ara sıra soruyorum, ‘Ali kardeşim, bir eksiğimiz var mı? Aman ha yola gideceğiz herhangi bir ihtiyacımızı unutmayalım, sonra oralarda perişan olmayalım’ diye aramızda Ali ile konuşurken, arkamızdan simit satan bir arkadaş, konuşmalarımızı dinlemiş olacak ki ‘abi bakar mısınız’ diyerek, ‘vantilatör kayışının yedeğini de aldınız mı?’ diye bize sordu. Arkadan gelen bu sese dönerek baktığımda, bir simit satan arkadaşın bize bir hatırlatmasıydı. Tekrar dönerek Ali’ye gördün mü? ‘bir simitçinin aklına geliyor da vantilatör kayışı, bizim aklımıza gelmiyor’ dedim. Bir an durdum, aman Allah’ım ben ne söyledim, karşımdaki simitçi arkadaşımızı sanki küçük görerek kurduğum bu cümle beynimde şimşek çakmasına sebep olmuştu! Simitçi arkadaşa geri döndüm ve öyle utanmıştım ki, bu fütursuzca kurmuş olduğum cümle yüzünden, bir süre yüzüne bakamadım. Ama ne yazık ki
bir kere ağzımdan çıkmıştı o laf, çok kötü bir laftı, eyvah dedim ama bir kere çıktı ağzımdan, tabi ki o an çok üzülmüştüm o lafı söylediğime. Tam o sırada simitçi arkadaş gelerek omzumdan tutarak, ‘abi ben simitçi olduğumu unutmuşum, özür dilerim’ demez mi? İşte yıkıldığım an o andır. Sonra ben de simitçi arkadaşa dönerek onu kucakladım çok özür dilediğimi beyan ederek ve hakkını helal etmesini söyledim. Simitçi arkadaşımız hakkını helal etti ama etse ne olacak ki, bir türlü kendime gelemiyordum.
O gündür bu gündür o eskilerde kalan bu kötü anımı hiçbir zaman unutamam. Diyorum ki ağzımızdan çıkan kelimelere çok dikkat etmemiz gerekiyor.
Tatlı dillerin hayatımıza egemen olması ve hayatınızın hep güzelliklerle dolu olması dileği ile…
SAYGILAR SUNUYORUM.