Pastırma sıcaklarının yaşandığı geç bir sonbahar gününde Karaman ili, Sarıveliler ilçesi, Göktepe Kasabası’na ziyarete gitmiştim. Havalar gündüzleri oldukça güneşli ve orta sıcaklıkta, geceleri ise ilik kurutan soğukların yaşandığı günlerdendi. Çoculuk yıllarımda sapan, delikanlılık yıllarında silah tutan elimde son yıllarda fotoğraf makinası ve klavye tuşları olur oldu her ne hikmetse. ‘Yazmasam ölürdüm’ diyen Sait Faik’in bu satırlarını kitaba dönüştüren Ayşe Böhürler ve o kitabı geldi aklıma yazmasam ölmezdim belki ama içim içini yerdi.
Doksan kilometre uzaktan Gazipaşa’nın Karalar Köyü’nden, iki bin metre rakımlı Göktepe yaylasına onları getiren güç neyse, beni de gecenin bu vaktinde bilgisayar başına oturtan şey o olmalı. Onlar Yörük oldukları için elektriksiz, susuz ve en önemlisi internetsiz bir yaşamı kendilerine bir yaşam tarzı seçmişler ve yaklaşık beş günlük yaya yolculuğu sonunda buraya gelmişler. Onlar burada geçirdikleri zamanı ‘tatil’ olarak görüyorlar, onca meşakkat onları dinlendiriyor sadece.
İki bin rakımlı ilanlı muğar yaylasını mesken tutan Yörükler, burada küçük çaplı bir köy kurmuşlar. Yolları fena değil, çeşmeleri iki oluklu ve gayet güzel suyu var, hayvanlar için ahırlar mevcut, bu küçük köyün girişinde minik bir mescit var ve ihtimal yaz aylarında Cuma namazları da burada kılınıyor. Ayrıca tek kişilik de olsa umumi tuvaletleri bile var. Tek kişilik deyip küçümsemeyelim, Bulgaristan’ın Sofya’dan sonra ikinci büyük şehri Plovdiv’in otogarında bile tek kişilik bir hela var üstelik buradaki kadar hijyenik değil.
Çadırları, Alaçık adı verilen türden yani taş duvarlardan örülerek yapılıyor. Bir de tıpkı insanlık tarihinin bilinen en eski yerleşim yeri Orta Anadolu'da, günümüzden 9 bin yıl önce yerleşim yeri olmuş, çok geniş bir Neolitik Çağ ve Kalkolitik Çağ yerleşim yeri Çatal Höyük gibi üst üste odalar vs. enteresan bir yer.
Mayıs ayının sonlarında gelmeye başlayan Akdeniz’in denizi değil de dağları tercih eden kara yağız insanları, mal melel ile beş ay kadar uğraşıp, Ekim ayı ortalarında köylerine geri dönüyorlar. Yük taşımak için kamyonet, binek arabaların yanı sıra traktörleri de bulunan Karalar Köyü Yörükleri, yakın bölgelerdeki diğer Yörük aşiretlerinden farklı olarak yarı konargöçer bir yaşam sürmektedirler. Örneğin, Ermenek yakınlarında bulunan İhsaniye Yörükleri Keçe çadırda yaşarken, tam göçebe olarak yaşayan Sarıkeçili ve Bozahmetli Yörükleri kıl çadırı tercih etmektedir.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; coğrafya ve iklim insanların yaşam tarzlarını etkileyen en önemli etkenlerden olup, barınma ve giyim dâhil birçok konuda göçerleri şekillendirmektedir.