Hepimiz biliyoruz ki, bu saldırılar, yeni bir şey değildir. Bu saldırılar, kana doymayan Siyonistlerin belirli aralıklarla yaptıkları bir zulümdür.
Ben kendimi bildim bileli, İsrail, Filistin’e zulüm eder. Kadın çocuk, genç yaşlı, demeden göklerden ölüm yağdırır. Hızını alamazsa bu sefer de karadan ve denizden vurmaya başlar. Niye vurmasın ki, o topraklar onlara vâd edilmiş topraklardır. E dur demeyen olmayıp, bir de sırtını sıvazlayanlar olunca niye dursun ki?
İnsaf, insan da olur. Karşımızda insanlıktan çıkanlar olunca, kimsenin insaf ettiğini de görmüyoruz. Dünyadan hiçbir ses seda da çıkmıyor. BM, arada bir seslenecek gibi oluyor. Daha sonra “Kaygılıyız, endişeliyiz, tedirginiz” gibi insanla dalga geçen kısık, cılız ve korkak seslerden başka bir şey duymuyoruz. Maalesef, bu süreç, yıllardır böyle işliyor. Siyonistler, inançların ve tıynetlerinin gereklerini yapıyorlar. Peki ya, biz ne yapıyoruz? Bu süreçte Gazze’yi sadece İsrail mi vuruyor? Hayır… Gazze’yi vuran başka kişiler de var. Hem de onlar arkalarından vuruyor Gazze’yi…
Kim Bunlar;
-Gazze’yi, sadece İsrail, saldırı yaptığında hatırlayan bizler, oysa ki o insanlar orada her gün ölüyorlar,
-Filistin’e, Gazze’ye, yardım topladığımızda içimizdeki fakirleri doyurduk mu diyen cahiller? Be mübarek adam, şimdiye kadar kaç kuruş verdin de lafını ediyorsun? O adamlar senin böyle dediğini duysalar paranı geri iade ederler. Zaten onlar dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde yaşamalarına rağmen, vatanlarını terk etmeyen onurlu ve inançlı insanlardır.
-Kendi Müslüman kardeşleri sadece, saldırı zamanlarında değil, normal zamanlarda da yaşam mücadelesi verirken kılını kıpırdatmayan, ağzından tek kelime dökülmeyen, petrol zengini ülkeler ve onların, Yüreksiz iş adamaları…
-İsrail ile aramızı bozmayalım deyip, hala minute’e inanamayan veya inanmak istemeyen korkaklar.
-İsrail haricinde, her şeye müdahale eden, her şeyi kınayan sözde Hocaefendiler! (Yine kınamadılar)
-Yahudi mallarını, boykot etmeyi hayatımızın bir parçası haline getiremeyip de sadece başı kopmuş bebekleri gördüğümüzde boykotu aklımıza getiren bizler…
-Filistin’i savunduğunuz kadar, Doğu Türkistan’ı savunmuyorsunuz diyen faşistler. Be kardeşim, mazlumun dini, ırkı, cinsiyeti ve milliyeti yoktur. “Mazlum muzlumdur.” Gücümüz nereye yetiyorsa, nerede akan bir damla kanı durdurabiliyor, bir yarayı sarabiliyorsak ne mutlu bize!
-“Komşularımızla sıfır sorun deyip, sıfır ilişki kurdunuz “diyen dar görüşlüler, yaşanan bu sancılar iktidardaki kuklalar ile yaşanıyor. Oradaki Müslüman halk ile yaşadığımız zerre problem var mı?
Gazze sadece silahlar ile vurulmuyor. Gazze aynı zamanda bu söylemlerle ve bu tavırlarla da vuruluyor. BM ve AB gibi kurum ve kuruluşlar Gazze için tek bir adım dahi atmazlar. Türkiye ve Katar’ın haricinde, cesurca çıkışlarda bulunan başka kimse de yok. Ne zaman ki Müslümanlar yekvücut olup süper güç haline gelir, ancak o zaman İsrail’e bir dur diyen olur. İşte o zaman sadece durdurmakla da kalmayız. Ey İslami direnişin sembolü Gazze, sana selam olsun. Allah’ın yardımı sizin semalarınızı doldursun.