Yıldızla müzeyyen güzel tacına,
Siyah tül bağlamış kara geceler.
Sanki yas tutmuş da senin acına,
Günlerce ağlamış kara geceler.
Ay kandille gelir ayakucundan,
Hep gülümser, alır gider acından,
Kadir Gecesinin o ilacından,
Ne şifalar söyler kara geceler.
Dalar gider insan ta uzaklara,
Baktıkça ürperir karanlıklara,
Hayran hayran bakıyorken göklere,
Ruhları tazeler kara geceler.
Semada açılmış gecenin gülü,
Gören ayrılamaz, tutulur dili,
Allah’tan gayrının erişmez eli,
Nice sırrı gizler, kara geceler.
Kimi mışıl mışıl uykuya dalar,
Kimi şırıl şırıl göllere dolar,
Kimi el açarak, Allah’tan diler,
Görenleri özler, kara geceler.
Şu Kutup Yıldızı, şu Süreyya mı?
Sahi, şu yıldızlar birer dünya mı?
Gerçek mi, hayal mi, yoksa rüya mı?
İnsanı büyüler kara geceler!
Düşünceli, ıssız, sessiz geceler,
Kadirle müşerref, eşsiz geceler,
Hem nurlu, hem de güneşsiz geceler,
Mahzun mu giderler, kara geceler?
Her gün halimizi soran geceler.
Ruhu kucaklayıp saran geceler.
Her türlü esrarı gören geceler.
Görürler, demezler, kara geceler.