Bizi bilen biliyor. Çok şükür. Dünden bu yana bir kez daha yatıp kalkıp Allah’ıma şükrediyorum. Bu yalan dünyada en güzel şey bir insanın dostları olması. Hem de karşılıksız seven dostlarının olması. Konya’dan, Ankara’dan, İstanbul’dan Samsun’dan, İzmir’den Konya’ya gelirken yoldan, Almanya’dan vallahi billahi Vietnam’dan arayan soran yazan ve “Abi biz seni biliyoruz seviyoruz” diyen insanlar vardı ya, Allah sizlerden bir değil bin kere razı olsun.
Böyle bir mutluluk yaşarken hep korktum. Asla şımarmak, havaya girmek, gubuzlanmak yok. Çünkü dün bir imtihan günü daha idi. Şükürler olsun inşallah iyi geçirmişizdir.
Yine de sonuçta insanız ya dün mutlu idim.
Şimdi bu duygular içerisinde yine güzel bir şeyler yazmak istiyorum.
…………….
Malum referandum işi bizi aşar.
Bu konuda asla yorum yapamayız. Biz boyu kısa, kel kafalı, göbekli yerel bir gazeteciyiz.
Biz sadece Konya’da bize aktarılanları ya da insanların görüşlerini sizlerle paylaşabiliriz.
Mesela şu 18 maddelik olayda şehrimizde en çok konuşulan ya da anlamadığımız için konuştuğumuz konu 18 yaş meselesi. Yani 18 yaşında vekil olma meselesi. Yani bu 18 yaşında bizi temsil edecek bizimle ilgili kararı verecek vekilin askerliğini yapmayacak olmasından tutun da emekliliğine kadar her şeyi konuşuyoruz.
Çünkü konuşabileceğimiz tek madde bu gibi.
Haaa bu madde benim de kafama oturmuyor. 18 değil de 28 olsa ne yazar. Yönetecek insan insan olmadık sonra ya da hata yapmayalım adam olmadıktan sonra.
Ama Reis böyle dedi ise o zaman konuşmanın da anlamı yok değil mi?
Yalnız bakıyoruz genç bir nesil var. Bu kesim siyaseti çok seviyor. Çok da hevesliler. Bunların yarısı adam gibi çıksa yeter.
Geçtiğimiz gün yine genç siyasi gençlerle birlikte idik. Bunlar AK Partili gençlerdi. Gençler işe çok hazırlar. Çünkü önlerinde liderleri Erdoğan var.
Derken Başbakan Binalı Yıldırım Meclis grubunda Bozkurt işareti yapıyor.
Ondan önce MHP’nin toplantısında Atatürk, Bahçeli ve Erdoğan posterleri vardı. Herhalde merhum Türkeş yoktu.
İşi bilen, 40 yıllık siyasetçiyim diyenler bile neyin ne olduğunu hâlâ anlayabilmiş değil, değil mi?
Son yıllarda “at izi it izine karıştı” diyenler şimdi AK Parti’nin “Rabia”sı ile Ülkücülerin “Bozkurt”u da el değiştirdi ya, bundan sonra bizim nesle karada ölüm yok inşallah.
Kimse kusura bakmasın Rahmetli Demirel ve Özal köşkte iken köşk muhabirliği yapmıştım. Ondan öncede TBMM muhabirliği, Genelkurmay Başkanlığı muhabirliği ve Başbakanlık muhabirlikleri yapmıştım. Köşkten sonra “böyle siyasetin…” deyip kendimi İstanbul’a atmıştım.
Nasıl yanılmışım. O günler bayağı iyi günlermiş.
…………..
Neyse konuyu dağıtmayalım. Ben AK Partili gençlere Mustafa Akış Bey’i örnek gösterdim.
Milli Görüş tabanından gelip, her türlü kademelerde görev yapması AK Parti’de çalışmaları, hatta kendisi için o genç yaşta vekil olması tam bir tırmanış idi.
Sayın Akış’ı vekil iken bu günkü kadar sevmiyor ve böylesine saymıyordum.
Yine genç siyasetçinin kaderi bu olsa gerek önce Cenab-ı Allah, ardından Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden tutması ile yeni bir siyasi imtihana girdi.
Ve o günden bu güne Sayın Akış öyle akıllı, zeki hareket etmeye başladı ki bilenler anlayamadı, görenler gördüklerine inanamadı. Çünkü bu sanki bizim vekil Sayın Akış değil idi.
Sayın Akış’ı gençlere iyi ve kötü yönleri ile. Dahası geçmişteki bana göre hatalı veya hatalı sandığım yönleri ile aktarıp bugün onların nasıl yapılmadığına işaret ettim.
Kim ne derse desin bugün Sayın Akış bırakın Konya’yı, Türkiye’de, Türkiye’nin dışında bazı ülkelerde beyefendinin en güvendiği genç isimlerden.
Allah inşallah Mustafa Bey’i mahcup etmesin. Tuttuğunu altın etsin.
Genç siyasetçi adaylarına, siyaseti AK Parti cenahında seven hayal eden gençlere bugünlük tek önereceğim yaşayan canlı örnek Mustafa Akış’tır.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
En son ölüm gelir, yine de erken deriz.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Vatan Caddesinde uygunsuz ve yasak olduğu halde iki sıra park yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.