Özel okulların bursluluk sınavlarına öğrencilerin akın akın müracaat etmesi, devlet okullarına karşı kafalarda soru işaretlerinin oluşmasına neden oluyor. Bir özel okulun açtığı bursluluk sınavına alınacak 850 öğrenci olmasına rağmen binlerce öğrencinin başvurması dikkat çekici.
Her zaman okullarımızda verilen eğitimde yaşanan zorluklar ve sorunları dile getirdik ve bu gidişle de devam edecek görünüyoruz. Okullarda kaliteli eğitimle birlikte erdemli gençlerin yetişmesi için ne kadar çaba sarfedildiği bizim için önem arzediyor.
Okullarda verilen eğitim ne kadar önemli ise çocukların okul içi ve dışında güvenliği de aileler için çok önemli. Çünkü okulların en yakınına kadar gelen tehlikeler elbette dışarda da her zaman karşılaşabilecekleri cinsten.
Okullarda rehber öğretmenler, öğrencileri sınıf içerisindeki davranışlarından, teneffüslerde arkadaşlarıyla ilişkilerine kadar takip edebilmeli. Hatta rehber öğretmenlerin sayısı artırılmalı ki öğrencilerle daha yakından ilgilenebilsinler.
Yukarıda sözünü ettiğim bu özel okul meselesi ise işin en can sıkıcı tarafı. Evet özel okullarda bu kadar güzel eğitimler verilirken, çeşitli olanaklar sunulup sosyal alanlar yaratılırken devlet okullarındaki eksiklikler daha bir göze batıyor.
Özel okullarda çocuğun geleceğine yönelik planlar yapılırken, gelecekte hangi meslekte başarılı olacağı konusunda yeni yöntemler geliştirilip o yönde daha fazla eğitim alması sağlanırken ve daha bir çok çalışmayla gençler geleceğe hazırlanırken devlet okullarında eğitim alan öğrencilerin bu şansları maalesef olmuyor.
Üniversite sınavlarına çok az bir zaman kaldı ve ailelerin gençlerin endişeli bekleyişleri sürüyor. Onlar tüm enerjilerini artık sınava yönelik çalışmalara vermiş durumdalar. Burada aslında hangi mesleği seçeceklerinden çok sınav aşamasını geçmek derdinde olduklarını görüyorsunuz. Şu mesleği seçersem o bölüme girmek için ne kadar puan almam gerekiyor ve nasıl çalışmalıyımın çok dışındalar. O nedenle okullarda öğrencilerin bu konuda da yönlendirilmesi için çalışmaların da yapılması gerekli.
Gelecekte neyle karşılacağından çok sanal dünyada yaşayan gençlerin ileriki yaşamlarında karşılaşacakları zorluklar da bir hayli çok olacaktır. Gençlerin sanal dünyada sürdürdükleri yaşamları, arkadaşlıkları ileride kurdukları aile yaşamlarında da sorunlar çıkarıyor. Hal böyle olunca boşanmaların sayısı artık günümüzde değerlendirdiğimiz “boşanma sayısı artıyor”un çok daha üzerine çıkacak görünüyor. O nedenle aileleri daha dikkatli olmaya çağırmaktan başka çaremizde yok. Üstelik çalışan annelerin çocukların da gözlemlediğimiz sorunların da daha dikkat çekici boyutlara ulaştığını söylemekte yarar var.